Türkiye Bankalar Birliği tarafından yayımlanan Tarım Sektörü Raporu, tarım sektörünün kapsamlı bir analizini sunuyor.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası tarafından hazırlanan ve Türkiye Bankalar Birliği’nin yayımladığı Tarım Sektörü Raporu, küresel tarım sektöründe yaşanan gelişmeleri, bu gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarını, tarımsal girdi maliyetlerini, gıda fiyatlarını ve sürdürülebilir tarım çalışmalarını ele alıyor.
Raporda 2000 ile 2020 yılları arasında küresel tarımsal alan büyüklüğünde önemli ölçüde değişimin yaşanmadığı belirtiliyor. Küresel arazilerin yüzde 33’ünün tarım alanı, yüzde 67’sinin kalıcı çayır ve meralardan oluştuğu belirtilerek, tarım alanlarının büyüklüğü sabit seyrederken gelişen teknolojiyle beraber tarımsal üretim miktarının arttığına dikkat çekiliyor.
Araştırma, küresel tarım üretiminin yıllar içerisinde artış gösterdiğini ve 2020 yılında tahıl ve şeker bitkilerinin en fazla üretilen ürünler olduğunu ortaya koyuyor. Asya ülkeleri, küresel tarım üretiminin yüzde 50’sini gerçekleştirerek bu alanda lider konumda yer alıyor. Türkiye ise tarımsal verimlilik ve katma değerli tarımsal üretim açısından dünya sıralamasında 8. sırada bulunuyor.
Tarım sektöründe çalışan sayısı düşüyor
Rapora göre, Türkiye yüz ölçümünün yüzde 30’u tarım arazilerinden oluşuyor. 2017 ile 2022 yılları arasında tarım alanlarında yüzde 0,4 oranında gerçekleşen büyüme, küresel büyüme trendleri ile paralel seyrediyor. Bölgesel bazda ise, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde ağırlıklı olarak tahıl ürünleri ekimi yapılırken, Ege ve Akdeniz bölgelerinde ise meyve ve sebze ekiminin yoğun olduğu görülüyor.
Raporda, 2022 yılında Türkiye’de tarım sektörünün GSYH’den aldığı pay yüzde 5,8 seviyesinde gerçekleşirken, meyve-sebze üretiminin dünya ortalamasının üzerinde olduğu ifade ediliyor.
Türkiye’de tarım sektöründe ortaya konan yeni planlamalar ve stratejiler ile verim artışının ve tarımsal arz güvenliğinin sağlanabileceği öngörülüyor. Ancak tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısında azalma yaşandığı ve sektördeki kadın istihdamının da gerilediği aktarılarak, emek yoğun ve düşük teknoloji üretim yapan sektörde düzenli ve yeterli gelir sağlanması için birtakım önlemlerin alınması gerektiği vurgulanıyor.
Üretimde verimi artırmak için dünya genelinde gübre ve tarımsal ilaçlar yaygın olarak kullanılıyor. Türkiye’de ise özellikle azotlu kimyasal gübreler yoğun bir kullanım alanına sahip. Raporda, doğru sulama yöntemleri ile toprak minerallerini koruyarak ve toprak analizi ile efektif gübre kullanımını sağlayarak, toprakların korunmasının ve verimin artırılmasının mümkün olduğu belirtiliyor. Öte yandan, iklim çeşitliliğinin, tarım sektöründe başta çeşitli hastalıklar olmak üzere mücadele edilmesi gereken pek çok zorluğu da beraberinde getirdiği, bu nedenle organik tarım ve iyi tarım uygulamalarının teşvik edilerek kimyasal ilaç kullanımının azaltılması gerektiği ifade ediliyor.
2023’te tarım ürünlerinin fiyatlarında düşüş yaşanabilir
Tarım ürünlerinin fiyatları iklim koşulları, üretim miktarı, lojistik maliyeti, gübre fiyatları ve doğalgaz fiyatlarındaki değişimlere karşı duyarlıdır. Rapora göre, tedarik zinciri sorunları ve artan enerji maliyetleri, üretim maliyetlerini etkilemekte ve ürün fiyatlarında ciddi artışlara neden oluyor. Ancak 2023 yılında emtia ve gübre fiyatlarında düşüş yaşanacağına dair beklenti, ürün fiyatlarındaki artış hızının yavaşlamasında etkili olabileceği belirtiliyor.
Özellikle sağlıklı atıştırmalıklara olan talebin yükselişte olması, Türkiye’nin ihracatta lider olduğu fındık, üzüm, incir, kayısı gibi ürünlere ve kurutulmuş ürünlere olan talebi artırması bekleniyor. Ayrıca, talep artışının fiyatların iyileşmesini de destekleyeceği ve Türkiye’nin özellikle Avrupa ve Amerika pazarlarında ihracat hacmini büyüteceği öngörülüyor.
Türkiye’de tarım sektörüne verilen teşviklerin, sektörün GSYH’ye ortalama katkısından düşük olduğuna dikkat çekilen raporda, sürdürülebilir tarım uygulamalarına daha fazla odaklanılması gerektiği belirtiliyor. Sürdürülebilir sulama ve toprak yönetimi ile doğal kaynakların verimli kullanıldığı bir tarım yönteminin, gelecekte daha sağlıklı ve verimli bir tarım sektörü oluşturabileceğine dikkat çekiliyor.