McKinsey, döngüsel ekonominin yalnızca Avrupa’da 2050’ye kadar 1 trilyon dolardan fazla getiri sağlayacağını öngörüyor.
Her yıl, hızlı tüketim sektöründe yaklaşık 2,6 trilyon dolar değerinde materyal atılıyor ve geri dönüştürülmüyor. Ancak döngüsel ekonomi modeliyle kaynaklar tekrar kullanılabiliyor ve böylece doğal kaynakların korunması sağlanıyor.
Döngüsel ekonomi doğal varlıkların korunması, kaynak veriminin optimize edilmesi ve hava ile su kirliliği gibi çevresel sorunların önüne geçilmesi olmak üzere üç ana ilkeye dayanıyor.
Döngüsel ekonomi aynı zamanda şirketlere rekabet avantajı elde etmeleri için de yeni fırsatlar sunuyor. McKinsey’nin çalışması, döngüsel ekonominin yalnızca Avrupa’da 2050 yılına kadar 1 trilyon dolardan fazla getiri sağlayabileceğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte döngüsel ekonomiye geçiş ile 2030 yılına kadar Avrupa’daki şirketlerin 500 milyar avro değerinde bir finansmana erişim sağlayabilecekleri öngörülüyor. McKinsey, döngüsel ekonomiyi benimseyen ve çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine uyan şirketlerin yakın bir gelecekte büyük bir rekabet avantajı elde edeceğini belirtiyor.
Döngüsel ekonomiye geçiş süreci hızlanıyor
McKinsey, sürdürülebilir ürünlere yönelik artan tüketici talebinin döngüsel ekonomiye geçiş sürecini hızlandırabileceğine dikkat çekiyor. Ancak geçiş sürecini hızlandırması beklenen tek faktör tüketicilerin talebi değil. Örneğin Avrupa Birliği’nin hayata geçirdiği “Döngüsel Ekonomi Eylem Planı” gibi yasal düzenlemelerin de süreci hızlandıracağı belirtiliyor.
Döngüsel ekonomi modeli pek çok sektör için fırsatlar sunuyor
McKinsey, birçok sektörün iş modellerini döngüsel ekonomiye kaydırarak önemli fırsatlar elde edebileceğine dikkat çekiyor. Örneğin moda sektöründe 2030 yılına kadar geri dönüştürülmüş ve sürdürülebilir bir yöntemle üretilmiş ürünlerde on kata kadar bir artış beklendiği belirtiliyor.
Elektronik sektörünün ise döngüsel ekonominin lokomotifi olması bekleniyor. Spor giyim ve ekipmanlarında ise geri dönüştürülmüş ürünlerin satışında önemli bir artış yaşanacağı öngörülüyor. Hızlı tüketim ürünlerinde ise %100 geri dönüştürülmüş veya biyobozunur malzemelerle paketlenmiş ürünlerin ön plana çıkacağı belirtiliyor.
Döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde demontaj, geri gönderim ve kaynak kullanımı büyük önem taşıyor. McKinsey, döngüsel modeli benimseyecek şirketlere öneriler de sunuyor. Buna göre portföy stratejisi belirlemek, yeşil ürünlere yönelik yeni pazarları yakalamak, yeşil primler ve sürdürülebilirliği esas alan bir tedarik zincirini benimsemek, şirketlerin döngüsel ekonomiye geçişinde önemli rol oynuyor.