Uluslararası Çalışma Örgütü 2003’ten bu yana 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nü kutluyor.
İşçiler iş yerinde biyolojik, kimyasal ve fiziksel tehlikelerden, psikososyal ve ergonomik tehlikelere kadar birçok riske maruz kalıyor. Her yıl milyonlarca çalışan iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor ve çok daha fazlası işle ilgili yaralanmalara ve kronik rahatsızlıklara maruz kalıyor.
Ayrıca, COVID-19 salgını günümüz çalışma ortamını değiştirdi ve İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) ile küresel iş gücünü korumanın kritik önemini gösterdi. İklim değişikliği ve aşırı hava olaylarındaki artış ise İSG üzerinde şimdiden derin etkiler yaratıyor ve bu zorlukların önümüzdeki yıllarda artarak devam etmesi bekleniyor.
28 Nisan, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (International Labour Organisation, ILO) aldığı karar ile 2003’ten bu yaba Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü olarak kutlanmaktadır. ILO, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının çalışma yaşamında temel ilke ve hak olarak kabul edilmesinin kutlandığı bu güne özel hazırladığı “Sağlıklı ve güvenli iş ortamı oluşturmak: Şu an neredeyiz?” raporunda, 155 ve 187 sayılı temel sözleşmelerde yer alan ana hükümlerden bazılarının dünya genelinde uygulamaya konulma durumuna ilişkin bilgi veriyor.
155 ve 187 sayılı sözleşmeler, güvenli ve sağlıklı çalışma ortamlarının sağlanmasına yönelik ilerici ve sürekli iyileştirmeler yapılmasını teşvik eden bir plan oluşturuyor. 155 sayılı sözleşme, İSG’nin ulusal bir mesele olarak ele alınması gereğini vurgulamakla birlikte belirlenecek ulusal politikanın temel ilkelerini tanımlıyor. 187 sayılı sözleşme ise güvenli bir çalışma ortamı oluşturmayı amaçlıyor.
İş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin verilerin toplanması ve analizi, bunların nedenlerinin belirlenmesi, yeni tehlikelerin ve ortaya çıkan risklerin tespit edilmesi ve önleyici tedbirlerin geliştirilmesi İSG için kritik bir öneme sahip.
Etkili ve kapsamlı İSG politikaları ve programları, tüm bölge ve sektörlerde çalışanları zarar görmekten koruyabilir.
Türkiye’de İSG konusu gelişime açık
İSG konusunda sürdürülebilir işbirliğinin sağlanmasını amaçlayan ve İstanbul Sanayi Odası (İSO), Birlik Organize Sanayi Bölgesi (BOSB), İstanbul Anadolu Yakası Organize Sanayi Bölgesi (İAYOSB), İstanbul Tuzla Kimya Sanayicileri Organize Sanayi Bölgesi (KSOB) ile İstanbul Tuzla Organize Sanayi Bölgesi (İTOSB) tarafından yürütülen Yapısal İşbirliği ile İSG Alanında Kapasitenin Artırılması Projesi’nin bulguları geçtiğimiz günlerde açıklandı.
İSG konusunda sürdürülebilir işbirliğinin sağlanmasını amaçlayan projenin önemli bileşenlerden Entegre Danışmanlık faaliyeti; ana metaller sanayii, atık yönetimi, elektrikli teçhizat ve elektronik ürünler sanayii, kara, deniz taşıtları ve yan sanayii, kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri, maden, taş, toprak ürünleri sanayii, makine, aksam ve metal eşya sanayii, orman, kağıt ürünleri, mobilya ve basım sanayii ve tekstil ürünleri sanayii olmak üzere toplam 120 adet çok tehlikeli kuruluş için gerçekleştirildi.
Entegre Danışmanlık faaliyetinde “Yönetim ve Liderlik”, “Temel İSG Gereklilikleri”, “Tehlikelerin Yönetimi” ve “Eğitim” olmak üzere dört ana alanda yaklaşık 350 soruluk kontrol listesi oluşturuldu ve denetim sonucu 100 puan üzerinden bir değerlendirmede bulunuldu.
Denetim sonucunda “Yönetim ve Liderlik” başlığında başarı oranı yüzde 64 olarak gerçekleşti. “Temel İSG Gereklilikleri” başlığında başarı oranı yüzde 94 olarak ölçüldü. “Tehlikelerin Yönetimi” başlığında başarı oranı yüzde 82 olurken, “Eğitim” başlığında ise çalışanların İSG konularında gerçekleştirilen eğitimlere katılım düzeyleri, eğitimlerin farkındalıklarını arttırma düzeyleri ve güvenlik kültürüne dair yüzde 86’lık bir başarı gerçekleşti.
Haberin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.