Dünya Ekonomik Forumu bu yıl “Dönüm Noktasındaki Tarih; Hükümet Politikaları ve İş Stratejileri” temasıyla toplandı.
50 yılı aşkın bir süredir iş dünyası, hükümet, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum ve akademiyi bir araya getiren Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF) COVID-19 salgının başlamasından bu yana ilk kez yüz yüze toplandı. Toplantıda ekonomik toparlanmanın sağlanması ve yeni bir büyüme çağının kurulması, sağlıklı ve adil toplumlar inşa etmek, gıda arzının ve doğanın korunması, küresel ve bölgesel iş birliğini teşvik etmek ve sanayinin dönüşümü temaları ön plana çıktı.
Enerji ve gıda güvenliğine ilişkin eylem planı
Avrupa Yeşil Anlaşması CEO Eylem Grubu (CEO Action Group for the European Green Deal), Yeni Küresel Bağlamda Avrupa Yeşil Anlaşmasını Uygulamaya İlişkin Manifestosu’nu yayımladı. Yıllık toplam cirosu 1,4 trilyon avro olan ve 50 Avrupalı şirketi temsil eden CEO Eylem Grubu, 2030 yılına kadar %55 emisyon azaltma hedefine yönelik taahhüdünü yineledi. Grup, çalışmalarını yalnızca enerjiye değil gıda sistemlerine de odaklayacağını söyledi.
Avrupa’nın enerji alanında stratejik özerkliğini sağlamasına yönelik hazırlanan manifesto, yeşil dönüşümü gerçekleştirmek için dört önemli etkene dikkat çekiyor: İnovasyon ekosistemleri, iş piyasaları, sürdürülebilirlik standartları ve finansman. Grup, yeşil dönüşümü kolaylaştırmak için ulusal ve bölgesel politika yapıcılarla daha yakın bir iş birliği kurma çağrısında da bulundu.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, özel sektörün oynaması gereken hayati rolü vurgulayarak, net sıfıra geçişin özel sektör kararlı bir şekilde katkıda bulunursa başarılı olabileceğini belirtti. Lagarde, “İş dünyası ve endüstri liderlerinin Avrupa Yeşil Anlaşması’nın taahhütlerini yerine getirmeleri önemlidir.” dedi.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ise, geleceğin teknolojilerine yönelik yatırımın artırılmasının önemine vurgu yaparak, RePowerEU planının, güneş, rüzgâr, biyometan ve yenilenebilir hidrojenin yaygınlaşmasını hızlandırarak, Avrupa’nın net sıfır hedefine ulaşmasını büyük ölçüde hızlandıracağını belirtti.
Küresel emisyonları azaltabilecek dijital çözümler
Enerji, malzeme ve ulaşım sektörleri, 2020’deki toplam emisyondaki payları sırasıyla yüzde 43, yüzde 26 ve yüzde 24 oranlarında olması sebebiyle emisyon seviyesi en yüksek sektörler oldu. Ancak dijital teknolojilerin sektörlerde etkin bir şekilde kullanımıyla sera gazı emisyonlarının 2050 yılına kadar yüzde 20’ye kadar azaltılabileceği öngörülüyor.
Bu endüstriler, operasyonlarını ve değer zincirlerini karbondan arındırmak için dört dijital teknolojiyi kullanabilir: büyük veri analitiği gibi temel teknolojiler, yapay zekâ/makine öğrenimi gibi karar verme teknolojileri, blok zinciri ve artırılmış gerçeklik gibi kolaylaştırıcı teknolojiler ve nesnelerin interneti, insansız hava araçları ve otomasyon gibi algılama ve kontrol teknolojileri. Tahminlere göre dijital çözümlerin uygulanmasıyla, enerji alanında yüzde 8, malzeme sektöründe yüzde 7 ve ulaşım sektöründe yüzde 5 oranında emisyonları azaltabilir.
Dünya Ekonomik Forumu Dijital Ekonomi Platform Stratejisi Başkanı Manju George, endüstri liderleri ve iklim koalisyonları tarafından paylaşılan çözümlerin karbon ayak izini düşük tutmanın anahtarı olduğunu belirterek, “Dijital teknolojiler ve iş modelleri, şirketlerin iklim ve enerji geçişlerini hızlandırmaları için hazır araçlardır. Teknoloji, iş süreçlerine ve değer zincirlerine şeffaflık, verimlilik ve döngüsellik getirebilir.” dedi.
Liderler 1 milyar insanı yarının ekonomisine hazırlıyor
Hem bugünün hem de yarının yeni nesil iş gücü için geleceğin becerilerine yatırım yapmak, 2030 yılına kadar küresel ekonomiye ek olarak 8,3 trilyon dolarlık verimlilik artışı sağlayabilir.
İnsan sermayesine yatırım yapmayı amaçlayan Reskilling Revolution girişimi, 2030 yılına kadar 1 milyar insana daha iyi eğitim, beceri ve ekonomik fırsat sağlamak için çalışacak. 50 CEO, 25 bakan ve 350 kuruluştan oluşan Reskilling Revolution girişimi, bugüne kadar 12 ülkeye (Bahreyn, Bangladeş, Brezilya, Kamboçya, Gürcistan, Yunanistan, Hindistan, Umman, Pakistan, Güney Afrika, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri) ulaşarak çok paydaşlı bir topluluğu harekete geçirdi.
“İş gücü piyasasının birden fazla kesintiye uğradığı bir çağda tüm hükümetlerin ve iş dünyasının yapabileceği tek yatırım eğitime, yeniden beceri kazandırmaya ve becerilerin artırılmasına yönelik olmalıdır” diyen Dünya Ekonomik Forumu Genel Müdürü Saadia Zahidi, eğitime yapılacak yatırımın büyümeyi hızlandıracağının altını çizdi.
Girişim, çalışmaya başladıktan iki yıl sonra, eğitim programını çocukları ve gençleri dahil edecek şekilde genişletecek ve 20 eğitim kuruluşunu bir araya getiren Eğitim 4.0 Birliği (Education 4.0 Alliance) kapsamına alacak.
Eğitim 4.0 Birliği, hedeflenen eğitim dönüşümünü gerçekleştirmek için üç temel yatırım alanına odaklanacak: Yeni değerlendirme mekanizmaları, yeni öğrenme teknolojilerinin benimsenmesi ve öğretim iş gücünün güçlendirilmesi.
Sosyal, teknolojik ve yeşil işlerin kilidini açmak
Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı 2022’de yayımlanan “Yeni Geleceğin İşleri: Ekonomik İyileşmede Sosyal Hizmetlerin Üçlü Getirisi” raporuna göre, sosyal hizmetlere yapılacak her 1 dolarlık yatırımın 2,3 dolar getiri sağlaması öngörülüyor. Model, yatırım yapıldığı takdirde gayri safi yurtiçi hasılada 1,3 trilyon dolar getiri elde edileceğini ve 2030 yılına kadar eğitim, bakım ve sağlık sektörlerinde 11 milyon kişiye istihdam sağlanabileceği tahmin ediyor.
Yıllık toplantıda yayımlanan İyi İş Çerçevesi raporuna göre ise, adil ücret ve sosyal adaleti teşvik etmek, esneklik ve koruma sağlamak, istihdam edilebilirliği ve öğrenme kültürünü geliştirmek, eşitlik ve kapsayıcılık sağlamak yeni bir ekonomik vizyonun temelini oluşturuyor.
Yayımlanan raporlar doğrultusunda gerekli yatırımları küresel olarak harekete geçirmek için kurulan İş Konsorsiyumu‘nun ilk toplantısı bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nda gerçekleştirildi. Konsorsiyum, istihdamı, yarının işlerinde büyümeyi, iş yerinde yeni standartları ve adil ücret politikasını savunan CEO’lar ve bakanlardan oluşuyor. Konsorsiyum, sosyal, yeşil ve teknolojik alanlara odaklanarak yarının işlerinde fırsat ve kaliteyi genişletme ihtiyacına dair ortak bir anlayışı paylaşıyor.
Sıfır karbon teknolojisini yaygınlaştırmak için teklif
Dünya Ekonomik Forumu ve ABD Hükümeti tarafından kurulan First Movers Coalition, küresel emisyonların yüzde 30’undan sorumlu olan alüminyum, havacılık, beton, nakliye, çelik ve taşımacılık gibi sektörlerin temiz teknolojiye yatırım yapmaları için yeni taahhütlerde bulundu.
First Movers Coalition’a şu ana kadar 50’den fazla şirket katıldı. Beş kıtada yaklaşık 8,5 trilyon dolarlık piyasa değeri olan şirketler, 2030 yılına kadar sıfıra yakın emisyon için çelik, alüminyum, nakliye, kamyon taşımacılığı ve havacılık sektörlerine, temiz teknolojiye geçmeleri halinde şirket hisselerinden yüzde satın alma taahhüdünde bulundu. ABD Başkanlığı İklim Özel Temsilcisi John Kerry, duyuruyu Breakthrough Energy’nin kurucusu Bill Gates ile birlikte Dünya Ekonomik Forumu’nun ev sahipliğinde düzenlenen bir basın toplantısında yaptı.
ABD Hükümeti’ne ek olarak koalisyona Hindistan, Japonya ve İsveç, Danimarka, İtalya, Norveç, Singapur ve Birleşik Krallık da katıldı. Bu hükümet ortakları, ülkelerindeki şirketleri koalisyona katılmaya davet edecek ve şirket üyelerinin satın almayı taahhüt ettiği yeşil teknolojileri yaygınlaştırmak için kamu politikaları yürütecek.
ABD Başkanlık Özel İklim Elçisi John Kerry “First Movers Coalition tarafından verilen satın alma taahhütleri, şirketlerin gerçekleştirebilecekleri en yüksek kaldıraçlı iklim eylemini temsil ediyor.” derken, Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Børge Brende şirketlerin kısa vadeli planlar yerine uzun vadeli planlar yaparak daha olumlu sonuçlar elde edeceklerini belirtti.