Avrupa Komisyonu, daha dayanıklı, onarılabilir, yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir tekstil ürünleri için yeni bir strateji önerdi. 2030 Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi kapsamında hızlı moda, tekstil atıkları ve satılmayan/ elde kalan tekstil ürünlerinin imhasıyla mücadele etmenin yanı sıra ürünlerin üretimi sırasında sosyal haklara saygı gösterilmesini sağlamak da amaçlanıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ve Sanayi Stratejisi kapsamında verilen taahhütleri uygulamayı amaçlayan strateji, daha yeşil, daha rekabetçi, daha modern ve küresel krizlere karşı daha dirençli bir tekstil sektörü yaratmayı hedefliyor.
Tekstil sektörü, Avrupa’da gıda, barınma ve mobiliteden sonra çevre ve iklim değişikliği üzerinde en fazla etkiye sahip olan dördüncü sektör. Sektör, ayrıca su kullanımını ve sera gazı emisyonlarını etkileyen ilk beş sektör arasında yer alıyor. 1,5 milyondan fazla Avrupalıyı istihdam eden tekstil ve giyim sektörü hem yerel ekonominin hem de Avrupa tek pazarının bel kemiğini oluşturan bir sektör olarak görülüyor.
Avrupa’da her 10 kişiden dokuzu, yani yaklaşık olarak nüfusun yüzde 88’i, giysilerin daha uzun süre kullanılmak üzere üretilmesi gerektiğini düşünürken her yıl yaklaşık olarak 5,8 milyon ton tekstil ürünü atılıyor. Küresel olarak tekstil ürünleri üretimi 2000 ila 2015 yılları arasında iki katına çıktı ve her bir saniyede bir kamyon dolusu tekstil ürünü çöp sahasına gönderiliyor ya da yakılıyor. Tekstil üretiminde kullanılan malzemelerinse yüzde birinden daha azı yeni giysilerin üretiminde kullanılıyor.
“Hızlı modanın modası geçti”
Avrupa Komisyonu’nun tekstil ve giyim sektörüne yönelik hazırladığı 2030 vizyonunda şu maddeler özellikle öne çıkıyor:
- Avrupa Birliği pazarına sunulan tüm tekstil ürünlerinin dayanıklı, onarılabilir, geri dönüştürülebilir; büyük ölçüde geri dönüştürülmüş liflerden yapılmış, tehlikeli maddeler içermeyen yöntemlerle ve sosyal hakları gözeterek üretilmiş olması gerekiyor.
- “Hızlı modanın modası geçti” ilkesiyle birlikte tüketicilerin yüksek kaliteli tekstil ürünlerinden daha uzun süre faydalanması hedefleniyor. Bu çerçevede Sürdürülebilir Ürünler için Eko-Tasarım Yönetmeliği (Ecodesign for Sustainable Products Regulation) kapsamında getirilecek olan zorunlu tasarım gerekliliklerinin tekstil ürünlerinin kullanım ömrünü uzatacağı düşünülüyor. Ayrıca üretici sorumluluğunun genişletilmesiyle oluşacak yeni kurallarla birlikte, Atık Çerçeve Direktifi (Waste Framework Directive) dahilinde, hızla değişen moda trendlerine karşı çekici alternatiflerden oluşan yeni bir paradigma aracı oluşturulması amaçlanıyor.
- Yeniden kullanım ve onarım hizmetlerinin şirketler için kârlı olacak şekilde yaygınlaştırılması planlanıyor.
- Rekabetçi, esnek ve yenilikçi bir tekstil sektöründe üreticilerin de değer zinciri boyunca ürünlerin sorumluluğunu üstlenmesi öngörülüyor.
- Tekstil sektöründeki dönüşümle birlikte yeni normun geri dönüşüm için yeterli kapasiteye ve minimum yakma ve atık depolama potansiyeline sahip tekstil ürünlerinden oluşacağı tahmin ediliyor.
Her tekstil ürünü için Dijital Ürün Pasaportu oluşturulacak
2030 Tekstil Stratejisi kapsamında atılacak adımlar ise şöyle sıralanıyor:
- Tekstil ürünlerinin daha uzun süre kullanılmasını sağlayacak, onarılmasını ve geri dönüştürülmesini kolaylaştıracak tasarım gereksinimlerinin yanı sıra; minimum geri dönüştürülmüş içerik gereksinimleri belirlenmeli.
- Ürünler hakkında daha net bilgiler sunulmalı ve her ürün için Dijital Ürün Pasaportu oluşturulmalı.
- Tüketicileri güçlendirmek ve sürdürülebilir moda hakkında farkındalık yaratmak için “greenwashing” (bir şirketin çevresel sorumluluğa sahip olduğu imajını vurgulamak için yaydığı yanlış bilgi ya da yeşil göz boyama) ile mücadele edilmeli.
- Tekstil sektöründe aşırı üretim ve tüketimin önüne geçilmeli ve satılmamış ya da iade edilen tekstil ürünlerinin imha edilmesi engellenmeli.
- Tekstil ürünleri için Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ile ürün fiyatlarının eko-modülasyonu[1] önerilmeli.
- Yıkamalı sentetik tekstil ürünlerinden kaynaklanan mikroplastik salımındaki standardizasyon çalışmaları ele alınmalı.
- Tekstil atıklarının ihracatı kısıtlanmalı ve sürdürülebilir tekstil ürünleri küresel olarak teşvik edilmeli.
- Yeniden kullanım ve onarım sektörleri de dahil olmak üzere döngüsel iş modelleri teşvik edilmeli.
- Stratejinin hedeflerini desteklemek için şirketler ve üye devletler teşvik edilmeli.
AB Komisyonu’nun yeni stratejisi kapsamında ele alınan önemli konulardan biri de hızlı moda konusu. Düşük maliyetlerle ve düşük kaliteyle üretilerek büyük bir hızla tüketilen tekstil ürünleri, tekstil sektörünün yönünü belirliyor; ancak yeni strateji hızlı moda konusunu hem arz hem de talep açısından ele alarak sektörün çevre ve iklim üzerindeki olumsuz etkisini azaltmayı amaçlıyor.
Stratejide, üreticilere yönelik zorunlu tasarım gereksinimleri ve sorumluluk planlarının, tekstil ürünleri kullanım ömürlerinin uzatılmasında önemli bir faktör olduğu vurgulanıyor. Strateji kapsamında üye devletlerin vergi indirimleri gibi yollarla yeniden kullanımı ve onarımı desteklemesi teşvik edilirken tüketici tarafında ise ürünlerin dayanıklılığı, daha uzun süre ve yeniden kullanımı gibi konularda bir geçişin sağlanması hedefleniyor.
Tekstil sektörü söz konusu olduğunda üretici ve tüketicilerin sağlığını etkileyen mikroplastikler konusu da gündemden düşmeyen başlıklar arasında. Polyester ve akrilik gibi sentetik elyaflardan yapılan tekstil ürünlerinden kaynaklanan mikroplastikler, ürünlerin kullanım ömrünün farklı aşamalarında ortaya çıkabiliyor. Avrupa Komisyonu bu kapsamda hem Sürdürülebilir Ürünler için Eko-Tasarım Yönetmeliği hem de mikroplastik salımına ilişkin 2022’nin ikinci yarısında yayımlanması planlanan girişimiyle, mikroplastiklerin kasıtsız salımını önlemeye ve azaltmaya yönelik adımlar atmayı planlıyor.
Tekstil atıklarının ihracatına yeni koşullar getiriliyor
Strateji, tekstil atıklarının yalnızca belirli koşullar altında OECD (Organisation for Economic Co-operation and Development, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) üyesi olmayan ülkelere ihracatına izin verilmesini de öngörüyor. Bu kapsamda ülkelerin bu atıkları ithal etmek istediklerini Avrupa Komisyonu’na bildirmeleri ve süreci sürdürülebilir bir şekilde yönetme yeteneklerini göstermeleri bekleniyor. Strateji kapsamında AB’den ihraç edilen atıkların düzgün bir şekilde ayırt edilebilmesi için belirli kriterler getirilmesi planlanırken tekstil atıklarının ve kullanılmış tekstil ürünlerinin küresel ticaretinde şeffaflığın ve sürdürülebilirliğin sağlanması için çalışmaların süreceği de vurgulanıyor.
AB Komisyonu’nun yeni stratejisi küresel çapta daha adil ve daha yeşil değer zincirlerinin teşvik edilmesi için sadece çevresel kaygıları değil, sosyal kaygıları da dikkate alıyor ve sektörde insani koşullarda çalışma şartlarını teşvik ediyor. Stratejide, küresel hazır giyim işçilerinin yüzde 75’inin kadın olduğuna dikkat çekilerek tekstil sektöründe toplumsal cinsiyet boyutuna da özellikle odaklanılacağı vurgulanıyor. Ayrıca tekstil sektörü çalışanlarının becerilerini geliştirmeleri ve yeni beceriler kazanmaları için desteklenmesi ve şirket yönetiminde yaş ve cinsiyet çeşitliliğinin sağlanması hedefleniyor.
Avrupa en büyük giyim ithalatçıları arasında
AB’de tüketilen giyim ve ev tekstili ürünlerinin yaklaşık yüzde 73’ü Avrupa dışındaki ülkelerde üretiliyor ve Avrupa’ya ithal ediliyor. AB, 2017 yılında kişi başı 7,4 kg tekstil ürünü üretirken yaklaşık 26 kg tekstil ürünü tüketerek net ihracatçı konumuna geldi. Özellikle de 2019’da AB, toplam 80 milyar avro değerindeki ithalatıyla küresel çapta en büyük giyim ithalatçılarından biri oldu. Bu nedenle Komisyon’un yeni stratejisinde tekstil sektörünün olumsuz çevresel ve sosyal etkilerini azaltmak için uluslararası iş birliği özellikle teşvik ediliyor.
Avrupa Komisyonu’nun 2030 Tekstil Stratejisi göz önüne alındığında, sektörün döngüsellik ilkelerini iş modellerine entegre etmesi ve çevresel ayak izini en aza indirmesi her zamankinden daha önemli hale geliyor. Stratejinin yeni iş fırsatları yaratarak sektörün direncini güçlendirmesinin yanı sıra, Komisyon’un tekstil geri dönüşümü de dahil olmak üzere endüstriyel araştırma ve inovasyonu kolaylaştırmayı amaçlayan ortak bir endüstriyel teknoloji yol haritası sunması da bekleniyor.
[1] Eko-modülasyon, daha az çevre dostu olan malzemelerin kullanımını cezalandırma ve daha çevreci olanların kullanımını ödüllendirmede kullanılan bir kavramdır.
[…] ve geri dönüştürülebilir tekstil ürünleri için önerdiği 2030 Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi ile; daha dayanıklı, onarılabilir ürünlerle üretimden kaynaklanan olumsuz çevresel etkiyi […]