İklim kriziyle mücadelede döngüsel çözümler şart

İklim kriziyle mücadelede döngüsel çözümler şart

Döngüsel Boşluk Raporu 2023, döngüsellik açığının 2023’te yüzde 7,2’ye düştüğünü ortaya koyuyor.

Circle Economy ve Deloitte iş birliğiyle hazırlanan Döngüsel Boşluk Raporu 2023 (The Circularity Gap Report 2023), döngüsellik açığının 2023’te yüzde 7,2’ye düştüğünü gösteriyor. 2018’de bu oran yüzde 9,1 ve 2020’de yüzde 8,6’ydı. Oysa en kötü iklim senaryosundan kaçınmak için küresel döngüselliğin yüzde 17 seviyesinde olması gerekiyor.

Döngüsel bir ekonomiyle, küresel ölçekte kaynak çıkarımını ve malzeme kullanımını üçte bir oranında azaltmak mümkün. Rapor, küresel sisteme entegre dört döngüsel çözüm ile sebep olduğumuz limit aşımının tersine çevrilebileceğini ortaya koyuyor.

Raporun sunduğu çözümler ise “Tarımsal Gıda, Mobilite ve Taşımacılık”, “Üretilen Mallar ve Sarf Malzemeleri”, “Mobilite ve Ulaşım” ve “Yapılı Çevre” dahil olmak üzere dört ana başlıkta sunuluyor.

Gıda tercihleri değiştirilmeli

Tarım, küresel sera gazı emisyonlarının üçte birinden ve küresel erişilebilir tatlı su çekilmesinin yüzde 70’inden sorumlu. Dünya nüfusu arttıkça, tarımsal faaliyetlerin de artması kaçınılmaz olacak. Dolayısıyla tarımda döngüsel çözümlere odaklanmak önem taşıyor.

Sera gazı emisyonlarının önüne geçilmesi için raporda, daha düşük çevresel etkiye sahip gıdaların teşvik edilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu doğrultuda gıda tercihlerinin et, balık ve süt ürünlerinden tahıllara, meyvelere, sebzelere ve sert kabuklu yemişlere kaydırılması önerisi sunuluyor.

İsrafın önlenmesi için nakliye ve depolama yönetiminin iyileştirmesi, daha fazla soğutma sistemlerinin kullanılması ve tüketici ile gıda hizmetinde döngüselliği odağına alan iş modellerinin hayata geçirilmesi de raporda yer alan diğer öneriler arasında.

Yerel ve mevsimlik ürünlerin tüketilmesiyle toprağa ve atmosfere zarar veren gübre kullanımının önüne geçilebileceği, ısıtmaya ve nakliyeye olan ihtiyacın da azaltılabileceği vurgulanan raporda, rejeneratif tarımın da önemine değiniliyor. Rejeneratif tarım ile toprak sağlığının iyileştirilebileceği belirtiliyor.

Atıkların geri dönüşümü önem taşıyor

Günümüzde yapılı çevre (built environment) küresel emisyonların yüzde 40’ına neden oluyor. Bunun önüne geçebilmek için rapor üç öneri sunuyor. Bu öneriler arasında enerji verimliliğini artırmak için ısı pompalarının kullanılması da yer alıyor.

Çelik ve beton yerine ahşap, kereste veya CLT gibi organik malzemelerin tercih edilmesi ve inşaatta oluşan atıklarda geri dönüşümün en üst düzeye çıkarılmasına önem verilmesi tavsiye ediliyor.

Ham maddeye odaklanarak çözüm geliştirilebilir

Endüstriyel sistem çelik ve diğer metaller, kâğıt ve karton, kimyasallar, plastikler ve tekstil gibi çok çeşitli ürünleri kapsıyor ve bu ürünler, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Dolayısıyla bu alanlara odaklanmak döngüselliğin temel yapı taşları arasında yer alıyor.

Örneğin tekstil alanında hızlı modadan kaçınılması, doğal ve yerel tekstil üretiminin yaygınlaştırılmasının yanı sıra daha kaliteli ve daha dayanıklı giysilere öncelik verilmesi öneriliyor. İkinci el giysilerin satış yoluyla yeniden kullanılması veya geri dönüştürülmesi de bu kapsamda önem taşıyor.

Ham madde vergisi gibi döngüsel politikaların hayata geçirilmesi ve “kullandıkça öde” gibi hizmet tabanlı iş modellerinin yaygınlaştırılması gerekiyor.

Öte yandan endüstriyel simbiyoz kapsamında sektörler içinde ve arasında sağlanacak daha sıkı iş birliği ile, önemli miktarda malzeme ve emisyon tasarrufu sağlanabileceği belirtiliyor.

Her ülkenin kendine özgü döngüsellik fırsatları var

Ulaşımda kullanılan araçlar yüksek oranda fosil yakıt tüketiyor ve ekosistemlere direkt veya dolaylı yoldan zarar veriyor. Dolayısıyla bisiklet veya araç paylaşımıyla arabasız yaşam tarzlarının benimsenmesi, bu durumu tersine çevirmekte önemli rol oynuyor. Rapor, evden çalışma sürelerinin artırılmasını da ulaşımdan kaynaklanan emisyonu engellemek için bir çözüm olarak sunuyor.

Araçların elektrifikasyonunun yanı sıra, rapor aynı zamanda özel jet kullanımının önüne geçilmesi ve toplu taşımaya yönelik yatırımların artırılması önerilerinde de bulunuyor.

Raporda, her ülkenin döngüsel açığının farklı boyutta olduğu, geçerli tek bir çözümün olmadığı ve ülkelerin kendilerine özgü döngüsel zorlukları ve fırsatları değerlendirerek harekete geçmeleri gerektiği belirtiliyor. Örneğin bazı ülkelerin kaynak çıkarma ve malzeme kullanımını büyük ölçekte azaltması gerektiği, ancak bazı ülkelerinse mevcut stratejilerini uygulamaya devam etmelerinin yeterli olacağı ifade ediliyor. Ancak döngüsellik politikaları kapsamında küresel ölçekte ortak bir amaç için çaba gösterilmesinin önemli olduğu vurgulanıyor.

Rapor, limit aşımının önüne geçmek için döngüsel ekonomi uygulamalarında kamu ve özel sektörün iş birliği yapması çağrısında bulunuyor.

 

 

Paylaş