“Türkiye ve İstanbul Özelinde Su-Atıksu Yönetimi Politikaları” projesi çalıştayı gerçekleştirildi.
İstanbul Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Türkiye ve İstanbul Özelinde Su-Atıksu Yönetimi Politikaları” projesi çalıştayına akademiden, sanayiden, kamudan ve sivil toplum kuruluşlarından yoğun bir katılım gerçekleşti.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe, su kıtlığının dünyada olduğu kadar Türkiye’de de büyük bir tehdit yarattığını belirterek, suyun etkin kullanımı için ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
Çalıştayda İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. İzzet Öztürk, “İSO Türkiye ve İstanbul Özelinde Su-Atıksu Yönetimi ve Politikaları ” başlıklı bir sunum yaptı.
Öztürk, “Sıcaklık 3-4 derece artarsa, yağışlar aynı kalsa bile, havzalarda yüzde 12’ye varan azalma görüyoruz. İstanbul özelinde kötümser senaryoya göre su kaynaklarında yüzde 15’lik bir azalma söz konusu. Yüzyılın son çeyreğinde ise bu oran yüzde 30’a çıkıyor. Şimdiden buna hazır olmamız gerekiyor” dedi.
Yapılan çalışmada, sıcaklıkların Türkiye genelinde önemli oranda arttığı, buna paralel olarak erken eriyen kar örtüsünün Doğu Anadolu’da karla beslenen nehirlerin tepe akımlarını erkene kaydırdığı ve dağ buzullarının geri çekildiği ortaya konuyor.
Akdeniz ve Ege kıyılarında yapılan gözlemler deniz seviyesinin de yükselmekte olduğunu gösteriyor.
Yağışlar güney bölgelerde azalma, kuzeyde ise değişmeme veya bir miktar artma eğilimi gösteriyor. Kötümser senaryoya göre yüzyılın ortasına kadar Akdeniz Bölgesi yağış oranlarında yüzde 10 ila 20 arası azalma gerçekleşecek. Marmara Bölgesi’nin batısı, Ege Bölgesi, İç Anadolu’nun orta, batı ve güney kısımları ve Güneydoğu Anadolu’nun doğu kesimlerinde azalma yüzde 10’un altında kalacak. Doğu Karadeniz’in sahil kesimi dışında kalan alanda ise yüzde 10’a kadar artış yaşanması bekleniyor.
Türkiye’nin güney havzalarının (Dicle, Fırat, Ceyhan, Seyhan, Konya ve Akdeniz havzaları) su potansiyelinde ciddi oranlarda azalma meydana gelmesi ve kuzey havzalarındaki değişimin sınırlı kalması öngörülüyor.
Güney havzalarda yağışın azalması ile ısınma kaynaklı buharlaşma-terleme artışı da su potansiyelini azaltabilir. Kuzey havzalarında ise özellikle yüzyılın ikinci yarısında buharlaşma-terlemedeki artış su potansiyeli üzerinde baskı oluşturabilir.
İklim değişikliği dolayısıyla 2023-2053 döneminde İstanbul ve civarındaki su potansiyelinde yüzde 15’e varan azalma bekleniyor.
Bu veriler ışığında, iklim duyarlı yol haritasının projede yer alan akademisyenler tarafından detaylı çalışıldığına değinen Öztürk, raporda özellikle önemli bir alternatif su kaynağı olarak görülen arıtılmış kentsel atıksuların, endüstrilerin ihtiyacına göre kullanılması üzerinde durduklarını ifade etti.
Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen çalışma kapsamında hazırlanan ve Avrupa Birliği’nin Mevcut En İyi Teknikler Rehber dokümanları baz alınarak NACE koduna göre verilen önerilerin uygulanması ile sanayide su verimliliği sağlanabileceği öngörülüyor.
İSO Genel Sekreter Yardımcısı Burçin Değirmencioğlu, iklim duyarlı yol haritasının bu projenin önemli bir çıktısı olduğunu vurguladı. Raporun, çalıştayda ifade edilen görüşlerin de dikkate alınarak sonlandırılacağını ve kamuyla paylaşılacağını belirtti. Çalıştayda çok sayıda farklı kurum ve kuruluş yetkilisi de görüş ve deneyimlerini paylaştı.