,

Fosil yakıt arzı gerilerken temiz enerji yatırımları artıyor

Fosil yakıt arzı gerilerken temiz enerji yatırımları artıyor

“Dünya Enerji Görünümü 2023” raporu, enerji dünyasının 2030 yılına kadar büyük ölçüde değişeceğini öngörüyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency, IEA) tarafından yayımlananDünya Enerji Görünümü 2023” raporu, enerji sektörünün kırılgan bir dönemden geçtiğini belirtirken, temiz enerjiye yönelik umut verici gelişmeleri de öne çıkarıyor.

Fosil yakıt fiyatlarının 2022’ye kıyasla daha düşük olduğu bir dönemde, dünya enerji pazarları hala zorlu bir süreçten geçiyor. Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu’daki çatışma riski gibi faktörler, enerji arzını olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca enflasyon, yüksek borçlanma maliyetleri ve yüksek borç seviyeleri küresel ekonomi için endişe verici bir tablo çiziyor.

Ancak rapor, temiz enerjiye yapılan yatırımların 2020’den bu yana yüzde 40 arttığını ve temiz enerji teknolojilerinin ekonomik açıdan güçlü olduğunu gösteriyor. Elektrikli araçlar ve güneş enerji sistemleri gibi temiz enerji alanları hızla büyümeye devam ediyor. 2023 yılında yenilenebilir enerji üretim kapasitesine 500 gigawattın üzerinde ilave kapasite gelmesi bekleniyor ve güneş enerjisinin yaygınlaştırılması için günde 1 milyar dolardan fazla harcama yapılıyor.

Raporda geleceğe yönelik projeksiyonlar iki senaryo üzerinden açıklanıyor. Açıklanan Politikalar Senaryosu (The Stated Policies Scenario, STEPS), enerji, iklim ve ilgili sanayi politikaları da dahil olmak üzere en güncel politika kararlarına dayalı bir görünüm sunuyor. Açıklanmış Taahhütler Senaryosu (The Announced Pledges Scenario APS) ise hükümetler tarafından belirlenen tüm ulusal enerji ve iklim hedeflerinin tam olarak ve zamanında karşılandığını varsayıyor.

Rapor, küresel enerji krizinin mirası olarak fosil yakıt çağının sonunun başlangıcında olabileceğimize dikkat çekiyor. STEPS’e göre fosil yakıtların küresel enerji arzındaki payı, yıllardır yüzde 80 seviyesinde iken bu pay düşmeye başladı ve 2023’te yüzde 73’e ulaştı.

Temiz enerjiyi destekleyen politikalar, dünya genelindeki kilit pazarlarda öngörülen değişim hızı arttıkça daha başarılı oluyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde Enflasyon Azaltma Yasası sayesinde, STEPS senaryosuna göre 2030 yılında ABD’deki yeni otomobil tescillerinin yüzde 50’sinin elektrikli olacağı öngörülüyor. İki yıl önceki Dünya Enerji Görünümü 2021 raporunda bu oran yüzde 12 olarak belirtilmişti.

Fosil yakıtlara olan talep son yıllarda güçlü olsa da, talepte değişiklik olacağına dair birçok işaret bulunuyor. Dünya genelinde kömür ve doğal gazla çalışan elektrik santrallerinin sayısı, önceki zirvelere göre yarı yarıya azaldı. Konut gaz kazanlarının satışları düşüş eğilimi gösteriyor ve şu anda Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki birçok ülkede ısı pompası satışları kazan satışlarını geride bırakıyor.

Ticaret, güneş enerjisinin yayılmasında büyük önem taşıyor

Rapor, on yılın sonunda dünya genelinde yılda 1.200 GW’ın üzerinde   panel üretim kapasitesine sahip olunabileceğine dikkat çekiyor. Ancak STEPS’te 2030’da küresel olarak yalnızca 500 GW kapasite olacağı tahmin ediliyor. Kapasite artışları, özellikle şebekelerin genişletilmesi, güçlendirilmesi ve enerji depolama gibi bazı karmaşık meseleleri de gündeme getiriyor. Ek solar PV kapasitesini elektrik sistemlerine entegre etmek için, gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.

Çin hâlihazırda güneş enerjisinde en büyük üretici konumunda bulunuyor ve genişleme planlarında da diğer ülkelerin çok önünde gidiyor. Bu nedenle, güneş enerjisinin dünya çapında yayılmasını desteklemek ve teşvik etmek için uluslararası ticaret önemli bir rol oynamaya devam ediyor.

Dünyanın 2030 yılına kadar her yıl 800 GW’ın üzerinde yeni güneş PV kapasitesi eklemesi durumunda, Çin kömür yakıtlı enerji üretimini 2030 yılına kadar yüzde 20 azaltabilir. Bu etki Çin ile sınırlı kalmayıp, Latin Amerika, Afrika, Güneydoğu Asya ve Orta Doğu’da 2030’a kadar her yıl ortalama 70 GW’tan fazla yeni güneş enerjisi kurulumunu tetikleyebilir. Mütevazı bir kısıtlamayla bile, bu bölgelerdeki fosil yakıtların 2030 yılı için STEPS senaryosuna göre yaklaşık dörtte bir oranında azalması beklenmektedir.  Solar PV tek başına dünya genelinde iklim hedeflerine ulaşmayı sağlayacak bir çözüm olmasa bile diğer temiz teknolojilerden daha fazla yolu aydınlatabilir.

Isınmayı 1,5 derece ile kısıtlamak için neler yapmak gerekiyor?

İnşaatına başlanan veya nihai yatırım kararı alınan projelerin, 2030 yılına kadar yılda ilave 250 milyar metreküp sıvılaştırma kapasitesini artırması planlanıyor.  Bu miktar, mevcut küresel LNG arzının neredeyse yarısı kadar bir artışa denk geliyor. Açıklanan zaman çizelgesi, özellikle 2025 ile 2027 arasında önemli bir artışa işaret ediyor. Yeni projelerin yarıdan fazlası Amerika Birleşik Devletleri ve Katar’da yer alıyor. LNG üretim kapasitesindeki güçlü artış, gaz fiyatları ve gaz arzı endişelerini hafifletiyor.

STEPS, enerjiyle ilişkili karbondioksit (CO2) emisyonlarının 2020’lerin ortalarında bir zirve noktasına ulaşacağını öngörüyor; ancak bu emisyonlar, küresel ortalama sıcaklıkları 2100 yılında yaklaşık 2,4 dereceye çıkaracak kadar yüksek seviyede kalıyor. Bu sonuç, önceki yıllara kıyasla iyileşme yaşandığını gösteriyor ancak iklim değişikliğinin çok yaygın ve şiddetli etkilerinin hâlâ geçerli olduğuna da işaret ediyor.

Isınmayı 1,5 derecede sınırlamak için yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, enerji verimliliği iyileştirmelerinin hızının ikiye katlanarak yılda yüzde 4’e çıkarılması, elektrifikasyonun artırılması ve fosil yakıt operasyonlarından kaynaklanan metan emisyonlarının azaltılması gerekiyor.  Buna ek olarak, gelişmekte olan ekonomilerde temiz enerji yatırımlarını desteklemek için yenilikçi ve büyük ölçekli finansman mekanizmalarının yanı sıra, fosil yakıtlı enerjiye yönelik yeni onayların azaltılması da dahil olmak üzere bu yakıtların kullanımında düzenli bir düşüş sağlanmasına yönelik tedbirler de gerekiyor.

 

Paylaş