Silva: “Tek başımıza iklim krizine karşı savunmasızız”

Silva: “Tek başımıza iklim krizine karşı savunmasızız”

COP27’nin dokuzuncu gününde konuşma yapan Lula de Silva, iklim krizine karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, “Kimse güvende değil” dedi.

COP27’de 9. gün:

Silva, “Gezegen, hayatta kalabilmemiz için birbirimize ihtiyacımız olduğu konusunda bizi uyarıyor. Tek başımıza iklim krizine karşı savunmasızız. Ancak biz bu uyarıları dikkate almamaya devam ediyoruz. İnsanlığın, zorlukların üstesinden geldiği zor zamanlar her zaman olmuştur. Bu zor zamanların üstesinden gelmek için birbirimize daha fazla güvenmeye ihtiyacımız var.” dedi.

Konferansta büyük bir ilgiyle karşılanan Silva, konuşmasına “Kimse güvende değil. ABD peşi sıra gelen tropik fırtınalarla yaşıyor. Bir orman ve su gücü olan Brezilya’da kuraklık ve yıkıcı seller yaşadık. Avrupa, yangınlar ve benzeri görülmemiş bir sıcak hava dalgasıyla karşı karşıya kaldı. En düşük sera gazı emisyonuna sahip kıta olmasına rağmen, Afrika’da kuraklık yaşanıyor. Tekrar ediyorum: Kimse güvende değil.” sözleriyle devam etti.

Jair Bolsonaro’ya karşı kazandığı seçim sonrasında yaptığı konuşmasında, Amazon’da sıfır ormansızlaşma hedefini benimseyeceklerini söyleyen Silva, bu hedefini COP27’de de yineledi. Silva, “İklim değişikliği ile mücadele çabalarının bundan sonraki hükümetimde önceliğim olacağını duyurmak isterim. Ormansızlaşmaya karşı mücadeleye ve önceki hükümetin verdiği zararı tersine çevirmeye öncelik vereceğiz. 2021’de 13.000 km2 ormansızlaşma yaşadık. Ancak bu yıkım geçmişte kalacak.” dedi.

Gelişmiş ülkelerin, iklim krizine karşı savunmasız olan ülkeler için taahhüt ettiği 100 milyar dolarlık fonu hatırlatan Lula, “Herkesin bildiği gibi bu söz tutulmadı. Nitekim bugün bu konferansta bir araya gelmemizin de en önemli gerekçelerinden biri bu. İklim değişikliğinin neden olduğu kayıp ve hasarı gidermek için finansal mekanizmalara ihtiyacımız var. Bu tartışmayı erteleyemeyiz. Toprak bütünlüklerini korumak zorunda olan ülkelerin tehdit altında yaşadığı gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekiyor. Harekete geçme zamanı. Uçuruma doğru bu hızla ilerlemeye devam edemeyiz.” ifadelerini kullandı.

Silva, Brezilya’nın 2025’te COP30’un ev sahibi olmasını ve zirvenin de ülkenin daha kalabalık kıyı bölgeleri yerine Amazon yağmur ormanlarına yakın bir yerde yapılmasını istediğini de duyurdu. Silva, “Toplantının Amazon’da olması önemli. Amazon’u ve iklimi savunanların bölgeyi yakından tanıması önemli.” dedi.

Öte yandan Almanya ve Norveç, Amazon ormanlarının korunması için sağlanan fonu yeniden erişime açacaklarını duyurdu. Norveç’in en büyük bireysel emeklilik şirketi KLP’nin kıdemli analisti Arild Skedsmo, “Norveç olarak Lula’nın zaferini olumlu karşıladık ve hükümetimiz Amazon için sağlanan maddi kaynaklara erişimi yeniden açmayı teklif etti. Bu kaynaklar, seçimi kaybeden Başkan Bolsonaro’nun ormansızlaşmayı yüksek seviyelere çıkaran ve yerli halkların yaşam haklarını baltalayan politik eylemlerinin bir sonucu olarak dondurulmuştu.” dedi. Skedsmo, Silva’nın konuşmasını memnuniyetle dinlediğini ifade ederek, “Yeni Başkan, iklim değişikliği tehdidi göz önüne alındığında, gezegenin hayatta kalması için Amazon’un hayatta kalmasının gerekli olduğunu vurgulamakta haklı. Üstelik yerli halkları hak sahipleri olarak tanıtma sözü verdiğinden, yerli halkların hakları artık yeniden gündemin üst sıralarında yer almaya başladı.” dedi.

Gelişmiş ülkelerden 105,6 milyon dolarlık yeni finansman

COP27’de iklim krizine karşı savunmasız durumdaki ülkelerin uyum ihtiyaçlarının karşılanması için 105,6 milyon dolarlık ek finansman sağlanacağı açıklandı.

Küresel Çevre Fonu (Global Environment Facility, GEF) ve COP27 Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Danimarka, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Slovenya, İsveç, İsviçre ve Belçika’nın Valon Bölgesi, En Az Gelişmiş Ülkeler Fonu (The Least Developed Countries Fund, LDCF) ve Özel İklim Değişikliği Fonu (The Special Climate Change Fund, SCCF) kapsamında 105,6 milyon dolarlık yeni finansman sağlayacak.

Belçika, Kanada, Fransa ve ABD’nin de aralarında bulunduğu ülkeler ile Avrupa Komisyonu ise söz konusu iki fonu politik olarak desteklediklerini, önümüzdeki aylarda bu fonlara katkıda bulunacaklarını duyurdu.

Yapılan açıklamada, gelişmekte olan ülkelerin acil iklim uyum ihtiyaçları için sağlanan fonlara daha fazla destek verilmesi gerektiği de vurgulandı.

GEF programlama stratejisi kapsamında önümüzdeki dört yıllık süreçte, LDCF’nin 1 milyar ila 1,3 milyar dolar, SCCF’nin ise 200 milyon ila 400 milyon dolar kaynak sağlanması planlanıyor.

Kosta Rika petrol ve gaz kullanımına geri mi dönüyor?

Kosta Rika’nın COP27’de düzenlenen Beyond Oil and Gas Alliance’ın (BOGA) bu yılki etkinliğine katılmaması, petrol ve gaz kullanımını sona erdirmek için kurduğu koalisyondan çekildiği şeklinde yorumlandı.

Kosta Rika, uluslararası sahnede uzun süredir çevre odaklı girişimleriyle dikkat çekiyordu. Dünyada ormansızlaşmayı başarıyla durduran ve tersine çeviren tek tropik ülke olan Kosta Rika’da elektriğin neredeyse tamamı yenilenebilir enerjiden elde ediliyor.

Geçtiğimiz yıl COP26’da, petrol ile gaz arama ve çıkarma çalışmalarını sonlandırmak üzere Danimarka ile ortak bir ittifak başlatan Kosta Rika, bu yılın başlarında iktidarın değişmesiyle birlikte BOGA konusundaki tutumunu da değiştirdi. Kosta Rika, BOGA üyesi olmaya devam ediyor. Ancak Kosta Rika’nın, bugün COP27’de Fiji ve ABD’nin Washington eyaletinin yeni üye olarak ilan edildiği etkinliğe katılmaması, koalisyondan çekildiği şeklinde yorumlandı.

Öte yandan Danimarka ise, koalisyonu genişletmek için diğer ülkelerle müzakereler yapmaya devam ediyor.

 

 

Paylaş