Davos Zirvesi’nde iklim değişikliğine karşı alınması gereken önlemler, enerji dönüşümü ve çevre koruma çalışmaları gündemin merkezinde yer aldı.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum, WEF) 55. Yıllık Toplantısı, 20-24 Ocak 2025 tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirildi. “Akıllı Çağ için İş Birliği” temasıyla düzenlenen zirveye, 130’dan fazla ülkeden 3 bini aşkın lider katıldı. Zirvede öne çıkan başlıklar arasında enerji dönüşümü ve iklim krizi gibi küresel sorunlar yer aldı.
2024 boyunca dünya genelinde iklim değişikliği kaynaklı afetler büyük yıkımlara neden oldu. Orman yangınları, kasırgalar, sel felaketleri ve sıcak hava dalgaları milyonlarca insanı etkiledi ve milyarlarca dolarlık ekonomik kayıplara yol açtı.
Zirvede konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyadaki pek çok sorunun giderek derinleştiğini ve iş birliğinin yeterince sağlanamadığını belirtti.
Guterres, nükleer savaşın insanlık için artık tek varoluşsal tehdit olmadığını vurgulayarak iklim değişikliği ve yapay zekânın “kontrolsüz ilerlemesini” de bu tehditler arasında sıraladı.
Fosil yakıtlara olan bağımlılığı, “her şeyi ve herkesi yok eden Frankenstein’ın canavarı”na benzeten Guterres, küresel ısınma ve buzulların erimesi nedeniyle, dünyanın en büyük 13 petrol limanının yükselen deniz seviyeleri tarafından tehdit edildiğine dikkat çekti.
Ayrıca, bazı finans kurumları ve sanayi sektörlerinin iklim taahhütlerinden geri adım attığını belirterek, bu yaklaşımı “kısa vadeli, bencil ve kendi kendini sabote eden” bir tutum olarak nitelendirdi. Dünya liderlerini, yıl sonunda Brezilya’da düzenlenecek BM İklim Konferansı’na (COP30) kadar daha kapsamlı ve etkili Ulusal Katkı Beyanları’nı hazırlama sözüne bağlı kalmaya çağırdı.
Guterres ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin iklim finansmanında daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunu belirterek, hükümetleri, şirketleri ve finans kuruluşlarını hesap verilebilir geçiş planları oluşturmaya davet etti.
Mevcut küresel yönetişim sistemlerinin bugünün sorunlarıyla başa çıkmakta yetersiz olduğunu ifade eden Guterres, BM Güvenlik Konseyi’nden küresel finans sistemine kadar pek çok kurumun reforma ihtiyaç duyduğunu vurguladı ve küresel toplumu bu varoluşsal tehditlerle birlikte yüzleşmeye davet etti.
Yapay zekâ ve temiz enerjiye geçiş önemli gündem maddeleri arasında yer aldı
ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’taki yemin töreni ise zirvenin açılış gününe damga vurdu. Trump, ekonomik politikalar, yapay zekâ ve temiz enerjiye odaklanan bir konuşma yaptı.
Trump, göreve başladığı ilk gün enerji üretimine yönelik düzenlemeleri gevşeten bir başkanlık kararnamesi imzalamıştı. Davos’ta gerçekleştirdiği konuşmasında ise “Yapay zekânın istediğimiz kadar ilerleyebilmesi için ABD’de mevcut enerjinin iki katına ihtiyacımız var” diyerek “iyi temiz kömürün” yedek enerji kaynağı olarak kullanılabileceğini ekledi.
Öte yandan eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore ise konuşmasında, iklim değişikliğinin geldiği tehlikeli noktaya dikkat çekti. Gore, her gün 175 milyon ton sera gazının atmosfere salındığını vurguladı ve bunun etkisinin, her gün yeryüzünde patlayan 750.000 atom bombasına eşdeğer ısıyı hapsederek, küresel ısınmayı hızlandırdığına işaret etti.
Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency, IEA) İcra Direktörü Fatih Birol ise enerji güvenliği ve enerji dönüşümü arasındaki dengeye dikkat çekerek “Sormamız gereken soru şu: Enerji güvenliği mi, yoksa enerji dönüşümü mü? Oysa her ikisini de yapabiliriz. İyi tasarlanmış enerji dönüşüm politikalarıyla en iyi enerji güvenliğini sağlayabiliriz. Fiyatları düşürebilir, insanların refahını sağlayabilir ve istihdam yaratabiliriz. Bu iki önemli hedefi birbirine karşı konumlandırmak yanıltıcıdır” ifadelerini kullandı.
Toplamda 220 oturumun gerçekleştiği Davos Zirvesi’nde; yapay zekâ, temiz enerjiye geçiş, korumacı ticaret politikaları ve dijital dönüşüm gibi konular derinlemesine ele alındı. Türk iş dünyasından da üst düzey katılımın olduğu zirve, Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımları ve uluslararası iş birliği potansiyeli açısından önemli bir platform sundu.
Sanayinin net sıfır hedefine ulaşması için kamu-özel iş birliği büyük önem taşıyor
“Net Sıfır için Birlikte: Sanayinin Karbonsuzlaştırılmasını Hızlandırmak için Kamu-Özel İş Birliği” raporu, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 30’unu oluşturan sanayi sektörünün karbonsuzlaştırılması gerektiğini vurguladı. Rapora göre, yıllık emisyonlarda yüzde 1,5’lik bir artış görülürken, 1,5°C hedefini yakalamak için bu oranın yüzde 7’lik bir düşüş göstermesi gerekiyor.
Raporda ayrıca, dünya genelinden başarılı kamu-özel sektör iş birliklerini içeren 11 vaka çalışması da sunuluyor. Bu örnekler, emisyonların doğru şekilde hesaplanması, azaltım çabalarının uygulanması ve yeşil iş büyümesinin teşvik edilmesi gibi dört ana engelin aşılmasına dair somut çözümler sunuyor.
Net sıfır için finansman sağlanmasının önündeki engeller neler?
Davos Zirvesi gerçekleşirken yayımlanan “Açığı Kapatmak: Net-Sıfır Geçiş Nasıl Finanse Edilir?” raporu, net sıfır hedeflerine ulaşma sürecindeki finansman açığını ele aldı. Rapora göre, iklim finansmanı açığını tetikleyen unsurlar arasında iklim politikalarındaki ve küresel finansal hizmetlerdeki uyumsuzluk, yetersiz kamu finansmanı, özel sektörün sınırlı katılımı, gelişmekte olan ekonomilerdeki yüksek sermaye maliyetleri, siyasi ve düzenleyici belirsizlikler yer alıyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB Emisyon Ticaret Sistemi ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) gibi öncü araçları ve ABD’nin Enflasyon Azaltma Yasası da raporda detaylı bir şekilde inceleniyor.
Şirketler rekabet gücünü artırmak için döngüsel ekonomiye yöneliyor
Zirve süresince yayımlanan “Endüstrilerin Döngüsel Dönüşümü: Ekonomik Değerin Kilidini Açmak” raporu ise 10 farklı imalat sektöründen 420 üst düzey yöneticinin katıldığı bir anketin bulgularını içeriyor.
Rapora göre üç yıl önce, şirketlerin yalnızca yüzde 40’ı döngüselliği “önemli” veya “son derece önemli” olarak değerlendirirken, bu oran günümüzde yüzde 75’e ulaştı. Önümüzdeki üç yıl içinde ise bu oranın yüzde 95’e çıkması bekleniyor.
Yaklaşık 600 milyar dolarlık atık, geri dönüştürülerek yeniden kullanılabilir
“Yapılı Çevrede Döngüsellik: Yenilemelerdeki Fırsatlar” raporu ise döngüselliğin doğal kaynakları koruma ve hızlı karbon azaltımı sağlama konusundaki kritik rolünü vurguluyor.
Rapora göre, döngüsellik ilkelerinin uygulanmasıyla 2023-2050 yılları arasında yenilemeler sırasında çıkarılan malzemelerin yüzde 50’si yeniden kullanılabilecek. Bu, yıllık 200 ila 500 milyon ton arasında CO2 eşdeğerinin azaltılması ve 500 ila 600 milyar dolar değerinde atığın depolama sahalarına gitmesinin önlenmesi anlamına geliyor.
Döngüselliğin benimsenmesi, biyoçeşitliliğin korunmasında etkin rol oynuyor
“Sektörlere Göre Doğa Pozitif Geçişler” raporu ise 2030 yılına kadar doğadaki tahribatı durdurmak ve tersine çevirmek için dönüştürücü yolları inceliyor. Sektörlerin doğa üzerindeki etkilerinin yanı sıra şirketler nezdinde dayanıklılık oluşturmak ve değer zincirleri boyunca fırsatları ortaya çıkarmak için atabilecekleri öncelikli adımları ön plana çıkarıyor.
Yapay zekâ gibi teknolojiler, tedarik zincirlerinin iklim uyumu sürecini kolaylaştırıyor
“İklim Adaptasyonu: Teknolojiyle Değer Zincirlerinin Kilidini Açmak” raporu ise iklim krizine karşı dirençli yapılar oluşturmak için kamu ve özel sektör liderlerinin iş birliği yaparak, teknoloji ve veri kullanımıyla adaptasyon yatırımlarını artırması gerektiğini vurguluyor.
Rapor, liderlerin şu adımları izleyerek adaptasyon sürecini güçlendirebileceğini belirtiyor:
- Tedarik zincirlerinde adaptasyon için iletişim kanalları oluşturmak,
- Tedarik zincirleri boyunca ortak bir amaç oluşturmak için risklerin mali değerini tanımlamak,
- Güvenli veri paylaşım protokolleri üzerinde mutabakat sağlamak,
- Teknolojik altyapı ve yeniliklere yatırım yapmak,
- Yerel toplulukları ve paydaşları sürece dahil ederek çözümleri ölçeklendirmek.
Aşırı hava olaylarından ötürü oluşan kayıpların yüzde 60’ından azı sigortalanıyor
“Aşırı Sıcaklara Karşı Sigorta: Isınan Dünyada Riskleri Yönetmek” raporu ise aşırı sıcaklıkların ekonomik ve toplumsal etkilerine karşı direnç geliştirmek, bu etkileri önlemek için finansal çözümler üretmek ve sigorta sektörünün bu süreçteki rolünü güçlendirmek amacıyla bir yol haritası sunuyor.
Aşırı sıcaklıkların etkilerini ve nedenlerini ele almak için önerilen yol haritası, belirli hedeflere sahip çok yönlü bir çerçeve sunuyor:
- Aşırı hava olayları konusunda ortak bir dil oluşturmak,
- Risk azaltmaya yönelik politikaları desteklemek,
- Kamu-özel iş birliklerinin etkili bir şekilde desteklenmesi.