Raporda Türkiye’nin iklim değişikliği politikaları hakkında ayrıntılı bilgi sunuluyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası’na sunulan 8. Ulusal Bildirim ve 5. İki Yıllık Rapor, 2019 ile 2022 arasındaki döneme odaklanıyor. Raporda enerji tüketimi, yenilenebilir enerji kaynakları ve sera gazı emisyonları gibi başlıklar üzerinden Türkiye’nin iklim değişikliği politikaları hakkında ayrıntılı bilgi sunuluyor.
Rapora göre, Türkiye’nin toplam birincil enerji arzı 1990’dan 2021’e kadar yüzde 203 artarak 159,4 Mtoe’ye ulaştı. Endüstri sektörü, nihai enerji tüketiminin yüzde 33,7’sini, konut ve hizmetler yüzde 31,1’ini, taşımacılık yüzde 24,8’ini, enerji dışı tüketim yüzde 6,3’ünü ve tarım yüzde 4,1’ini oluşturdu.
Yenilenebilir enerji kaynakları, 2021 yılında Türkiye’nin toplam birincil enerji arzının yüzde 15,6’sını karşıladı. Jeotermal kaynaklar yüzde 45 ile en büyük katkıyı sağladı. Jeotermal kaynakları yüzde 19 ile hidrolik kaynaklar, yüzde 16 ile biyokütle kaynakları, yüzde 11 ile rüzgâr ve yüzde 8 ile güneş enerjisi takip etti.
2022’de 103,8 GW seviyesine ulaşan Türkiye’nin toplam kurulu gücünün 2035 yılına kadar 189,7 GW’e çıkması bekleniyor. Aynı dönemde 326 TWh’ye yükselen yıllık elektrik üretiminde hidroelektrik enerjinin payı yüzde 20,5, diğer yenilenebilir kaynakların payı yüzde 21,2, doğal gazın payı yüzde 21,9, katı yakıtların payı yüzde 35,0 ve sıvı yakıtların payı yüzde 1,1 olarak gerçekleşti.
Türkiye’nin sera gazı emisyonu 1990’a göre yüzde 138,4 artarak 2020’de toplamda 523,9 Mt CO2 eşdeğerine ulaştı. Enerji sektörü, emisyonların yüzde 70,2’sini oluşturarak en büyük paya sahip oldu. Kişi başı sera gazı emisyonu ise 1990’da 3,9 ton CO2 eşdeğerinden 2020’de 6,3 tona yükseldi.
2007’den bu yana ortalama sıcaklıkların genel olarak artış gösterdiği Türkiye’de, 2022’nin ortalama sıcaklığı 1991-2020 ortalamasına göre 0,6 derece artarak 14,5 derece olarak ölçüldü. Türkiye’nin 2022’deki ortalama yağış miktarı ise 1991-2020 dönemindeki normal değerlerin yüzde 12,1 altında gerçekleşti.
Türkiye, bu dönemde iklim değişikliği ile mücadele için kamu bütçesinden önemli yatırımlar yapmaya devam etti. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı savunmasız bir bölge olan Akdeniz Havzası’nda bulunan Türkiye, özellikle yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve düşük karbonlu ulaşım sektörlerinde yürütülen sürdürülebilir kalkınma projelerinin finansmanını desteklemek amacıyla çok taraflı kalkınma bankaları, ajanslar ve uluslararası iklim fonlarından dış kaynaklı finansman sağladı.
Özel sektör de sera gazı emisyonlarını azaltmak için somut adımlar atmaya devam etti. Türkiye’de faaliyet gösteren birçok şirket, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Hedefi’ne ulaşması için iklim değişikliği hedeflerini ve uygulama planlarını açıkladı.
Ulusal Katkı Beyanı Birleşmiş Milletler Sekreteryası’na sunuldu
Öte yandan Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında sera gazı emisyon azaltımı hedeflerini içeren güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı’nı Birleşmiş Milletler Sekretaryası’na sundu. Beyanda, 2030’a kadar sera gazı emisyonlarının yüzde 41 azaltılmasının ve en geç 2038’de emisyon tepe noktasına ulaşılmasının hedeflendiği belirtildi. Belirlenen bu hedefin Türkiye’nin 2053’e kadar net sıfır hedefine ulaşmasına yönelik atılan adımlardan biri olduğu da ifade edildi.
Türkiye’nin güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı enerji, sanayi, ulaştırma, tarım, bina, atık sektörleri ile arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık (AKAKDO) sektörlerindeki kapsamlı azaltım ve uyum eylemlerini içeriyor. Beyanda, sektörlere özel politika belgeleri, mevzuatlar ve öne çıkan azaltım politikaları yer alıyor.
Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum politikalarına yönelik olarak çalışmalar, ana politika belgeleri ve uyum hedeflerinin de yer aldığı Beyanda, uluslararası finansal kaynaklara erişimin önemine vurgu yapılarak yeşil büyüme vizyonunun desteklenmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca, Beyan ile Paris İklim Anlaşması’nın gerektirdiği “Açıklık, Şeffaflık ve Anlaşılırlığı Kolaylaştırıcı Bilgiler (ICTU) Tablosu” da sunuldu.
[…] bu yana Türkiye dahil dokuz ülke yeni veya güncellenmiş Ulusal Katkı […]