Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Uygulamaları Genelgesi Toplantısı gerçekleştirildi

Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Uygulamaları Genelgesi Toplantısı gerçekleştirildi

Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Uygulamaları Genelgesi Toplantısı’nda genelgenin teknik ve mali yönden tekstil sektörüne uygulanmasına ilişkin sektör temsilcilerinin görüşleri yansıtıldı.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) iş birliğinde T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla düzenlenen Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Uygulamaları Genelgesi Toplantısı çevrim içi olarak gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe ev sahipliğinde gerçekleştirilen çevrim içi toplantıya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (ÇŞİDB) Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Gürsel Erul, ÇŞİDB Hava Yönetimi Dairesi Başkanı İrde Çetintürk Gürtepe ve ÇŞİDB Su ve Toprak Yönetimi Dairesi Başkanı Menderes İşçen konuşmacı olarak katıldı. İSO Çevre ve Enerji Şube Müdürü Erbil Büyükbay moderatörlüğünde gerçekleştirilen ve genelgenin teknik ve mali yönden tekstil sektörüne uygulanmasına ilişkin sektör temsilcilerinin görüşlerinin yansıtılması amacıyla düzenlenen toplantıyı, tekstil sektörüne mensup çok sayıda sanayici ve iş insanı ilgiyle takip etti.

Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Sultan Tepe, sektörle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bir araya gelmesinin çok değerli olduğunu ve birlikte çalışıldığı takdirde sürecin kolaylıkla aşılabileceğini belirterek, “Türkiye’nin en önemli sektörlerinden birisi tekstil. Özellikle su alanında doğal kaynaklarını en fazla kullanan sektörlerden birisi. Elbette ki burada çok ciddi iyileştirmeler yapmak zorundayız. Biz bütün fabrikalarımızda daha az su kullanmak, özellikle karbon emisyonlarımızı azaltmak yönünde ciddi çalışmaların içerisindeyiz. Ama burada kanun yapıcılar olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’yla iç içe olmak zorundayız. Birbirimizi çok iyi anlamamız gerekiyor. Aynı dili konuşabilmek için daha sık bir araya gelmemiz gerekiyor.” dedi.

ÇŞİDB Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Gürsel Erul ise, “Tekstil sektörü, ülkemiz için lokomotif sektörlerden birisi. Önümüzdeki süreçte Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sektörde ciddi sıkıntılar oluşabileceğini öngörerek sektörü önceden hazırlayabilmek ve gerekli yatırımları yapabilmek adına bir dizi çalışma başlattık. Tekstil sektörünün gerek hava/enerji gerek su açısından bütün altyapısını ele aldık ve önümüzdeki günlerde zorunlu hale gelecek düzenlemelere şimdiden hazırlayabilmek adına yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında bu genelgeyi yayımladık.” ifadelerini kullandı.

Erul, “2023’ün sonunda da Endüstriyel Emisyonlar Direktifi çerçevesinde yayımlanacak En İyi Tekniklerle Endüstriyel Emisyonların Yönetimi Yönetmeliği kapsamında Sanayide Yeşil Dönüşüm belgesi verilecek. Bu yönetmelikle zorunlu hale gelecek olan şartları şimdiden oluşturabilmek adına sektörümüzü bilgilendirmek, geliştirmek ve hazırlıklarını bu yönde yapmaları, yatırımlarını ve AR-GE çalışmalarını bu yönde şekillendirmeleri için bu genelgeyi yayımladık. Bu genelgeyle sektörümüzü hazırlayacağız.” dedi.

İSO Yönetim Kurulu Üyesi Vehbi Canpolat, Tekirdağ Ergene’de tekstil sektörünün organize sanayi bölgesinde kümelendiğini, firmaların yüksek maliyetli bu yatırımları tek tek firmalarında yapmalarına zorlamak yerine OSB çıkış değerlerinin dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi. İSO Tekstil Terbiye, Boya, Baskı Sanayii Meclis Üyesi Mehmet Selçuk Sadır, mevcut durum tespitine yönelik adımların ileride bağlayıcı olacağına bu kapsamda fizibilitenin hassas yapılması gerektiğine değindi.

ÇŞİDB Hava Yönetimi Dairesi Başkanı İrde Çetintürk Gürtepe ise, “Öncelikle vatandaşımızın sağlığını koruyacağız, ardından Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde gerekli yatırımları yapıyor olacağız. Genelge titizlikle yazıldı. Sektörü azaltım tedbirine doğrudan yönlendirmiyoruz. Ön arıtma da yapabilirsiniz, ikincil yıkama da elektrostatik filtre de kullanabilirsiniz, bu noktada sektörümüz kendi yatırımını yapmakta özgür. Bizim istediğimiz açığa çıkan emisyonların belirli sınırlarda olması.” dedi.

ÇŞİDB Su ve Toprak Yönetimi Dairesi Başkanı Menderes İşçen ise “İmalat sanayi içerisinde tekstil sektörü ülkemizin katma değerin yaklaşık yüzde 12’sini üretiyor. Ama imalat sanayi içerisinde kullanılan suya baktığımız zaman, tekstil sektörü tek başına toplam kullanılan suyun yaklaşık üçte birini kullanıyor. Bizim ülke olarak verdiğimiz taahhütlere göre 2030 yılına geldiğimizde ülkemizde oluşan atık suyun yüzde 15’ini yeniden kullanmamız gerekiyor. Tekstil sektörü bu konuda elini taşın altına koymadan biz bu orana ulaşamayız. Dolayısıyla iklim değişikliğinin su kaynaklarına olan etkisi ve sektörün de sürdürülebilirliğini teminen bu konuda yapılacak çalışmalar için azami gayretin gösterilmesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Genelge ile tekstil sektöründe hava ve su kirliliğinin önlenmesi için bazı öncelikli teknikleri zorunlu hale getirdiklerini aktaran Sanayi Atıksu Kirliliğini Önleme ve Kontrolü Şube Müdürü Havva Kılıç de genelgeye yönelik bilgilendirmede bulundu. Kılıç, “İş Termin Planı için Bakanlığımızca bir format oluşturulup hızlıca İl Müdürlükleri’ne yollanacak. İş Termin Planı’nın tesisin kapasitesi doğrultusunda genelgede belirlenen süreler dahilinde tesis sahibi tarafından hazırlanacak ve genelgede belirtilen yükümlülüklerin gerçekleştirilmesi için proje, ihale, inşaat ve işletmeye alma gibi işlerin zamanlarının gösterilmesi gerekecek. Tesisin kapasitesi doğrultusunda genelgede belirlenen sürelerin geçilmemesi ve İl Müdürlüğü’ne bilgi verilmesi koşuluyla İş Termin Planları’nda revizyon yapılması mümkün olacak.” dedi.

Kılıç, genelge kapsamında atık suyun yeniden kullanım oranına göre yüzde 100’e kadar artırımlı olarak ödeme sağlanacağını ancak kullanılan tekniğin ileri arıtma tekniği olması gerektiğini belirtti. Tesis kapasitesinin neye göre belirleneceğine yönelik soruya ise son mamulün esas alınacağı cevabını verdi.

Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Önleme Şube Müdürü Derya Sarıoğlu ise konfeksiyon dışında kapasitesine bakılmaksızın tüm tekstil üretim tesislerinin bu genelgenin kapsamında yer aldığını söyledi.

Sarıoğlu, “Mart 2023 tarihine kadar 2022 yılından başlamak üzere, kullanılan enerji miktarının bize raporlanmasını istiyoruz. Bu doğrultuda nerede enerji tasarrufu yapılabilir diye bakarsak yalıtım, mekanik ön kurutma cihazlarının kullanımı, ramözlerde alev beklerinin ve hava yönlendirme sistemlerinin optimize edilmesi gibi yöntemler kullanılabilir.” dedi.

Sınır değerler hakkında da bilgi veren Saroğlu, “Emisyon azaltımı için bir sınır değer getirdik. Toplam organik karbon olarak emisyon miktarının 20mg/Nm3 değerini aşmaması gerekiyor. Bunun için de ram makinelerine konulacak malzemenin temizlenmesi, kirletici maddelerden arındırılması, çeşitli emisyon azaltım teknikleri uygulanabilir. Toz emisyonları için de 10mg/Nm3 değer getirdik. Kurutma bacalarına çok fazla toz birikebiliyor, ek olarak yanma tehlikesi oluşabiliyor, o yüzden bu sınırı getirdik. Tekstil sektörümüz bu değeri sağlayabilecek durumda.” ifadelerini kullandı.

Toplantı, katılımcılardan gelen sorular ile devam etti.

 

Paylaş