“İklim Politikası Raporu: COP28 Baskısı” raporu, iklim değişikliğiyle mücadelede ilerleme kaydetmek amacıyla COP28 öncesi taraflara bir yol haritası sunuyor.
BloombergNEF tarafından hazırlanan “İklim Politikası Raporu: COP28 Baskısı”, G20 ülkelerinin düşük karbonlu bir gelecek için COP28 zirvesi öncesinde kaydettikleri ilerlemeleri detaylı bir şekilde inceliyor.
Raporda, iklim değişikliğiyle mücadelede ilerleme kaydetmek için zirveye katılacak tarafların, iklim hedeflerini artırmak adına iş birliği yapmaları gerektiği vurgulanıyor. Özellikle fosil yakıt sübvansiyonlarını azaltma, karbon fiyatlandırma mekanizmalarını geliştirme ve daha etkili iklim politikaları belirleme konularında harekete geçmeleri gerektiği belirtiliyor.
G20 ülkeleri enerji üretiminde fosil yakıt kullanımına destek vermeye devam ediyor. Raporda 2017’ye göre yüzde 14 artış gösteren bu desteklerin 2021’de 600 milyar doları aştığı belirtiliyor. 2022’de ise bu miktar rekor seviyelere çıkarak 1,3 trilyon dolara ulaştı. Bu dönemde yaşanan artışın ana sebebinin ise Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan küresel enerji krizi olduğu ve sağlanan desteklerin fosil yakıt kullanımını teşvik ettiği belirtiliyor. . Raporda, sağlanan 1,3 trilyon dolarlık destekle G20 ülkelerinde inşa edilebilecek güneş enerjisi kapasitesinin neredeyse 10 katına denk gelen 1,9 teravatlık güneş enerjisi santrallerini finanse edilebileceği ifade ediliyor.
Öte yandan rapor, G20 ülkelerinde finans kuruluşlarının 2017-2021 döneminde fosil yakıtlara yönelik finansmanını yüzde 62 oranında azalttığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte bazı kamu finans kurumlarının kömür başta olmak üzere fosil yakıtlara verdiği desteği sona erdirme sözü verdiğini belirtiyor.
Rapor, G20 ülkelerinin neredeyse tamamında karbon fiyatlandırma mekanizmalarının bulunduğunu veya hayata geçirilmek üzere çalışıldığını ifade ediyor. Ancak bu karbon fiyatlandırma mekanizmalarının, şirketleri yeşil teknolojilere geçmeye teşvik etmede yetersiz kaldığına dikkat çekiliyor. Fiyatlandırmaların düşük seviyelerde seyretmesi ve bazı sektörlere ücretsiz emisyon izni gibi cömert tavizlerin sunulması gibi nedenlerle etkin olamadığı belirtiliyor.
Rapor ayrıca iklim değişikliğinin, finansal kurumlar ve şirketler için giderek artan riskler oluşturarak ulusal ekonomilerin finansal istikrarını tehdit ettiğini vurguluyor. G20 politika yapıcılarından bazılarının bu tehlikelerin farkında olmalarına rağmen, iklimle ilgili risklere karşı önlem almak için gerekli önlemleri almadığı belirtiliyor.
Türkiye’de fosil yakıt desteği arttı
Rapor, Türkiye’nin iklim eylemleri çerçevesinde attığı adımlara da yer veriyor.
Türkiye’nin 2030 emisyon hedeflerini iddialı bir şekilde yükselterek Ulusal Katkı Beyanı’nı güncellediği ancak düşük karbon teknolojilere verilen desteğin yetersiz kaldığı ve kömür başta olmak üzere yerli fosil yakıt kaynaklarını enerji bağımsızlığı gerekçesiyle kullanmaya devam edildiği vurgulanıyor.
2021’de 2017’ye göre fosil yakıt desteğinin dört kat arttığı ve bu desteklerin madencilik şirketlerine yönlendirildiği ifade ediliyor.
Türkiye’deki finans kuruluşlarının karbon fiyatlandırma mekanizmasına yönelik çalışmalarının devam ettiği ve 2011’den bu yana Dünya Bankası’nın Pazara Hazırlık Ortaklığı programında yer alan Türkiye’nin, bu yıl da Piyasa Uygulama Ortaklığı’na dahil olduğu belirtiliyor.
[…] ve G20 ülkelerinin hiçbirinin taahhütlerine uygun bir emisyon azaltımı gerçekleştirmediğine dikkat […]