Yeni yayımlanan iki rapor, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.
İklim değişikliği, yalnızca çevresel bir sorun olmaktan çıkıp küresel ekonomiyi, toplumları ve insan sağlığını doğrudan tehdit eden büyük bir krize dönüşüyor. Bilim insanları, karbon emisyonlarının azaltılmaması ve sürdürülebilir politikaların uygulanmaması halinde dünya ekonomisinin ciddi bir çöküş yaşayacağını ve milyarlarca insanın yaşamının tehlikeye gireceğine dikkat çekiyor. Bu endişeleri destekleyen iki yeni rapor, iklim değişikliğinin etkilerinin bugüne kadar tahmin edilenden çok daha yıkıcı olabileceğini ortaya koyuyor.
Institute and Faculty of Actuaries (IFoA) ile Exeter Üniversitesi’nden bilim insanlarının iş birliğiyle hazırlanan “Gezegensel Ödeme Gücü: Doğayla Dengemizi Bulmak” raporu, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava olayları nedeniyle 2070 ile 2090 yılları arasında küresel gayri safi yurt içi hasılada yüzde 50’ye varan bir daralma yaşanabileceğini ortaya koyuyor.
Raporda, küresel ısınmanın neden olduğu yangın, sel, kuraklık ve sıcaklık artışı gibi aşırı hava olaylarının yaratacağı ekonomik zararın önceki tahminlerin aksine çok daha büyük ölçekte olacağı belirtiliyor.
Bugüne kadar kullanılan ekonomik modeller, küresel sıcaklıkların 3°C artması durumunda dünya ekonomisinin yalnızca yüzde 2 oranında zarar göreceğini öngörüyordu. Ancak IFoA’nın yeni raporu, bu tahminlerin iyimser olduğunu ve acilen harekete geçilmemesi durumunda dünya ekonomisinin benzeri görülmemiş bir çöküşle karşı karşıya kalacağını vurguluyor.
Raporda ayrıca 2050 yılına kadar küresel sıcaklık artışının 3°C’yi aşması durumunda dünyada 4 milyardan fazla insanın hayatını kaybedebileceği, dünya çapında birçok devletin çökebileceği ve büyük göç dalgalarının yaşanabileceği belirtiliyor.
Nitekim Nature dergisinde yayımlanan bir diğer yeni araştırma ise Avrupa’yı odağına alarak, iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı sıcaklıkların ölüm oranlarını önemli ölçüde artırabileceğini ortaya koyuyor.
Sıcak hava dalgaları ölüm oranlarını artırıyor
Avrupa’nın 854 şehrinde farklı yaş gruplarının sıcaklık değişimlerine verdiği tepkileri analiz ederek üç farklı iklim senaryosu üzerinden yapılan araştırma, sera gazı emisyonlarının “en iyimser senaryo” kapsamında bile yeterince azaltılmaması durumunda Avrupa’da her yıl ortalama 8.000 ek ölüm yaşanabileceğini belirtiyor. En kötü senaryoda ise bu rakamın yıllık 80.000’e ulaşabileceği tahmin ediliyor.
Karbon emisyonlarının azaltıldığı senaryoda ise ölüm oranlarının düştüğü görülüyor.
Araştırmaya göre, ölüm oranlarındaki en büyük artışın özellikle güney Avrupa’da, Akdeniz kıyılarında ve İsviçre, Avusturya, güney Almanya ve Polonya gibi Orta Avrupa’nın bazı bölgelerinde yaşanması bekleniyor.
Sıcak hava dalgaları, özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişiler için büyük bir risk oluşturuyor. Vücut, aşırı sıcak karşısında kendini soğutmaya çalışırken yoruluyor, bu da kalp krizi ve organ yetmezliği gibi ölümcül durumlara yol açabiliyor.
Uzmanlar, küresel ısınmanın insan sağlığı üzerindeki etkilerini azaltmak için bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Karbon salımını azaltmak, şehir planlamasında doğa dostu çözümler üretmek ve sağlık sistemlerini yeni iklim koşullarına göre güçlendirmek, sıcaklık kaynaklı ölüm oranlarının düşmesi için kritik adımlar olarak değerlendiriliyor.