Dünya Gıda Günü'nün bu yılki teması "Su hayattır, su gıdadır"

Dünya Gıda Günü'nün bu yılki teması "Su hayattır, su gıdadır"

Dünya Gıda Günü, su krizinin artan etkilerine dikkat çekmek amacıyla bu yıl “Su hayattır, su gıdadır” temasıyla kutlanıyor.

Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 71’ini kaplayan su, canlılığın devamı ve insanlık için temel bir kaynak oluşturuyor. Ancak bu suyun yalnızca yüzde 2,5’i içme suyu, tarım ve sanayi kullanımı için uygun olan tatlı su kaynaklarından meydana geliyor. Günümüzde, iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı ve kentleşme gibi faktörler, dünya su kaynaklarını ciddi şekilde tehlikeye atıyor.

Birleşmiş Milletler verileri, kişi başına düşen tatlı su kaynaklarının geçtiğimiz on yılda yüzde 20 azaldığını gösteriyor. Ancak 2050 yılına kadar 9 milyarı aşması beklenen dünya nüfusuyla; sağlıklı, adil ve sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturulması giderek zorlaşıyor.

Dünya Gıda Günü’nün bu yılki teması su krizinin giderek artan etkilerine vurgu yapıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktörü Dr. QU Dongyu, Dünya Gıda Günü’ne özel olarak kaleme aldığı metinde, dünya üzerindeki tatlı su kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’inin tarım sektöründe kullanıldığına dikkat çekerek, gıda ve diğer tarımsal ürünleri üretme şekillerimizi değiştirmenin önemini vurguluyor. Dongyu metinde, “Modern sulama ve depolama teknolojileri gibi bilime dayalı çözümleri içerecek şekilde, yenilikçi ve verimli su yönetimi uygulamalarına yatırım yapılması hayati önem taşımaktadır. Böylece su-gıda-enerji bağlantısını daha etkin bir şekilde yönetmek de dâhil olmak üzere su tasarrufu sağlayan ve dirençli bir toplum inşa etmiş oluruz.” ifadelerini kullanıyor.

Dongyu, “Bu karmaşık zorlukların üstesinden gelmek için gereken düzenleyici önlemlerin merkezinde, özellikle hızlı kentleşme ve diğer ekonomik faaliyetler dolayısıyla artan su ihtiyacını göz önünde bulundurarak, tarım için yeterli suyu temin etmek yer almalıdır. İyi yönetişim, tüm ortaklarla entegre ve kapsayıcı bir yaklaşım ile sürdürülebilir ve adil su tahsisi için esastır. Değişimi yönlendirmek, temiz ve güvenli su kaynaklarına adil erişimi sağlamak için su yönetimi, kullanım hakları, fiyatlandırması ve bu alanlardaki düzenlemeler ile teşviklere ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun için hem ulusal hem de bölgesel planlamalara ihtiyacımız var.” diyor.

Dongyu, su kullanımının artmaya devam ettiği ve su krizinde geri dönüşün mümkün olmadığı bir noktaya varılacağı uyarısında bulunarak, hükümetlerin veriye, inovasyona ve bilimsel kanıtlara dayalı politikalar geliştirmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Gıda sektörünün sürdürülebilirlik yol haritası hazır

Sürdürülebilir üretimi hedefleyen İstanbul Sanayi Odası (İSO), sürdürülebilirlik çalışmaları için sektöre özel yol gösterici öncelikler ve takip göstergeleri sunmak amacıyla hazırladığı “Gıda Ürünleri Sanayi: Sürdürülebilirlik Öncelikleri ve Takip Göstergeleri” rehberi, çizdiği yol haritası ile olumsuz çevresel etkilerimizi azaltmak için toprak, su ve biyoçeşitliliği korumak, enerji ve su verimliliğini artırmak ve sıfır atık hedefini benimsemek gibi adımların önemini vurguluyor.

Çevresel etkiyi en aza indirme yolculuğunda gıda sektörünün yapması gerekenler iklim risklerinin tanımlanarak karbon salımının azaltılmasından hammadde, su ve atık su yönetiminden kimyasal, gübre ve pestisit kullanımının azaltılmasına, üretim faaliyetlerinin biyoçeşitlilik ve doğal yaşam üzerindeki etkilerinin incelenip denetlenmesinden hayvan refahının sağlanmasına kadar geniş bir çerçeveyi kapsıyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Paylaş