İklim krizi ve enflasyon arasındaki ilişki hakkında ne biliyoruz?
Avrupa Merkez Bankası’ndan üç ekonomistin iklim krizi ve enflasyon arasındaki ilişkiyi ele alan analizi, iklim değişikliğinin orta vadeli enflasyonist baskı üzerindeki etkisi hakkında hala çok az şey bildiğimizi ortaya çıkardı. Donata Faccia, Miles Parker ve Livio Stracca tarafından hazırlanan analiz, özellikle gelişmekte olan ülkelerde aşırı sıcaklıkların orta vadede bile fiyatlar üzerinde etkili olduğunu gösteriyor.
İklim değişikliğinin bu yüzyılın en büyük toplumsal ve ekonomik zorluklarından biri olduğuna dair artık şüphe yok. Bu noktada Merkez Bankaları iklim değişikliğiyle mücadelede birincil aktörler olmasa da önemli birer destekleyici olabilirler. Analizde, iklim değişikliğinin Merkez Bankalarının fiyat istikrarı görevini üç ana kanal üzerinden etkileyebileceği belirtiliyor:
- Birincisi, küresel ısınma özellikle fırtına, aşırı yağışlar, aşırı sıcaklık dalgaları gibi daha fazla zarar verici iklim olayı anlamına geliyor. Bu iklim olayları da başta gıda fiyatları olmak üzere pek çok ürünün fiyatını etkileyebilir.
- İkincisi, net sıfır karbon emisyonlu bir ekonomiye geçiş en azından bir süre için karbon fiyatlarında keskin artışlar anlamına geliyor. Bu artış daha yüksek elektrik, gaz ve petrol fiyatlarına ve dolayısıyla artan üretim maliyetlerine yol açacağı için geniş bir sektör yelpazesindeki firmaların tüketici fiyatlarını da etkileyecektir.
- Üçüncüsü, daha yüksek sıcaklıklar daha yüksek ölüm ve hastalık oranlarına yol açacağı için emek üretkenliği düşebilir ve ekonomik aktivite azalabilir. Bu, uzun vadeli büyüme potansiyelini ve denge faiz oranlarını azaltabileceği için geleneksel para politikasının mevcut alanını kısıtlayabilir.
48 ülkenin sıcaklık ve fiyat değişikliği ilişkisi incelendi
Avrupa Merkez Bankası ekonomistlerinin analizine göre aşırı sıcaklıklar; tüketici fiyatları, üretici fiyatları ve gayri safi yurtiçi hasıla deflatörü olmak üzere üç temel değişken üzerinden enflasyonu etkiliyor. Analizde, 48 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin fiyat gelişmeleriyle ilgili 1951-1980 arası sıcaklıkların ülke düzeyindeki ortalamasından mevsimsel farklılığına ilişkin fiyat göstergeleri üzerinden panel regresyonları yürütüldü. Ayrıca daha yüksek sıcaklıklara kademeli bir adaptasyon sürecini hesaba katmak için alternatif sıcaklık anormallikleri ölçümleri oluşturuldu. Son olarak iletim kanalları hakkında bir fikir edinmek için tarım sektörünün gayri safi yurtiçi hasılaya katkısının önemi gibi ek açıklayıcı değişkenler dikkate alındı.
Analiz sonuçlarına göre elde edilen dört temel bulgu ise şöyle:
- Sezon önemli: Aşırı sıcaklıklar yıl içinde meydana geldikleri zamana bağlı olarak farklı etkilere sahip. Özellikle sıcak ve soğuk hava olayları tüm yıl boyunca ele alındığında önemli bir etki bulunmazken, yıllık sıcaklık anormallikleri mevsimlere ayrıldığında sonuçlar önemli ölçüde değişiyor. En büyük ve en kalıcı etki sıcak yazlardan kaynaklanıyor. Sıcak bir yaz boyunca gıda fiyatları, serideki üç aylık bir standart sapma değişiminden daha fazla bir rakama denk gelen 0,38 puan artıyor. Gıda fiyatları üzerindeki olumlu etki, sonraki çeyreklerde daha da artıyor ve şoktan bir yıl sonra ise önemsiz hale geliyor.
- Sadece TÜFE’yi değil, geniş bir fiyat aralığını dikkate almak gerekiyor: Özellikle sıcak yazların kısa vadeli etkisi, daha çok gıda fiyatları üzerindeki etkisinden kaynaklanıyor. Bu etki hem gelişmiş hem gelişmekte olan ekonomilerde ortaya çıksa da gelişmekte olan ekonomilerdeki etkisi daha güçlü ve uzun vadeli oluyor. Ekonomik mekanizmalar açısından gıda fiyatları üzerindeki eş zamanlı artışı, sıcak yazların gıda üretimi üzerindeki olumsuz etkisi ve arz kıtlığına yol açmasıyla açıklamak mümkün. Gelişmekte olan ekonomilerdeki ana enflasyon üzerindeki daha büyük etki kısmen bu ekonomilerin tüketim sepetinde gıdanın daha fazla yer kaplamasından kaynaklanıyor, ancak doğal tehlikeler kaynaklı şoka karşı daha düşük bir dayanıklılık derecesinin yansıması da olabilir.
- Üçüncü olarak da özellikle yükselen ekonomilerde negatif enflasyon dinamiklerine dair dikkat çeken kanıtlar elde edildi. Bu kanıt, tarımda kısa vadeli arz kesintisinin talep üzerinde daha uzun süreli aşağı yönlü baskıya neden olabileceğini düşündürüyor.
- Son olarak iklim değişikliğinin fiyatlar üzerindeki etkisinin hem ortalama sıcaklıklardan sapma açısından hem de mutlak sıcaklık açısından doğrusal olmadığı gösterildi. Örneğin, çok sıcak bir yazın ardından orta vadede gelişmiş ekonomiler de dahil olmak üzere negatif enflasyonist baskı açıkça görülebiliyor. Bu da demek ki aşırı sıcaklıkların etkisinin bugüne kadar sınırlı olduğu ülkeler için bile çok sıcak yazların artan sıklığı daha az iyi huylu olabilecek bir gelecek anlamına gelebilir.
Avrupa Merkez Bankası ekonomistleri son on yıllardaki sıcaklık artışlarının özellikle gelişmekte olan ekonomilerdeki fiyat değişiklikleri üzerinde inkar edilemez bir rol oynadığını vurguluyor. Diğer bir ifadeyle, iklim değişikliği orta vadede bile merkez bankalarının birincil yetki alanlarını etkiliyor.
Analizin tamamına ulaşmak için tıklayınız.
[…] olacağını gösteriyor. Bu kapsamda en çok öne çıkan riskler ise yükselen emtia fiyatları, enflasyon ve artan […]