,

Dünya Bankası’ndan Türkiye için net sıfır emisyon yol haritası

Dünya Bankası’ndan Türkiye için net sıfır emisyon yol haritası

Dünya Bankası’nın yayımladığı rapora göre, Türkiye iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılık ve uyumunu artırarak 146 milyar dolar tasarruf sağlayabilir.

Dünya Bankası Grubu (The World Bank Group, WBG) tarafından ülkelere özel hazırlanan iklim ve kalkınma raporları serisinin ilki Türkiye için yayımlandı. Türkiye için hazırlanan Ülke İklim ve Kalkınma Raporu’nda (Country Climate and Development Report, CCDR), iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılık ile uyumu artırmaya ve ekonomi genelinde sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik öneriler yer aldı. Rapor, Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak için belirlenen azaltma hedefi ile uyum ve dayanıklılık ihtiyaçları doğrultusunda kalkınma hedeflerine ulaşmasına nasıl katkıda bulunabileceğini inceliyor.

Raporda, dünyanın en fazla karbon salımına sahip 17’nci ülkesi olan Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma taahhüdünü yerine getirmesi için yapması gereken önemli değişikliklere yer veriliyor. Elektrik, ulaşım, inşaat ve sanayi sektörlerini de içeren enerji sektörünün sebep olduğu sera gazı emisyonlarının, Türkiye’nin toplam emisyonlarının dörtte üçünü oluşturduğu aktarılan raporda, yenilenebilir enerjiye geçilmesiyle karbon yoğunluğunun düşürülebileceği belirtiliyor. Rapor, elektrik sektörünün karbonsuzlaştırılması, bina ve ulaştırma sektörlerinde enerji verimliliği ve elektrifikasyonun sağlanması, sanayi ile tarımda karbon ve diğer sera gazı emisyonlarının azaltılması çağrısında bulunuyor. Raporda, Türkiye’nin sera gazlarını azaltmaya yönelik etkili ve uygun eylemleri hayata geçirmesi halinde gelecek 20 yıl içerisinde 146 milyar dolar tasarruf sağlayabileceğine işaret ediliyor.

Coğrafi, iklimsel ve sosyoekonomik koşullarının, Türkiye’yi iklim değişikliğinin etkileri ve diğer çevresel etkilere karşı kırılgan hale getirdiği belirtilen raporda, dayanıklı ve net sıfır emisyonlu bir sürecin ülkenin kalkınma ve iklim amaçlarına ulaşmasına yardımcı olacağı ancak bunun gerçekleşebilmesi için çeşitli reformların hayata geçirilmesi gerektiği aktarılıyor.

Rapora göre ülkenin karbon emisyonlarını azaltma çabalarında kilit önem taşıyan sektörler arasında elektrik, bina ve ulaştırma, sanayi, ormancılık ve arazi kullanımı yer alıyor. İklim değişikliğiyle mücadelede öncelikli eylemler arasında yerli kömür üretim ve tüketimine yönelik sağlanan mali desteklerin sona erdirilmesi, yeni kömür santrallerinin yapımının durdurulması ve bunun yerine yenilenebilir enerjinin desteklenmesi gerektiğinin belirtildiği raporda, güneş ve rüzgâr enerjisine yatırımları artırarak ve enerji verimliliğine, batarya ve pompaj depolamalı tesislere, jeotermal enerjiye ve karbon yakalama ve depolama ile birlikte gerçekleştirilen gaz yakıtlı üretime yatırım yaparak enerji güvenliğinin sağlanabileceği ifade ediliyor. Rapora göre, bu sayede 2053 yılına kadar iki katına çıkması beklenen enerji talebini de karşılamak mümkün olacak.

“Türkiye ekonomik kazanımlarını artırırken de net sıfır emisyon hedefine ulaşabilir”

Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya bölgesinden sorumlu Başkan Yardımcısı Anna Bjerde,  raporun yayınlanması vesilesiyle yaptığı açıklamada Türkiye’nin iklim değişikliğinin getirdiği aşırı hava olayları yaşadığını hatırlatarak, “Geçtiğimiz yıl Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın onaylanmasıyla birlikte, Türkiye, bu krizle mücadele etme sürecinde küresel topluluğa katılmıştır. CCDR, Dünya Bankası’nın canlıların hayatlarını ve geçim kaynaklarını korumak için dönüştürücü eylemler sunmak amacıyla Türkiye ile yürüttüğü başarılı iş birliğini genişletmesine olanak sağlayacaktır.” dedi.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame ise “Türkiye bir yandan ekonomik ve sosyal kazanımlarını artırırken aynı zamanda kalkınma ve iklim hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilecek dayanıklı ve net sıfır emisyon hedefine giden bir yol uygulanabilir. Yenilenebilir enerjide elde edilen başarılar sayesinde, güneş ve rüzgâr enerjisi, günümüzde gelecekteki enerji talebinin çoğunu karşılamanın en ucuz yolu haline gelmiştir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu, Dünya Bankası bünyesinde yer alan Kıdemli İklim Değişikliği Danışmanı Stéphane Hallegatte, Türkiye Ülke Başekonomisti Hans Anand Beck ve Başenerji Uzmanı Xiaodong Wang tarafından hazırlandı. Bu raporu tamamlayıcı olması öngörülen Ülke Özel Sektör Değerlendirme Raporu’nun (CPSD) da yakında yayımlanması bekleniyor.

Paylaş