Deloitte’ın raporuna göre, yöneticiler iklim krizini organizasyonlarının en önemli üç sorunundan biri olarak değerlendiriyor.
Deloitte’in hazırladığı “CxO Sürdürülebilirlik Raporu 2023: Yeşil Geçişi Hızlandırmak” raporu, 24 ülkeden ve farklı sektörlerden toplamda 2016 “Kullanıcı Deneyimi Alanında Uzman Yönetici” (Chief Experience Officer- CxO) ile yapılan anketi referans alıyor.
Rapora göre, CxO’ların çoğunluğu iklim krizini organizasyonlarının en önemli üç sorunundan biri olarak değerlendiriyor. İklim krizi; “beceri açığı”, “inovasyon” ve “tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar” gibi diğer sorunları geride bırakırken birinci sırada yer alan ekonomik görünümü %2’lik bir farkla takip ediyor.
Ankete katılan tüm yöneticiler, iklim değişikliğinin organizasyonlarına son bir yıl içerisinde etki ettiğini belirtiyor. Şirketleri etkileyen iklim değişikliği kaynaklı sorunların başında %46 ile “kaynak kıtlığı/malzeme maliyeti” ve %45 ile “iklim değişikliği ile ilişkilendirilen tüketim alışkanlıklarının veya tercihlerinin değişmesi” yer alıyor. Ek olarak, yöneticilerin yaklaşık üçte biri, iklim değişikliğinin çalışanlarının fiziksel ve mental sağlığını olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Yöneticilerin % 75’i kuruluşlarının geçtiğimiz yıl sürdürülebilirlik yatırımlarını artırdığını ifade ederken, yatırımlarını artıran şirketlerden %20’si bu artışın “önemli düzeyde” gerçekleştiğini belirtiyor. Yöneticilere şirketlerinin iklim kriziyle mücadele için nasıl harekete geçtiği sorulduğunda, %59’u daha sürdürülebilir malzemeler kullandıklarını, %59’u enerji verimliliğini artırdıklarını, %50’si çalışanlarını iklim değişikliği etkileri konusunda eğittiklerini ve %49’u ise yeni iklim dostu ürünler veya hizmetler geliştirdiklerini belirtiyor.
Deloitte’nin raporu, organizasyonların iklim değişikliği konusunda geniş bir paydaş grubundan baskı hissettiklerini de gösteriyor; CxO’ların %68’i yönetim kurulu üyeleri, hükümet ve tüketiciler tarafından büyük veya orta derecede baskı hissettiklerini söylüyor. Şirketler ayrıca hissedarlar ve yatırımcılar (%66), çalışanlar (%64) ve sivil toplum kuruluşları (%64) tarafından da baskı hissediyor.
Yöneticilerin %82’si son bir yılda aşırı sıcaklıklar başta olmak üzere iklim olaylarından kişisel olarak etkilendiklerini ve %62’si iklim değişikliği hakkında büyük ölçüde endişeli olduğunu söylüyor.
Anket sonuçları, birçok organizasyonun iklim uyum çabalarını artırdığını da gösteriyor. Örneğin katılımcıların %43’ü tesislerini iklim krizine daha dayanıklı hale getirme veya güncelleme çalışmalarını sürdürüyor; %40’ı aşırı hava olayları risklerine karşı organizasyonlarını sigortalandırıyor ve %36’sı aşırı hava olaylarından etkilenen çalışanlara mali yardım sunuyor.
Raporun sonuç kısmında iklim krizi ile mücadele konusunda şirketlere öneriler sunuluyor;
- Şirketlerin iklim hedeflerini iş stratejisinin bir parçası olarak benimsemesi,
- Denetlenebilir iklim eylemlerinin (SBTi,CDP vb.) gerçekleştirilmesiyle güven ortamının oluşturulması,
- Yönetim kurulu üyelerinin sürdürülebilirlikle ilgili konularda bilgilendirilmesi,
- Mevcut ve gelecekteki iklim teknolojilerine yatırım yapılması,
- Tüm paydaşların eyleme teşvik edilmesi ile şirketlerin daha sürdürülebilir ve iklim dostu bir gelecek inşa etmeleri öneriliyor.