“Forest 500” raporu, şirketlerin ormansızlaşmayı durdurmak için attıkları stratejik adımları inceliyor.
Global Canopy tarafından yayımlanan “Forest 500” raporu, şirketlerin ormansızlaşmayı durdurmaya yönelik eylemlerinin yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, şirketlerin yüzde 30’unun kamuya açık ormansızlaşmaya karşı taahhüdü bulunmuyor.
Şirketlerin yüzde 63’ü ise verdikleri taahhütleri yeterince uygulamıyor. En yüksek riskli emtialar için yeterli uygulama gösteren şirketlerin oranı yüzde 6 gibi düşük bir seviyede kalıyor. Şirketlerin yalnızca yüzde 3’ü, tedarik zincirlerinde meydana gelen ormansızlaşmayı kamuya açık şekilde raporluyor.
Ormansızlaşmayı hızla ve geniş ölçekte durdurmak için yasal düzenlemeler hayati önem taşıyor. On yıl önce düzenleyici bir boşluk söz konusuyken, bugün Avrupa Birliği ve İngiltere gibi bölgelerde yeni düzenlemeler yürürlüğe giriyor. Ancak şirketlerin yalnızca yüzde 1’inin AB mevzuatına uyum sağlamaya hazır olması endişe verici bir tablo ortaya koyuyor.
Forest 500’deki finans kuruluşlarının yüzde 45’inin ormansızlaşmaya karşı kamuya açık bir politikası bulunuyor. Bu oran, 2014’te yalnızca yüzde 11’di. Ancak hala yüzde 55’lik bir kesiminin ormansızlaşmayla mücadele politikası bulunmuyor.
Ormansızlaşmayla mücadele net sıfır hedeflerine ulaşmada da önemli rol oynuyor. Nitekim ormansızlaşma yıllık küresel karbon emisyonlarının yüzde 11’ini oluşturuyor. Forest 500 şirketlerinin yüzde 94’ü, ormansızlaşma konusundaki eylemsizlikleri nedeniyle net sıfır taahhütlerini gerçekleştiremiyor.
Rapora göre, palm yağı, ormansızlaşmanın en büyük küresel tetikleyicilerinden biri olarak öne çıkıyor. Benzer bir şekilde sığır eti ve deri gibi diğer emtialar da ormansızlaşmanın en önemli nedenleri arasında yer alıyor.
İnsan hakları ve çevresel sürdürülebilirlik konularında da ciddi ihlaller yaşanıyor. Ormansızlaşma, toprak kullanımına yönelik çatışmalar ve insan hakları savunucularına yönelik şiddet olayları, söz konusu ihlallerin başında geliyor. Nitelim listede de tedarik zincirlerinde insan hakları ihlallerine karşı sıfır tolerans yaklaşımı benimseyen tek şirket yer alıyor.
Ormansızlaşma ve insan hakları ihlalleri, küresel ekosistem ve toplumsal adalet için büyük tehditler oluşturuyor. Dolayısıyla şirketlerin bu konuda daha şeffaf ve sorumlu davranmaları gerekiyor. Rapor yatırımcıların, düzenleyicilerin ve tüketicilerin, şirketlerin bu konudaki performanslarını yakından izlemesi ve gerekli baskıyı uygulaması gerektiğini belirtiyor.
Rapor, şirketlerin ve finans kuruluşlarının, Deforestasyon Eylemi (FSDA), Ceres ve PRI gibi ağlara katılarak ormansızlaşma ile mücadelede ilerleme kaydedebileceğine dikkat çekiyor. Bu tür iş birlikleri, ormansızlaşmayı durdurmak ve ekosistem dönüşümünü önlemek için kritik rol oynuyor.