DP World’ün hazırladığı rapor, sürdürülebilirliğin tedarik zinciri yönetiminin ekonomik ve çevresel fayda sağladığını ortaya koyuyor.
DP World tarafından, Supply Chain Dive iş birliğiyle yapılan yeni bir araştırma, tedarik zinciri ve satın alma uzmanlarının büyük çoğunluğunun sürdürülebilirlik uygulamalarının finansal performansı iyileştirdiğini düşündüğünü gösteriyor. Araştırmaya katılanların yüzde 82’si, sürdürülebilirlik stratejilerinin organizasyonlarının mali performansını artırdığını belirtiyor.
“Sürdürülebilirlik, Tedarik Zincirlerinde Finansal Faydalar Sağlıyor” başlıklı rapor, Kuzey Amerika’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 150 tedarik zinciri ve satın alma uzmanı ile yapılan bir anketin sonuçlarına dayanıyor. Araştırma, işletmelerin operasyonel süreçlerinde sürdürülebilirliğe nasıl yaklaştıklarına ve bunu nasıl yaklaştıklarını ve bunu nasıl uyguladıklarını inceliyor.
DP World’ün raporunda, firmaların sürdürülebilirlik yatırımlarında ekonomik fırsatları giderek daha fazla fark ettiği ve bunun mali kararlarından iş ortaklarının seçimlerine ve karbon muhasebesi yaklaşımlarına kadar her şeyi etkilediği vurgulanıyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 39’u endüstriyel üretim sektöründe, yüzde 20’si sağlık sektöründe, yüzde 9’u tüketici ürünleri üretiminde ve yüzde 9’u teknoloji sektöründe çalışıyor. Katılımcıların yüzde 19’u en yıllık geliri 101 milyon ila 500 milyon ABD doları arasında olan şirketlerden oluşuyor. Bunu yüzde 16 ile 51 milyon ila 100 milyon ABD doları ve yüzde 15 ile 1.1 milyar ila 10 milyar ABD doları gelir dilimindeki şirketler izliyor.
Katılımcıların yüzde 36’sı, sürdürülebilirlik girişimlerinden elde edilen verimlilik veya finansal kazançlarla motive olduklarını ifade ederken yüzde 30’u sürdürülebilirlik uygulamalarının getirdiği dayanıklılık faydalarını öne çıkarıyor. Yüzde 32’si ise tedarik zinciri sürdürülebilirliği tedbirlerinin rekabet avantajı sunduğuna dikkat çekiyor.
Ayrıca katılımcıların yüzde 71’i tedarik zinciri sürdürülebilirliği ve karbonsuzlaştırmaya yönelik önceliklerin üç yıl öncesine göre arttığını bildiriyor. Yüzde 80’i ise önümüzdeki üç yıl içinde sürdürülebilirlik hedeflerine ayrılan kaynakların artırılmasını bekliyor.
Şirketler, karbonsuzlaştırma stratejileri kapsamında tedarik zincirlerini yeniden şekillendiriyor
Rapora göre, şirketler Kapsam 3 gerekliliklerini halihazırda entegre ediyor ya da entegre etmeyi planlıyor. Bu kapsamda, tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmak, üretim operasyonlarını yakın bölgelere taşımak veya yeniden yerleştirmek ve sektör içi iş birliği yoluyla karbonsuzlaştırma tedbirleri uygulamak gibi stratejiler geliştiriliyor.
Şirketler gün geçtikçe emisyon ölçüm ve raporlama kabiliyetlerini geliştirmeye odaklanıyor. Katılımcıların yüzde 35’i, karbon muhasebesini desteklemek için doğru araç ve sistemlere yatırım yapmayı ve emisyon azaltım hedefleri belirlemeyi en yaygın stratejilerden biri olarak tanımlıyor. Ayrıca katılımcıların yüzde 46’sı tedarikçi seçim sürecinde bir şirketin karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilirlik yeteneklerinin çok etkili olduğunu belirtiyor.
Raporda, sürdürülebilirliğin artık çeşitlilik ve kapsayıcılık da dahil olmak üzere daha geniş bir anlam kazandığı, geleneksel kurumsal sosyal sorumluluk kavramını aştığı vurgulanıyor.
Bununla birlikte katılımcıların yüzde 43’ü iklim değişikliğinin önümüzdeki on yıl içinde tedarik zincirleri üzerindeki etkisinden “bir miktar” endişe duyarken, yüzde 30’u “çok ya da son derece endişeli” olarak değerlendiriyor.
Raporu değerlendiren DP World Americas Operasyon Direktörü Morten Johansen, “Tedarik zinciri uygulamalarında gözlemlediğimiz dönüşüm, sürdürülebilirliğin yalnızca bir trend olmadığını, modern iş stratejilerinin temel bir unsuru olduğunu gösteriyor. Bu rapor, sürdürülebilirlik tedbirlerinin hem ekonomik verimlilikte hem de stratejik yenilikte önemli iyileştirmeler sağlayabileceğini ortaya koyuyor” ifadelerini kullanıyor.
DP World Americas Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Sarah Mouriño ise, “Tedarik zinciri sürdürülebilirliğine yapılan yatırım, uyumluluğun ve paydaş itibarının ötesinde bir değer yaratıyor. İleriye dönük olarak iş ortağı seçimi, bütçe tahsisi ve ağ tasarımı gibi tedarik zincirine yönelik alınan kararlarda hem ekonomik hem de çevresel faydaların göz önünde bulundurulması gerekiyor” şeklinde görüşlerini dile getiriyor.