Dünyanın en büyük ekonomileri, net-sıfır geçiş planlarıyla sıfır karbonlu teknolojilere dayalı yeni bir sanayi çağının kapısını aralıyor.
Strategic Perspectives tarafından hazırlanan “Sıfır Karbon Sanayi Çağında Rekabet” raporu, Çin, Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonya ve Hindistan gibi küresel enerji sektörünü şekillendiren büyük ekonomilerin net sıfır geçiş stratejilerini mercek altına alıyor. Rapor yatırım, inovasyon, yenilenebilir enerji teknolojileri, elektrikli araç pilleri ve ısı pompalarının dağıtımı gibi alanlarda ülkelerin ilerlemelerini ve gelecekteki hangi gelişmeleri yönlendirebileceklerini analiz ediyor.
Çin, AB, ABD, Japonya ve Hindistan gibi büyük ekonomiler, yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar ve ısı pompalarının dağıtımını hızlandırmak ve bu teknolojilerin küresel tedarikçileri haline gelmek için bir yarış içerisindeler.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, Çin’in 14. Beş Yıllık Planı, Hindistan’ın Enerji Koruma Yasası, Japonya’nın Yeşil Büyüme Stratejisi ve ABD’nin Enflasyon Azaltma Yasası gibi ulusal geçiş planları, bu ülkelerin sıfır karbonlu teknolojilere yönelik ciddi adımlar atmalarını sağlıyor. Söz konusu stratejiler, işsizliği azaltma ve rekabet avantajı sağlama gibi faydaları da beraberinde getiriyor. Nitekim Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), 2050 yılına kadar tek başına yenilenebilir enerji sektörünün 40 milyon kişiye istihdam sağlayabileceğini öngörüyor.
Çin yeni sanayi çağında lider konumda yer alıyor
Çin, sıfır karbon teknolojileri yarışında lider konumunda yer alıyor. Çin’in 2023’te yenilenebilir enerji kapasitesi, dünya genelinde eklenen kapasitenin yüzde 55’ini oluşturuyor ve dünya çapındaki elektrikli araçların yarısı Çin’de kullanılıyor.
Çin, küresel sıfır karbon teknolojisi üretiminin yüzde 60’ını üstlenerek ülke içinde milyonlarca iş fırsatı ve yeni ekonomik faaliyet yaratıyor. Böyleliklegittikçe büyüyen net-sıfır pazarının büyük bir kısmına hâkim olup teknolojiyi ve küreseltedarik zincirlerini kontrol etmeyi amaçlıyor.
Hâlihazırda güneş panellerinin büyük bir kısmı ve pil tedarik zincirlerinin önemli bir kısmı Çin merkezli şirketler tarafından yönetiliyor. Ayrıca Çin rüzgâr ve ısı pompası endüstrilerinde de pazar payı kazanarak AB ve ABD’ye baskı yapıyor. Ancak güçlü konumuna rağmen diğer ekonomiler de rekabette Çin’e hızla yaklaşıyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı önemli bir stratejik hamle
AB, hızla ekonomisini karbonsuzlaştırmak amacıyla büyük ölçüde rüzgâr ve güneş enerjisi üretimine dayalı bir strateji izlemektedir. AB’nin 2022 yılına ilişkin elektrik karışımı verileri incelendiğinde, yüzde 22 ile yenilenebilir kaynaklar ön plana çıkıyor. Yenilenebilir kaynakları ise yüzde 20 ile gaz ve yüzde 16 ile kömür takip ediyor.
AB, rapor kapsamında yer alan ülkeler arasında kişi başına düşen elektrikli araç sayısındalider konumda yer alıyor. Isı pompalarının yatırımı ve dağıtımında da rapor kapsamındaki ülkelerin önünde yer alıyor.
Rapor, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı AB’nin enerji güvenliğini iyileştirme, rekabet gücünü geri kazanma ve haneleri yüksek enerji faturalarından koruma konusunda etkili bir hamle olarak yorumluyor. Ancak yeni sanayi çağında rekabet edebilmek için AB’nin yatırımlarını artırması ve yeni üretim kapasiteleri inşa etmesi için yeni kaynaklara ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.
Sıfır karbon teknolojisi üreticileri, ABD’nin en güçlü ekonomik varlığı haline gelebilir
ABD, Enflasyon Azaltma Yasası sayesinde yeni sanayi çağı yarışında Çin ve AB’ye hızla yetişiyor. Enflasyon Azaltma Yasası, yerel net-sıfır üretimi artırmayı ve tüketicilerin sıfır karbonlu teknolojileri satın almalarını desteklemeyi amaçlıyor. AB’nin düzenleyici yaklaşımının aksine, ABD hayata geçirdiği uygulama ile vergi teşviklerine odaklanarak net-sıfır endüstrilerinin hızla büyümesine olanak sağlıyor.
Enflasyon Azaltma Yasası ile 2027’ye kadar yenilenebilir enerji ve batarya üretiminin on kat artırılması hedefleniyor. Rapor, ABD’de sıfır karbon teknolojisi üreticilerinin ülkenin en güçlü ekonomik varlığı haline gelebileceğine dikkat çekiyor.
Japonya yarışta geride kalıyor
Rapora göre, Japonya ekonomisinin yüksek potansiyeline rağmen, yeni sanayi çağının önemli ekonomik ve güvenlik fırsatlarını kaçırıyor. Gaz, petrol ve kömür ithalatına son derece bağımlı olmakla beraber, rapor kapsamındaki ülkeler arasında net-sıfır yatırımlarını azaltan tek ülke olarak öne çıkıyor.
Enerji geçişine yönelik güçlü bir planı olsa da Japonya yoğun bir şekilde kömür kullanmaya ve yeni kömür santrallerini açmaya devam ediyor. Bu yaklaşım, Japonya’yı yeni yatırımcılar açısından daha az cazip hale getirirken uluslararası enerji fiyatındaki dalgalanmalara karşı daha savunmasız hale getiriyor.
Yatırım yaptığı takdirde Hindistan net sıfır kalkınmanın yeni yüzü olabilir
Rapor, Hindistan’ın yeni sanayi çağında çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurguluyor. Ancak finansal olarak desteklenmesi halinde, karbonsuzlaşma planlarını etkili bir şekilde uygulayabileceğinin ve böylelikle başarılı bir net-sıfır kalkınmanın yeni yüzü haline gelebileceğinin altı çiziliyor.
Hindistan’da elektrikli araç endüstrisinin 2022 ile 2030 arasındaki yıllık büyüme oranının yüzde 49 olması bekleniyor. Böylece, 2030’a kadar 50 milyon kişiye yeni iş imkânı yaratılması bekleniyor.
Benzer şekilde Hindistan elektrik üretimine güneş ve rüzgârı dahil etme konusunda ilerleme kaydediyor. Rapor, Hindistan’ın elektrik üretiminde güneş ve rüzgâr enerjisi payını 2017’den bu yana yüzde 5’ten yüzde 9’a çıkardığına dikkat çekiyor. Ancak Hindistan, araştırma ve geliştirmeye yatırım yapacak yeterli finansal kapasiteye sahip olmadığı için teknolojik transfer ve Çin ithalatına ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla Hindistan’ın net sıfır geçişini güvence altına alması için sıfır karbon teknolojisi fabrikalarını inşa etmesi ve inovasyona yatırım yapması kritik bir rol oynuyor.