Küresel ısınmayı sınırlamada önemli bir payı olan metan emisyonlarını azaltmak için Küresel Metan Merkezi isimli bir merkez kuruldu. Şili’nin eski çevre bakanı Marcelo Mena’nın başkanlık edeceği Merkez, küresel metan emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 30 azaltılmasını amaçlayan ve 100’den fazla ülkenin imzaladığı Küresel Metan İttifakı’nı uygulamak için hibe ve destek sunacak.
Climate Home News’in haberine göre, 340 milyon dolarlık hayırsever fonla kurulan Küresel Metan Merkezi (Global Methane Hub), hükümetlerin güncellenmiş ulusal planları aracılığıyla fosil yakıt, atık ve tarım sektörlerinden kaynaklanan metan emisyonlarıyla mücadele etmelerini sağlayacak. Küresel ısınmada metanın oynadığı rol geçtiğimiz yılın kasım ayında Glasgow’da düzenlenen COP26 zirvesinde de gündeme gelmiş ve AB ve ABD’nin öncülüğüyle 2030 itibarıyla metan emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel bir ortaklık kurulmuştu. Bu ortaklık kapsamında 100’den fazla ülke metan emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 30 oranında azaltmayı taahhüt ediyor. Yeni kurulan Küresel Metan Merkezi’nin hükümetlere bu taahhütlerini uygulayabilmeleri için mali destek sunması da bekleniyor.
“Metanla mücadele eylemleri ısınmayı hızla yavaşlatabilir”
340 milyon dolarlık fonla kurulan Merkezin ilk 10 milyon dolarlık fonu, önümüzdeki üç yıl boyunca 2030 hedefine ulaşmak için 30 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeyle çalışması planlanan Birleşmiş Milletler İklim ve Temiz Hava Koalisyonu’na (Climate and Clear Air Coalition, CCAC) ayrıldığı duyuruldu. Bu kapsamda CCAC’nin metanla ilgili özel danışmanı Drew Shindell, ulusal metan azaltım planlarını geliştirmek isteyen tüm ülkelere bilimsel ve teknik uzmanlıklarını paylaşarak yardım edeceklerini belirtiyor: “Metanla mücadele kısa vadeli bir iklim kazanımı sağlıyor. Azaltmaya yönelik eylemler ısınmayı hızla yavaşlatabilirken, atmosferi karbondan arındırma uzun vadede ihtiyaç duyulacak rahatlamayı sağlayacak.”
Küresel Metan Merkezi’ne başkanlık yapması planlanan Marcelo Mena ise bu yıl Mısır’da düzenlenecek COP27 öncesinde tüm ülkelerin ulusal iklim planlarındaki güncellemelerinde net bir metan hedefine yer vermelerini amaçladıklarını paylaşıyor. Bu noktada çöplerin büyük bir sorun olduğunu belirten Mena, uydu görüntülerinin ABD’deki çöp sahalarının Çevre Koruma Ajansı tarafından tahmin edilenden altı kat daha fazla metan sızdırdığını gösterdiğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “İnsanlar ve gezegen için sağlıklı olmayan bir gıda sistemimiz var. Gıda sistemimizde değişim için zemin hazırlamalıyız. Metan emisyonlarını azaltmak için ihmal edilen atık yönetimi sektörleri ve gıda sistemiyle mücadele etmemiz gerekiyor.”
Atmosferdeki metan gazı yoğunluğu 800 yılın en yüksek seviyesinde
Küresel ısınmanın önemli kaynaklarından biri olan metan, doğalgazın ana bileşenlerinden biri ve petrol ve gaz sondajlarından ve fosil yakıt taşıyan boru hatlarından sızabiliyor. Metan ayrıca çöpler ve tarımsal uygulamaların yanı sıra ineklerden de kaynaklanabiliyor. Atmosferde yaklaşık olarak sadece dokuz yıl kalabilen metan, 20 yıllık bir süre içinde karbondioksite göre 84 kat ısınma yaratıyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change) III. Çalışma Grubu’nun son raporunda da atmosferdeki metan gazı yoğunluğunun, 800 yılın en yüksek seviyesinde olduğu kaydediliyordu.
ABD’de bulunan Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (National Oceanic and Atmospheric Administration, NOAA) de metan gazının son 40 yıldan beri iki yıl üst üste en yüksek seviyeye ulaştığını açıkladı. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin karbondioksitten sonra ikinci en büyük kaynağı olan metan gazının atmosferdeki miktarı, 2021’de 17 birim (ppb) yükseldi, 2020’de ise bu artış 15 ppb olarak ölçülmüştü. NOAA’nın Küresel İzleme Laboratuvarı’nda çalışan Xin Lan, metan gazının atmosferde binlerce yıl kalan karbondioksitten biraz farklı olduğuna dikkat çekerek, “Bu yüzden metan emisyonlarında azaltma yapmak için daha fazla çaba harcamak gerekiyor. Ancak karbondioksit çok uzun bir ömre sahip ve atmosfere bir kez salındığında etkisi uzun sürüyor” ifadelerini kullandı.
“Metan konusundaki eylemsizlik bir teknoloji sorunu değil”
Geçtiğimiz yıl yayımlanan bir makale ise metan emisyonlarını azaltmaya yönelik kapsamlı ve hızlı bir çalışmanın mevcut küresel ısınma oranını yüzde 30 yavaşlatabileceğini ve yüzyılın sonuna kadar 0,5 derecelik bir ısınmanın önüne geçebileceğini kanıtlıyor. Uluslararası Enerji Ajansı da petrol ve gaz endüstrisinin mevcut teknolojiyi kullanarak 2030 yılına kadar metan emisyonlarında yüzde 75’lik bir azalma sağlayabileceğini söylüyor: “Üstelik, bu emisyon azaltımının pahalı olması da gerekmiyor. IPCC, fosil yakıtlardan kaynaklanan metan emisyonlarının yüzde 50 ila 80’inin, bir ton karbondioksit eşdeğeri başına 50 dolardan daha düşük bir maliyetle azaltılabileceğini öngörüyor.” Enerji analisti Poppy Kalesi, metan konusunda eylemsizliğin bir teknoloji veya bilim sorunu değil, siyasi ve örgütsel bir sorun olduğunu vurguluyor.
Metan emisyonlarının önemli kaynaklarından birini de çiftçilik oluşturuyor. Metan emisyonlarının yüzde 40’ına neden olan çiftçilik faaliyetleri sırasında, bir ineğin otları sindirmesinden günde ortalama 250-500 litre metan ortaya çıkıyor. Bu kapsamda, IPCC’nin son raporu et tüketimini azaltmanın ve bitki bazlı diyetlere geçmenin metan emisyonlarını azaltmada önemli bir rol oynayacağını açıklıyor.