Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yaptığı ticaretlerde önemli bir payı olan sanayi sektörünün, Avrupa Yeşil Mutabakatı uygulamalarından nasıl etkileneceği gündemde.
Sanayi sektörü, sektörlere göre ürün ve hizmet ihracatı kaynaklı sera gazı salımı (MtCO2e, 2018) karşılaştırılması yapıldığında Kapsam 1 açısından en yoğun sektörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizin Avrupa Birliği ile yaptığı ticaretlerde büyük bir payı olan sanayi sektörünün Avrupa Yeşil Mutabakatı çağrısı ile oluşabilecek riskleri önceden öngörmesi gerekiyor.
Avrupa Yeşil Mutabakat stratejisine göre AB, bundan böyle başka ülkelerle yapacağı serbest ticaret anlaşması gibi anlaşmalar için aday ülkenin Paris Anlaşması’nı “onaylama ve etkin bir şekilde uygulaması” ön şartını getiriyor. Burada önemli kriter, metnin, partner olacak ülke için sadece onaylamayı yeterli görmemesi, aynı zamanda etkin bir şekilde uygulanması şartını öne sürmesi. Dolayısıyla, Paris Anlaşması’nı şimdiye kadar onaylamayan tek partner ülke Türkiye ve anlaşmadan çıkan ülke ABD açısından AB ile ticarette sıkıntılar yaşanması da beklenebilir. Türkiye’nin halihazırda AB ile Gümrük Birliği ortaklığı mevcut ancak gündemde bu ortaklığın güncellenmesi de bulunuyor. Bu anlamda, güncelleme müzakereleri yapılırken Türkiye için bu şartların uygulanmasının söz konusu olup olmayacağı net olmamakla beraber, böyle bir duruma hazırlıklı olmak önem taşıyor.1
AB ticari partnerlerini de emisyon azaltımına yönlendirmeyi planlıyor
Ülkeler, AB’nin hedeflerini göz önüne alıp kendi hedeflerini daha ileriye taşımazsa ve hedefler arasında seviye farklılıkları devam ederse, Komisyon seçilen sektörlerde karbon sızıntısını (carbon leakage) azaltmak için bir “Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD)” (Carbon Border Adjustment Mechanism) önerecek. AB, bu vergi mekanizması ile ticari partnerlerini de emisyon azaltımına yönlendirmeyi planlıyor. Mekanizmanın nasıl işleyeceği ve hangi sektörlere yönelik uygulanacağı henüz belirgin hale gelmemiş olsa da AB sınırından girecek malların karbon içeriği –eğer geldikleri ülkede vergilendirilmemiş veya fiyatlandırılmamışsa– fiyatlanacak, geldikleri ülkede fiyatlanmışsa o fiyat AB’de geçerli olan karbon fiyatından düşülerek ayarlama yapılacak.
Böyle bir vergi uygulaması, AB ile ticarette düşük emisyonlu ülkeleri, yüksek emisyonlu ülkelere göre daha avantajlı bir konuma getirebilir. SKD altında karbonun ton fiyatı, güncel değeri olan 30 avro/tCO2e düzeyinde fiyatlandığında otomotiv, makine ve demir-çelik sanayiilerinin ihracatının maruz kalabileceği toplam karbon maliyetinin 100-150 milyon avro arasında değişen tutarlar olabileceği öngörülüyor. Türkiye’nin güncel ihracat dağılımı ve sektörel karbon verimliliği göz önüne alındığında, AB ile ihracatta karşılaşılması muhtemel gelir kayıpları (karbon fiyatının ton başına 30 ya da 50 avro olması durumuna bağlı olarak) Demir Çelik’te %1,7 – %2,8; Kimya sanayiinde %1,1 – %1,9; Otomotiv’de ise %0,7 – %1,2 olarak hesaplanmakta. Energiewende’den Oliver Sartor’a göre SKD kapsamında ilerleyen aşamalarda kağıt, organik kimyasallar, cam ve seramik ürünleri, kok, gübre, temel demir-çelik ürünleri, rafineri ürünleri ve alüminyum gibi ürünlerin vergilendirilmesi beklenmekte.
En büyük dönüşüm tekstil, elektronik ve plastik sanayilerinde olacak
AB tarafından yayımlanan yeni sanayi stratejisi doğrultusunda, küresel sahnedeki rekabeti korumak için endüstrinin daha yeşil, döngüsel ve dijital olması gerektiği belirtiliyor.1 Avrupa Yeşil Mutabakatı bu stratejinin merkezinde yer alıyor. Avrupa’nın karbon nötr hedefi kapsamında en büyük dönüşümün enerji ve ham madde kullanımının yüksek olduğu tekstil, elektronik ve plastik sanayilerinde olacağı belirtiliyor. Dönüşüme toplumun her grubundan ve endüstrinin her kolundan şirketlerin dahil olmasını hedefleyen komisyon, karbon yoğun endüstrilerin ve ekonomilerin dönüşümü için geçiş mekanizması kapsamında 100 milyar avroluk desteğin sunulmasını planlıyor.
Kurulan ortak girişimler ve ittifaklar kapsamında, pil, plastik ve mikroelektronik alanlarında başarılı sonuçlar gözlemlendiğini belirten komisyon, bu çalışma yöntemini diğer endüstriler için de genişletmeyi planlıyor. Bu kapsamda Avrupa Temiz Hidrojen Birliği kurulacak. Düşük karbon endüstrileri, bulut tabanlı endüstri uygulamaları ve ham madde konularının takvimde yer alacağı belirtiliyor.
Cep telefonları, tabletler ve beyaz eşyalara da düzenleyici önlemler gelecek
Döngüsel ekonomi çalışmaları doğrultusunda Komisyon’un 2030 itibarıyla her türlü ambalaj ve paketlemenin biyolojik olarak çözünür ve bitki bazlı plastik yoluyla sağlanması yönünde uygulamaları teşvik edeceği ve tek kullanımlık plastiklere yaptırımlar getireceği vurgulanıyor. Dijitalleşme, daha sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilebilmesi için önemli bir araç ve stratejinin ana dinamiklerin biri olarak sunuluyor. Hava ve su kirliliği verilerinin takibi ile enerji ve ham madde kullanımının izlenerek optimize edilmesi için yeni inovasyon fırsatları sunuluyor.
Elektronik cihazların enerji verimliliği, dayanıklılık, tamir edilebilirlik, yeniden kullanım ve geri dönüşüm için tasarlanması amacıyla Ecodesign Direktifi2 kapsamında cep telefonları, tabletler ve beyaz eşyalar dahil olmak üzere düzenleyici önlemler alınması gündemde. Kimyasal stratejisi ile güvenli ve sürdürülebilir kimyasallar için inovasyonun teşvik edilmesi ve insan sağlığının ve çevrenin tehlikeli kimyasallara karşı korunması hedefleniyor. Strateji, çocuk bakım malzemeleri, kozmetikler, deterjanlar, gıda ile temas eden malzemeler ve tekstil ürünleri gibi tüketici ürünlerinde zararlı kimyasalların kullanımının yasaklanmasını içeriyor.3
1 A New Industrial Strategy for Europe, 2020.
2 Establishing a framework for the setting of ecodesign requirements for energy-related products, 2009.
3 Green Deal: Commission adopts new Chemicals Strategy towards a toxic- free environment, 2020.