,

Sürdürülebilir ambalajda dünya trendleri neler?

Sürdürülebilir ambalajda dünya trendleri neler?

Ambalajlar için sürdürülebilirlik düzenlemeleri giderek daha iddialı hale geliyor. Tüketicilerin çevre ve ambalaj sıkıntısı konusunda giderek daha fazla endişe duymasıyla, ambalajlamada sürdürülebilirlik bir mega trend haline geldi ve sektörde daha katı sürdürülebilirlik düzenlemeleri ortaya çıkmaya başladı. Bununla birlikte, düzenlemeler ülkelere veya ülkelerin içindeki bölgelere göre bile önemli ölçüde farklılık gösterebiliyor.

Ambalajlama sektöründeki sürdürülebilirlik düzenlemelerini daha iyi anlamak için 30 farklı ülkedeki düzenlemelerin haritalandırıldığı McKinsey makalesinde, küresel olarak dört temel arketipi temsil eden birçok ortak gelişim modeli ortaya koyuluyor. Makalenin yazarlarına göre ambalaj şirketlerinin yeni ihtiyaçlara cevap verdiklerinden emin olmaları için odak pazarlarındaki değişiklikleri izleyerek sürdürülebilirlik ambalajlarındaki düzenlemelere bağlı kalmaları ve gelecekteki ihtiyaçları proaktif olarak ele almak için gerekli süreçleri uygulamaya koymaları gerekiyor.

Ambalaj değer zincirindeki şirketler gelişmeleri takip etmeli

Ambalaj atıklarının okyanuslara karıştığına dair görüntülerin uyandırdığı küresel tüketici duyarlılığı karşısında ambalaj atıklarını azaltma baskısı önemli ölçüde arttı. Son yıllarda sürdürülebilir ambalaj düzenlemeleriyle ilgili alışveriş poşetleri ve seçici gıda hizmeti kalemlerine odaklanmanın çok ötesinde hızlı bir artış gördük. Düzenlemelere uymamak vergi artışlarına ya da cezalara yol açabileceğinden ambalaj değer zincirindeki şirketlerin gelişmelerin farkında olması çok önemli. Bununla birlikte aşağıdaki faktörler göz önüne alındığında küresel ölçekte gelişen düzenlemeleri anlamanın oldukça karmaşık olduğu ortaya çıkıyor:

  • Ülkeler arasındaki mevzuatlar son derece heterojen.
  • Küresel olarak mevcut bir yerleşik terminoloji yok, örneğin geri dönüşüm kavramı farklı anlamlara sahip olabiliyor.
  • Kapsam değişiyor. Örneğin, bazı düzenlemeler birden fazla kategoriye, uygulamaya, nihai ürüne ve malzemeye odaklanırken, bazıları sadece belirli yönlere odaklanıyor.
  • Düzenlemeler hala gelişme aşamasında olduğu için tanımlanmamış kapsamlar, eylem planları ya da hedefler belirsizliğe yol açabiliyor.
  • Düzenlemeler federal, eyalet hatta şehir düzeyinde geliştirilebileceğinden karmaşık bir coğrafi tablo ortaya çıkıyor.
30 ülkenin sürdürülebilir ambalaj düzenlemeleri

Ambalajlama sektöründeki sürdürülebilirlik düzenlemelerini daha iyi anlamak için dünya çapından 30 ülkedeki mevcut ve önerilen düzenlemelerin incelendiği makalede, Avrupa’dan sekiz, Kuzey Amerika’dan üç, Latin Amerika’dan dört, Asya’dan yedi ve Orta Doğu ve Afrika’dan sekiz ülke yer alıyor. Araştırmada incelenen 30 ülkeden 29’unun sürdürülebilir ambalaj düzenlemelerini tartışmaya ve uygulamaya başladığı göz önüne alındığında, bu konuda genel bir farkındalık olduğu söylenebilir. Söz konusu düzenlemeler ambalajların hem çevre hem de insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak için yeni şartları yürürlüğe koymayı amaçlıyor. İncelenen ülkelerdeki düzenlemelerin çoğu, şu faktörleri de ele alıyor:

  • Bileşim, boyut ve ağırlık gibi paketleme özellikleri
  • Geri dönüştürülebilirlik ve biyolojik olarak parçalanabilirlik gibi ambalaj özellikleri
  • Etiketleme ve izlenebilirlik gibi ambalajın beklenen birincil kullanımı
  • Yeniden kullanım veya geri dönüşüm hedef belirleme dahil olmak üzere ham madde tedarikinden bertarafa kadarki paketleme zinciri

Ülkeler sürdürülebilirlik yolculuğuna çoğunlukla akışın başlangıcını ve sonunu ele alarak, yani belirli malzemelerin kısıtlanması ve genişletilmiş üretici sorumluluğu yoluyla atık yönetimine odaklanarak başlıyor. Daha gelişmiş ülkeler ise tasarım, geri dönüşüm yetenekleri ve geri dönüştürülmüş içerik kullanımında kalıcı değişiklikleri desteklemek için altyapı kurmuş durumda. Araştırmaya göre 30 ülkeden 28’inde toplama, sıralama ve genişletilmiş üretici sorumluluğu (extended producer responsibility, EPR) düzenlemeleri yürürlükte veya geliştirilmekteyken 30 ülkenin yüzde 40’ından fazlasının halihazırda bir EPR planı bulunuyor.

En fazla düzenleyici tedbir ambalaj atıklarında

Dünya çapında en fazla düzenleyici tedbire tabi olan düzenleme ise ambalaj atığı yönetimi. Bununla birlikte ambalajın aşağıda verilen daha spesifik alanlarına yönelik odak da giderek artıyor:

  • Plastik ambalaj: Son üç yıldır sürdürülebilir ambalaj düzenlemeleri daha çok plastik ambalajlara odaklanma eğiliminde. Dünya çapında sürdürülebilir ambalajla ilgili yasal düzenlemelerin yüzde 83’ü plastiklere odaklanıyor ve bu konuda toplam 147 önlem belirlenmiş durumda. Plastiklere odaklanan en fazla sayıda düzenlemeye Avrupa Birliği ve Asya sahipken, listede ilk sıralarda yer alan ülkeler ise Fransa ve Hindistan.
  • İçecek ambalajı: Dünya çapındaki düzenlemeler, yiyecek ya da kişisel bakım ambalajlarına kıyasla içecek ambalajlarına daha fazla odaklanma eğiliminde olsa da ülkeler arasında gözle görülür farklılıklar da bulunuyor. Örneğin, Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika, düzenleyici önlemlerinin yüzde 50 ila 60’ı içecekleri hedefleyen belirli bir nihai ürün kapsamı ile daha çok içeceklere odaklanırken Latin Amerika ve Orta Doğu daha çok gıda ambalajına odaklanıyor.
  • Birincil ve ikincil paketleme: Düzenlemeler tüm dünyanın birincil ambalaja odaklanma eğiliminde olduğunu gösteriyor ancak Asya’da ikincil ve üçüncül ambalajlara odaklanma da söz konusu. Dünya çapında belirli bir ambalaj türü kapsamına sahip yasal önlemlerin yaklaşık yüzde 90’ı birincil ambalajı tek başına veya diğer ambalaj türleriyle birlikte ele alıyor. Çin, Hindistan, Vietnam ve Filipinler ikincil ve üçüncül paketlemeye odaklanan düzenleyici önlemler önerirken ikincil ve üçüncül paketlemeye odaklanan en fazla önlemi Hindistan alıyor. Ayrıca Çin, atık ve sızıntıyı en aza indirgemek için e-ticaret ambalajlarıyla ilgili düzenlemelere de giderek daha çok yoğunlaşıyor.
  • Düzenleyici önlemler: McKinsey’in araştırmasına göre mali cezalar, ambalajlama endüstrisinde sürdürülebilir değişiklikler için en çok tercih edilen düzenleyici araçlardan biri. Yasal tedbirlerin yaklaşık yüzde 45’i vergi ve para cezaları gibi mali cezalara atıfta bulunuyor. Sürdürülebilir ambalajlamayı desteklemek için dolaylı primler veya sübvansiyonlar gibi teşvikleri en çok kullanan ülke ise Fransa.
Sürdürülebilir ambalajda dört farklı arketip

Farklı hızlarda ve farklı yoğunluklarda olsa da çoğu ülke sürdürülebilir paketlemeye yönelik düzenlemeler oluşturmaya devam ediyor. McKinsey’in araştırması küresel ölçekteki gelişmeleri daha iyi anlayabilmek için sürdürülebilirlik hedefi, zaman, kapsam ve olgunluğa ilişkin ulusal stratejileri kapsayan dört ana boyutta ülkeleri haritalandırdığı bir metodoloji kullanıyor ve ülkeleri sürdürülebilir ambalajlamada en az olgun ülkelerden ileri gelen ülkelere doğru dört arketipte sınıflıyor.

  • Arketip 1: Sürdürülebilir ambalajlamayı desteklemeye yönelik hiçbir hedefi veya mekanizması olmayan ülkeler

Haritalandırılan 303 ülkeden çoğunlukla Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya’da bulunan yedi ülkeyi kapsayan bu arketip, sürdürülebilir ambalaj konusunda sınırlı düzenlemelere sahip ve bu konunun temel endişe olmadığı ülkeleri temsil ediyor. Araştırmaya göre bu ülkelerde düzenlemeler ortaya çıkmaya başlamış olsa da bu düzenlemeler daha çok ambalaj atığı yönetimine odaklanıyor ve bu ülkeler ambalaj sürdürülebilirliğine dair bütünsel bir resim sunamıyor.

  • Arketip 2: Çoğunlukla genel hedefler, belirsiz kilometre taşları ve yapılandırılmamış mekanizmalar içeren çok üst düzey stratejilere sahip ülkeler

Bu grupta sürdürülebilir ambalaj düzenlemesinin ilk aşamasındaki çoğunlukla Amerika’da bulunan ülkeler yer alıyor. Bu ülkelerin hala tartışılmakta olan, daha pratik ve somut önerilere dönüştürülmeye veya önemli açıklamalara ihtiyaç duyan düzenlemeleri çok olgunlaşmamış durumda. Araştırmaya göre bu ülkeler her ne kadar ilerlemek için istekli olsalar da izledikleri yollar belirsizliğini koruyor.

  • Arketip 3: Tanımlanmış kilit kilometre taşları, teşvikler ve cezalar içeren net bir stratejiye sahip ülkeler

Bu arketip, ambalaj endüstrisini daha sürdürülebilir yapmak için çok yeni fakat güçlü düzenleyici taahhütlerde bulunan sekiz Avrupa ve Asya ülkesini temsil ediyor. Araştırmaya göre iş dünyasının ve kamuoyunun endişeleriyle harekete geçen bu ülkeler, somut eylem planları ve destekleyici önlemleri şimdiden belirlemeye başladı.

  • Arketip 4: En az bir ambalaj türü için ayrıntılı hedeflerle desteklenen ve yeniden yapılandırılmış mekanizmalar içeren bütüncül stratejilere sahip ülkeler

Bu grup, yavaşlama eğiliminde olan pazar büyüme oranlarına sahip gelişmiş ekonomileri ve çok yüksek oranlarda ambalaj tüketen ülkeleri içeriyor. Araştırmaya göre incelenen 30 ülkeden yedisini kapsayan ve esas olarak Avrupa ülkeleri ile Güney Afrika ve Asya’daki az sayıda ülkeden oluşan bu ülkelerde ambalaj sürdürülebilirliğini de kapsayan gelişmiş bir düzenleyici ortam bulunuyor.

Araştırma sonuçları, ülkelerin yüzde 40’ının 2030’a kadar net hedeflerle desteklenen somut adımlar atma konusunda yüksek hedeflere sahip olduğunu, geri kalan ülkelerin ise daha uzun zaman çizelgeleri ve daha gevşek girişimler taahhüt ettiğini gösteriyor.

Ambalaj şirketleri düzenlemeleri nasıl takip edebilir?

Sürdürülebilir ambalajlama konusundaki düzenlemelerin sürekli değişmesi, ambalaj değer zinciri şirketlerinin değişiklikleri takip etmesini gerektiriyor. Makaleye göre başlangıçta ambalaj şirketlerinin dikkate alması gereken üç kritik soru şöyle:

  • Odak pazarlarımızdaki düzenlemeleri takip etmek ve değer zincirindeki diğer oyuncuların ne yaptığını anlamak için organizasyon içinde bir pazar istihbaratı görev gücümüz var mı?
  • Mevcut ve gelecekteki düzenlemeleri hızlı bir şekilde ele almak için dahili olarak çevik süreçlerimiz var mı ve düzenlemelere uyum sağlamak için iş modelimizi değiştirebilecek veya uyarlayabilecek miyiz?
  • Ürün sürdürülebilirliğinin bir parçası olarak ambalaj konusunda hangi ürün ve teknoloji düzeyinde yatırımlar yapmalıyız?

Sürdürülebilirlik düzenlemeleri ortamı giderek daha karmaşık hale geliyor. Düzenlemelerin sayısı ve yürürlüğe girme süreleri hızla artıyor. Araştırmaya göre, incelenen 30 ülkenin yüzde 75’i mevzuata uymama durumunda cezalar uyguluyor veya ilgili cezaları uygulamaya koymayı planlıyor. Bu nedenle düzenlemelerin ayrıntılı bir şekilde anlaşılması ambalaj değer zincirindeki tüm kuruluşlar için son derece önemli.

Paylaş