COP27, tartışmaları hala devam eden COP26 zirve kararlarına çözüm sağlayabilecek mi?
COP27, 6-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde gerçekleşecek. COP 26’da alınan kararların ve verilen taahhütlerin ne derece yerine getirildiği ve hangi konularda başarısız olunduğu gibi başlıkların gündemde olacağı COP27, bu anlamda birçok tartışmayı beraberinde getiriyor. İstanbul Sanayi Odası Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Şubesi Uzmanı Hilal Kazan, İSO Yeşil Blog için yazdı.
Türkçeye “Taraflar Konferansı” olarak çevrilen “COP (Conference of the Parties)” zirveleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (United Nations Framework Convention on Climate Change, UNFCCC) öncülüğünde imzalanan hükümetlerarası çevre konferanslarıdır. Küresel ısınmaya yönelik önleyici aksiyonların alınmasını ve iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında ülkelerin fikir birliğine vararak harekete geçmesini amaçlayan zirveler, küresel düzeyde birtakım çevresel reformların temellerini teşkil ediyor. İlki Almanya’nın Berlin kentinde düzenlenen Taraflar Konferansı, her yıl düzenli olarak toplanıyor ve antropojenik olumsuz çevresel etkilerin tehlikelerini azaltmak için ülkelerin inisiyatif almalarına destek sağlıyor. Dünya liderlerinin katıldığı zirveler 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokülü ve 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması gibi iklim değişikliği ile mücadelede kilit rol oynayan sözleşmelerin çıkmasına da altyapı oluşturması sebebiyle önemlidir. Zirvelerin iklim değişikliği temelinde destekleyici aksiyonlarının yanı sıra; bugüne kadar 34 strateji, plan ve öneri niteliğinde dokümanın yayımlandığı Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) da gerek iklim eylemi gerekse emisyon azaltım hedefleri konularında Taraflar Konferansı’nda destekleyici regülasyonları gündeme getiriyor.
Geçen sene İngiltere’nin ev sahipliği yaptığı COP 26’da alınan kararların ve verilen taahhütlerin ne derece yerine getirildiği ve hangi konularda başarısız olunduğu gibi başlıkların gündemde olacağı COP27, bu anlamda birçok tartışmayı beraberinde getiriyor. Paris İklim Anlaşması’yla ortaya konan 1,5 derece hedefine ulaşmak için karar koyucuların gerçekleştirebileceği eylemlerin açıklandığı COP26 ile hedefe ulaşılamadığı konuşulsa da zirvede, kömür kullanımının aşamalı olarak azaltılması, adil geçişi sağlamak adına hiçbir ülkeyi geride bırakmamak ve karbon emisyonlarının düşürülmesi gibi önemli kararlar alındı. Peki alınan kararlarda aksiyona geçildi mi? Ne yazık ki henüz değil. Buna rağmen, ülkelerin sanayileşme öncesi sera gazı emisyon salımı miktarlarını azaltarak küresel sıcaklık artışını sınırlandırma taahhütlerinde bulunmaları gibi önemli ilerlemeler de kaydedildi. Paris İklim Anlaşması’na yönelik ulusal katkı beyanında (National Determined Contributions, NDC) net sıfır emisyon hedefini yasalaştıran 17 ülke bulunurken, 33 ülke politika dokümanı olarak niyetini açıklamış ve 18 ülke sadece azaltım için deklarasyonda bulunmuştu. 60 ülke ise hala taahhütte bulunma tartışmalarına devam etmektedir. Aynı amaçla 23 Avrupa ülkesi kömürden çıkış kararını kamuoyuna duyurmuştur.
Bilimsel veriler açıkça gösteriyor ki yaşanabilir bir gezegen için küresel olarak aksiyon almalıyız. İlk kez Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Invergovermental Panel on Climate Change, IPCC) Altıncı Değerlendirme (Sixth Assessment Report, AR6) raporunda belirtilen insan kaynaklı faaliyetlerin sera gazı emisyonlarını artırdığı sonucu, küresel hareketin önemine bir kez daha vurgu yapıyor. Konuyla ilgili alınan kararların başında gelen net sıfır emisyonu hedefi, çözüm olarak küresel ısınmaya büyük oranda katkı sağlayan fosil yakıt kullanımının kısıtlanması ve alternatif enerji kaynakları konularını ön plana çıkarıyor. Tüm gelişmeler COP27’den çıkacak kararların dünya genelinde (gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler dahil olmak üzere) emisyon azaltım hedefleri geliştirmelerine işaret ediyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, “Mısır’daki COP27 iklim konferansında, yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyona ulaşabilmemiz için 2030 yılına kadar emisyonları yüzde 45 oranında azaltacak taahhütlere ihtiyacımız var.” diyor.
Mısır’ın bu yılki zirvede ele alacağı dört temel başlık “Azaltım”, “Adaptasyon”, “Finans” ve “İş birliği” olacak. Küresel çapta yürütülecek iklim değişikliğiyle mücadele çalışmaları çerçevesinde “Azaltım” başlığıyla ülkelerin ulusal katkı beyanları gözden geçirilecek olup, Glasgow Paktı çağrısının azaltım konusunda güncel durumu değerlendirilecek.
Küresel Uyum Hedefi (The Global Goal on Adaptation) COP26’da gündeme getirilen önemli çıktılardan biriydi. Bu çerçevede COP27’de değerlendirilecek olan adaptasyon başlığı ile iklim dayanıklılığını artırmaya yönelik gelişmeler ve teşvik edici çalışmalar ön plana çıkıyor. Savunmasız toplumları kapsayıcı yaklaşımlarla birlikte ölçeklendirilmiş uyum çalışmalarına yoğunlaşmak ve küresel boyutta ihtiyaç duyulan ilerlemeyi sağlamak da belirtilen teşvik edici çalışmaların başında geliyor.
Bu yıl COP27’de ele alınacak önemli konu başlıklarından bir diğeri ise “İklim Finansmanı” olarak açıklanıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ile Afrika için, iklim değişikliğiyle mücadelede harekete geçmelerini sağlayacak finans mekanizmalarının geliştirilmesi ve Paris İklim Anlaşması’nda açıklanan hedefi gerçekleştirmelerine destek olacak uygun finansman akışının artırılması gündemde.
Finansman başlığının yanı sıra “İş birliği” kapsamında, Glasgow çıktılarının eyleme dönüştüğü, insanı iklim tartışmalarının merkezine koyan bir sürdürülebilir ekonomik modelin uygulandığı sistemlerin gelişmesine katkı sağlamak amaçlanıyor. Adil geçişin dünya çapında gelişmekte olan ülkeler için öncelik olduğunun kabulüyle geliştirilecek olan iş birlikleri ile COP27’de belirlenen dört hedefe ulaşılmasında önemli adımlar atılmış olacak.
Tüm çevresel kaygıların yanı sıra COP27’de gündeme gelen endişelerden biri de sosyal kaygılar. Mısır’ın insan hakları konusunda uzlaşmacı yaklaşım sergilemediğinin aktarıldığı açıklamalarda, COP26 ile bir kez daha vurgulanan “kimseyi arkada bırakmama” mottosundan uzaklaşıldığı ve ülkede kapsayıcılık dışı yaklaşımların sergilendiği belirtiliyor. Bu yaklaşımın COP27’nin toplanma hedefine gölge düşüreceği ve başarısız sonuçlar doğurabileceği de endişeler arasında dile getiriliyor.
KAYNAKLAR
- https://ec.europa.eu/info/strategy/priorities-2019-2024/european-green-deal_en#timeline
- https://www.isoyesilblog.com/cop26-neyi-basardi/
- https://eciu.net/netzerotracker
- https://beyond-coal.eu/europes-coal-exit/
- https://www.un.org/en/climatechange/net-zero-coalition
- https://unfccc.int/documents/310475
- https://www.c2es.org/document/the-global-goal-on-adaptation-issues-for-cop26/
- https://www.cop27.eg/#/vision
- https://freealaa.net/100daystocop
[…] ediliyor. Her ne kadar zengin ülkeler geçen yıl Glasgow’daki COP26 zirvesinde kayıp ve hasar için bir çerçeve oluşturulması […]
[…] Yaklaşan BM İklim Değişikliği Konferansı (COP27) öncesinde Stiell, hükümetleri iklim taahhütlerini gözden geçirmeye ve harekete geçmeye çağırıyor: “COP27, dünya liderlerinin iklim değişikliğiyle mücadelede ivme kazanabilecekleri, müzakerelerden uygulamaya kadar gerekli çabayı gösterecekleri ve iklim acil durumunu ele almak için toplumun tüm sektörlerinde gerçekleşmesi gereken büyük dönüşüme geçebilecekleri andır.” […]