İklim gündemi açısından 2022 yılında bizi neler bekliyor olacak?
2021 yılı, iklim gündemi açısından hem önemli kararların alındığı hem de tüm dünyanın sel, kuraklık, yangınlar, aşırı sıcaklıklar gibi iklim afetleriyle boğuştuğu bir yıl olarak tarihe geçti. Yardım kuruluşu Christian Aid’e göre 2021’de her biri 1,5 milyar dolardan fazla olan on felaket dünya çapından milyonlarca insanı sefalete sürüklerken, 2021 dünya tarihindeki en sıcak beşinci yıl olarak kayıtlara geçti. Peki, iklim gündemi açısından 2022 yılında bizi neler bekliyor olacak? 2022 yılının iklim gündemini belirleyecek temaları ve uluslararası etkinlikleri İSO Yeşil Blog için derledik:
IPCC Raporları
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change, IPCC) 2021’in Ağustos ayında yayımladığı raporla küresel sıcaklık artışını 1,5 derecenin altında tutmak için zamanımızın daraldığını hatırlatmıştı. IPCC’nin bu raporu, 2018 raporuna kıyasla medyada üç kat daha fazla yer alarak uzun süre gündemde kaldı. 2022’de de IPCC’nin altıncı değerlendirme döngüsünü üç yeni raporla tamamlaması bekleniyor.
Şubat ayında “Etkiler, Uyum ve Kırılganlığa İlişkin IPCC Raporu” (IPCC Climate Report on Impacts, Adaptation and Vulnerability) başlıklı bir rapor yayımlaması beklenen IPCC, bu raporunda iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin son değerlendirmelerini paylaşacak. Nisan ayında yayımlanması planlanan “IPCC İklim Değişikliğinin Azaltılması Raporu”nda (IPCC Report on Mitigation of Climate Change) ise enerji ve kentsel sistemlerde tarım, ormancılık, arazi kullanımı, binalar, ulaşım ve sanayi gibi sektörlerdeki inovasyon ve çözümler ışığında iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini azaltmaya yönelik ortaya konulabilecek küresel ve ulusal çabalar açıklanacak. Eylülde paylaşılması beklenen “IPCC İklim Değişikliği 2022 Altıncı Değerlendirme Raporu” (IPCC Sixth Assessment Report on Climate Change 2022) ise IPCC’nin altıncı değerlendirme döngüsünün nihai ve sentez raporu olacak.
COP27
Dünya liderlerinin 2015’te Paris İklim Anlaşması’nı müzakere etmek için bir araya gelmelerinden bu yana en çok beklenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı olan COP26, ulusal iklim hedeflerini yükseltmek ve iklim finansmanı taahhütlerini yerine getirmek için iyi bir buluşma noktası oldu. COP26’da 151 ülke 2030 emisyon azaltma hedeflerini iyileştirme taahhüdü verdi. Ne var ki yeni hedefler gerçekleşse bile dünyanın hala yaklaşık olarak 2,4 derecelik bir ısınmayla karşılaşacağı tahmin ediliyor.
COP26’da ayrıca ulusal ve ulus altı hükümetleri, özel sektörü ve sivil toplumu birleştiren eşi görülmemiş sayıda çok paydaşlı yeni koalisyon ve girişimler başlatıldı, bu; iklim eylemine verilen desteğin artmaya devam ettiğinin güçlü bir göstergesi. Öne çıkan girişimler arasında 105 dünya lideri tarafından imzalanan Küresel Metan Taahhüdü; sıfır emisyonlu nakliye hatları oluşturmaya yönelik bir anlaşma; iklime duyarlı tarım ve gıda sistemleri inovasyonlarına yatırımı teşvik etmek için oluşturulan yeni bir girişim; Fransa, Almanya, AB, İngiltere ve ABD’nin Güney Afrika’nın kömür ağırlıklı enerji sistemini karbondan arındırmasına yönelik başlattığı 8,5 milyar dolarlık bir taahhüt yer alıyor.
COP27 ise 8-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Mısır’ın Şarm El-Şeyh şehrinde gerçekleşecek. Bu COP’un bir Afrika COP’u olması bekleniyor, çünkü normalde seslerini çok duyamadığımız ülkeler, bu defa kendileri için en önemli konuları gündeme getirebilecekler. Bu durumda, en çok konuşulacak konulardan biri de toplumların, ekonomilerin ve altyapıların iklim değişikliğinin sonuçlarına uyum sağlamasına yardımcı olmak için ne kadar çaba ve para harcanacağı olacak.
İklim Finansmanı
İklim kriziyle ilgili en önemli sorunlardan biri de gelişmekte olan ekonomilerin karbondan arındırılması için birkaç trilyonluk bütçelerin nasıl harekete geçirileceği sorusu. 2021 Kasım ayında Glasgow’da gerçekleşen COP26’da bu ülkelerden olan Güney Afrika’nın kömürden çıkışı için gerekli bütçeyi sağlamak üzere bir anlaşma imzalanmıştı. Aslında kömürden çıkış söz konusu olduğunda kömürün dörtte üçünü üreten ve tüketen Asya’ya odaklanmak gerekiyor. Bu nedenle 2022’de sadece Çin’i değil, çok fazla dikkat çekmeyen ancak dünyanın en büyük üçüncü sera gazı yayıcısı olan Hindistan’ı da yakından takip etmek önemli olacak.
Glasgow’da iklim finansmanı konusunda bir miktar ilerleme kaydedilmiş olsa da sorun hala çözülmekten çok uzak. Uluslararası İklim Politikası ve Diplomasisi (International Climate Policy and Diplomacy) Üyesi David Levai’ye göre 2022’de iklim finansmanı odağında şu sorular gündemde olacak: Çok taraflı kalkınma bankaları, gelişmekte olan ekonomilerin mevcut borçlarını artırmadan bu ülkelerin temiz enerji dağıtımını nasıl destekleyecek? Bağış yapan ülkeler, finansmana erişimi kolaylaştırmak ve hızlandırmak için ikili yardım gereksinimlerini nasıl uyumlu hale getirecek? Gelişmiş ekonomiler, ciddi kayıplarla karşı karşıya kalan ülkeleri desteklemek için ne gibi yeni mekanizmalar yaratabilir?
ABD’nin Rolü
2021’de Joe Biden liderliğindeki Amerika’nın küresel karbonsuzlaştırma misyonuna geri döndüğünü gördük. ABD, 2021’de mümkün olan en kısa sürede ve en geç 2050’ye kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı ve 2030 yılına kadar da sera gazı emisyonlarını 2005 seviyelerinin en az yüzde 50 altına düşürmeyi taahhüt etti. ABD’nin iklim değişikliğiyle mücadelede attığı bu adımlar memnuniyetle karşılandı ancak dünya, ülkenin özellikle de küresel iklim müzakerelerindeki kararsız yaklaşımından huzursuz durumda. Bu nedenle 2022’de de iklim ve temiz enerji için ayrılan yaklaşık 500 milyar dolarlık “Daha İyi İnşa Et” (Build Back Better) fonu başta olmak üzere Biden yönetiminin iklim gündemi yakından takip edilecek.
Gıda Sistemleri
Küresel gıda sistemlerinin iklim değişikliğiyle ilişkisi 2021’de yeniden gündeme gelen konular arasındaydı. 2021 Eylül ayında düzenlenen Birleşmiş Milletler Gıda Sistemleri Zirvesi’nde gıda ve tarım hem iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden en çok etkilenen hem de küresel sera gazı emisyonlarının önemli kaynaklarından biri olan sektörler olarak ele alındı. COP26’da da gıda, birçok hükümet tarafından verilen yeni taahhütlerle ana tartışma konularından biriydi. Örneğin, neredeyse yarısı hayvancılıktan kaynaklanan metan gazı emisyonlarının azaltılması ve ormanların tarım için kullanılmasına yönelik kesilmemesine dair önemli taahhütler verildi.
2022’nin iklim gündemi söz konusu olduğunda da gıda sistemlerinin iklim değişikliğine karşı mücadelede çok daha belirgin bir rol oynaması bekleniyor. Bu noktada, COP27 gıda sistemleri ve iklim değişikliği ilişkisi açısından önemli bir test görevi üstlenecek: Mısırlı yetkililer tamamen gıda sistemlerine ayrılması planlanan tematik bir gün sayesinde gıdanın COP27’de belirgin bir şekilde yer alacağını şimdiden açıkladı. Gıda ve iklim sorunlarına yönelik küresel ilgi artmaya devam ederken, özellikle de yoksul ülkelerdeki çiftçiler iklim krizinin ön saflarında karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek için daha fazla dikkat ve desteğe ihtiyaç duyduklarını söyleme fırsatı bulabilir.
Metan
Gıda sistemleriyle bağlantılı olarak gündeme gelen metan, 2022’de de odak noktası olmaya devam edecek, çünkü metan kaynaklı emisyonları azaltmak hem daha ucuz hem de daha hızlı. Bu noktada, Çin metan gazı kaynaklı emisyon azaltımına dair ulusal bir plan sunacağını taahhüt etti. Ayrıca, Amerika- Yeni Zelanda ortaklığında MethaneSAT isimli yeni bir uydu metan emisyonlarını izlemek amacıyla 2022 Ekim ayında gökyüzüne fırlatılacak.
İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmenin küresel bir iş birliği gerektirdiği artık tartışılmaz bir gerçek. Bu kapsamda yukarıda belirtilenlere ek olarak 2022 yılında düzenlenecek ve iklim gündemini belirlemesi muhtemel uluslararası toplantı ve buluşmalar arasında şunlar da yer alıyor:
- Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı (United Nations Conference on Least Developed Nations, UNLDC): 23-27 Ocak 2022 tarihleri arasında Katar, Doha’da düzenlenmesi planlanan konferansta, az gelişmiş ülkelerin zaten kırılgan olan ekosistemleri ve azalan doğal kaynakları pahasına gerçekleşmeyen sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak için ihtiyaç duydukları destekler konuşulacak.
- Avrupa Enerji Dönüşümü Konferansı (The European Conference on The Energy Transition): 1-3 Şubat 2022 tarihleri arasında Cenevre’de gerçekleşecek konferansta, gezegenin dengesinin korunmasının ve yerel enerjilerin geliştirilmesinin toplumların refahını sağlamak için uzlaşılması gereken zorunluluklar arasında olduğu mesajının öne çıkması bekleniyor.
- 2022 Orta Doğu ve Kuzey Afrika İklim Haftası (Middle East and North Africa Climate Week 2022): 28 Şubat-3 Mart 2022 tarihleri arasında, bu yıl ilk defa düzenlenecek olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika İklim Değişikliği Haftası kapsamında, iklime dayanıklı toplumlar ve ekonomiler inşa etmek ve iklim eylemini pandemiyle mücadeleye entegre etmek için yapılabilecek bölgesel iş birlikleri konuşulacak.
- Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP@50): 3-4 Mart 2022 tarihlerinde Kenya’da gerçekleşecek UNEP kapsamında, kurşunlu yakıtların aşamalı olarak kaldırılması ve türlerin yok oluşunun önlenmesi gibi temel çevresel konulardaki 50 yıllık ilerleme değerlendirilecek.
- Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konferansı, İkinci Bölüm (United Nations Biodiversity Conference, Part Two): 25 Nisan-8 Mayıs 2022 tarihleri arasında Çin’de düzenlenecek olan ve COP15’in ikinci bölümü sayılan konferansta, 2020 sonrası küresel biyoçeşitlilik çerçevesinin tamamlanması da dahil olmak üzere kalan gündem maddeleri ele alınacak.
- Dünya Kent Forumu 11 (World Urban Forum 11): 26-30 Haziran 2022 tarihleri arasında Polonya’da düzenlenecek forum kapsamında, “Daha İyi Bir Kentsel Gelecek için Şehirlerimizi Dönüştürmek” teması kapsamında şehirlerin geleceği konuşulacak.
- Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı (United Nations Ocean Conference): 27 Haziran-1Temmuz 2022 tarihleri arasında Portekiz ve Kenya hükümetlerinin desteğiyle Lizbon’da düzenlenecek konferansta, okyanusların durumu hakkındaki farkındalığı artırmak ve bilimsel ve yenilikçi çözümlere yatırımı teşvik etmek amacıyla küresel liderler ve ilgili sektör temsilcileri buluşacak.