SKD Türkiye, KMPG Türkiye ve KMPG Fransa, “Türkiye’de Beş Sektörde Döngüsellik Potansiyelinin Ön Araştırma Raporu” başlıklı bir rapor yayımladı. Plastik ambalaj, tekstil, beyaz eşya, otomotiv ve inşaat olmak üzere beş sektöre odaklanan rapor, bu sektörlere ilişkin 2020-2021 yılları arasında yapılan ön araştırmaya dayanıyor.
Rapora göre bu sektörlerin seçilmesinin nedenleri arasında sektörlerin Türkiye ekonomisinde büyük bir yer kaplaması, kaynak yoğun yapılara sahip olması ve döngüsellikle ilgili girişimler açısından stratejik zorunluluklar içermesi bulunuyor. Beş farklı sektörden 29 firmanın katılımı ve bu beş sektördeki döngüsellik potansiyelini değerlendirmek için 15 farklı firma ile görüşmelerin yapılmasıyla hazırlanan raporda, plastik ambalaj sektöründe girdilerin döngüselliği yüzde 7, çıktıların döngüselliği ise yüzde 13 olarak belirlenirken tekstil sektöründe girdilerin döngüselliği yüzde 16, çıktılarının döngüselliği ise yüzde 23 olarak hesaplandı.
Türkiye’de döngüselliğin artmasının en önemli nedenlerinden biri ticaret
Firmaların döngüsel teknolojilere ve yeniliklere yönelik araştırma ve yatırım yapmaya başlasa da henüz gelişme aşamasında olduklarını belirten rapor, Türkiye’de döngüselliğin artmasının en önemli nedenlerinden birinin ticaret olduğunu vurguluyor. Rapora göre başta Avrupa olmak üzere diğer pazarlara ihracat yapan şirketler, Avrupa düzenlemelerine uyum sağlamak ve rekabet güçlerini korumak için döngüsel stratejilere daha fazla yatırım yapıyor. Örneğin, ev aletleri pazarındaki bazı Türk firmaları AR-GE yatırımlarıyla küresel pazarda öncü olarak görülüyor.
Rapor, döngüsel ekonomiye geçiş konusunda tedarik zinciri ve müşterilerin kritik bir rolde olduğunu da vurguluyor. Örneğin, tedarik zincirlerinin gerekli verileri veya döngüsel girdileri sağlayamadığı durumlarda kuruluşlar da ürünlerinin döngüsellik potansiyelini izleyemiyor. Rapora göre müşterilerin ise üreticilerin döngüsellik performansını sınırlayan doğrusal bir tüketim modelini seçme eğilimleri bulunuyor. Bu nedenle Avrupa pazarı gibi bazı pazarlar ve müşteriler döngüsel girişimlerde bulunabiliyorken, başka bölgelerdeki müşterilerin pazarlarını tam tersi yönde etkiledikleri görülebiliyor. Rapora göre döngüselliğe ulaşmak için farkındalığı artırmak, döngüsellik lehine düzenlemeleri iyileştirmek ve değer zinciri boyunca işgücü kapasitesi oluşturmak gibi adımlar atmak gerekiyor.
Çoğu sektörde döngüsel girdi kullanımı düşük
Rapora göre Türkiye’de sertifikalı geri dönüştürülmüş malzeme eksikliği nedeniyle döngüsel girdi kullanımı çoğu sektörde düşük kalıyor, çünkü şirketler dayanıklılık, güvenlik ve hijyen sağlayan düzenlemeler ve kalite standartları nedeniyle sertifikasız geri dönüştürülmüş malzemelerden kaçınıyor. Rapor, otomotiv, ev aletleri, inşaat ve plastik ambalaj sektörlerinin bu konuda sıkı düzenlemelere sahip olduğunu vurguluyor. Sertifikalı geri dönüştürülmüş malzeme eksikliğinden kaynaklanan benzer kısıtlamalar ev aletleri sektöründe de görülüyor. Rapora göre birçok sektörde döngüsel girdi kullanımını artırmak istikrarlı ve bol miktarda geri dönüştürülmüş malzeme arzını artırmakla mümkün.
Raporda mevcut fonlama açısından önemli veri kısıtlamaları olsa da kalkınma bankalarının katalizör olarak önemli bir rol oynamaya devam ettiği de vurgulanıyor. Ayrıca üreticiler, holdingler, ticari bankalar ve diğer fonlar da Türk yatırım ortamını şekillendiren paydaşlar arasında. Rapor, AB ülkeleri ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile kurulan uluslararası ortaklıkların Türkiye Malzeme Pazarı ve Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu ile birlikte döngüsellik bilincinin geliştirilmesine yönelik atılan en umut verici adımlar arasında olduğunu belirtiyor ve fonların ve finansal teşviklerin gelişen bir ekonomideki finansal engellerin üstesinden gelmede endüstrilere yardımcı olacağını ekliyor.
Araştırmanın bazı diğer sonuçları ise şöyle özetlenebilir:
- İncelenen beş sektörde de döngüsel ekonomi uygulamaları erken bir aşamada. Bu nedenle Türkiye’nin döngüsel ekonomi gerçekleşeni potansiyelinin altında kalıyor.
- Döngüsel ekonomiye geçişi yavaşlatan etmenler arasında ürünlerde döngüsellik oranlarının artırılmasıyla yenilikçi ve ekolojik ürün tasarımları için gerekli yatırım maliyetlerinin yüksek olması bulunuyor.
- Küresel rekabet gücü ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için Türkiye’nin döngüsel ekonomiye geçişi kaçınılmaz.
- Avrupa pazarı ile yoğun ticari ilişkileri bulunan Türkiye’nin kamu, özel sektör, STK’lar, tüketiciler ve akademi ile iş birliği halinde kaynak verimliliğini artıran, atıkları azaltan, kirliliği önleyen döngüsel ekonomiye geçişi, uluslararası arenada rekabetçiliğini artıracak.
- Sürdürülebilir finansmanın döngüsel ekonomiye yönelik yatırımlar, vergi ve faiz indirimleri, avantajlı krediler, yeni sigorta modelleri ve yeni yatırımlarla teşvik edilmesi gerekiyor.