İstanbul Politikalar Merkezi’nin araştırmasına göre Türkiye’nin karbon emisyonlarını 2050’de yüzde 80 azaltması mümkün.
İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yapılan “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır” başlıklı araştırma Türkiye’nin mevcut ekonomik yapısında büyük değişikliklere sebep olmayacak uygulamalarla 2050 yılına dek karbonsuzlaşmasının mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’nin 2015’te Paris Anlaşması yapılmadan hemen önce niyet beyanı olarak açıkladığı ve anlaşmaya taraf olmasıyla resmileşen Ulusal Katkı Beyanı’nın Net Sıfır hedefine uyumlu olmadığının belirtildiği araştırmada, Türkiye’nin ilk iş olarak 2053’te Net Sıfır hedefiyle uyumlu orta ve uzun vadeli bir yol haritası belirlemesi ve hedeflerini güncellemesi gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’nin 2018 yılındaki ekonomik göstergelerinin ve emisyonlarının baz alınarak hazırlandığı araştırmada, Türkiye’nin 2018-2050 arasındaki CO2 emisyonları patikası iki senaryo altında karşılaştırılıyor: Emisyonları azaltmak için herhangi bir politikanın izlenmediği baz senaryo ve 2050’de Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda emisyonları azaltmak için gerekli politikaların izlendiği Net Sıfır Senaryosu.
Emisyonları 2050’de yüzde 80 azaltmak mümkün
Baz senaryoya göre, Türkiye’nin toplam CO2 emisyonları 2050’de 2018 seviyesine göre yüzde 66 artarak yaklaşık 700 milyon tona, 2070’te ise yüzde 120 artarak 920 milyon tona çıkıyor. Toplam sera gazı emisyonları ise 2050’de 2018 seviyesine göre yüzde 70 artarak yaklaşık 890 milyon tona, 2070’te ise yüzde 125 artarak 1,170 milyon tonun üzerine ulaşıyor. Ayrıca baz senaryoda elektrik sektörünün ve sanayi proseslerinin payı yıllar içinde artarken ulaşım, binalar ve sanayide elektrik tüketiminin payı azalıyor. Net Sıfır Senaryosuna göre ise tüm sektörlerde enerji tüketiminden kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 37 azalarak 225 milyon tona, 2050’de ise yüzde 80 azalarak 74 milyon tona iniyor. Sanayiden kaynaklanan proses emisyonları dahil edildiğinde ise toplam emisyonlar 2030’da yüzde 32 azalarak 287 milyon tona, 2050’de ise yüzde 70’e yakın azalarak 132 milyon tona düşüyor.
Emisyonlarda en hızlı azalma elektrik sektöründe
Net Sıfır Senaryosu doğrultusunda sektörlere göre yapılan değerlendirmelerden çıkan bazı çarpıcı sonuçlar ise şöyle:
- Elektrik sektöründeki emisyonlarda tüm sektörlerin toplamından daha hızlı bir azalma görülüyor. Elektrik sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da 2018’e göre yüzde 51 azalarak 73 milyon tona, 2050’de ise yüzde 80 azalarak 15 milyon tona düşüyor.
- Modern yenilenebilir kaynakların kurulu güçteki payı 2018’de yüzde 17 ile sınırlıyken 2030’da yaklaşık yüzde 50’ye, 2050’de ise yüzde 77’ye çıkıyor. Fosil yakıtların kurulu güçteki payı ise 2018’de yüzde 50’nin üzerindeyken 2030’da yüzde 27’ye, 2050’de ise tamamı doğal gaz olmak üzere yüzde 10’a düşüyor.
- Ulaşım sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da 2018 seviyesine oranla yüzde 21 azalarak yaklaşık 65 milyon tona ve 2050’de yüzde 65 azalarak 29 milyon tona iniyor. Ulaşım sektöründe emisyonların azaltılmasını sağlayan müdahaleler arasında bireysel ulaşımda, toplu ulaşımda ve yük taşımada elektrikli araç sayısının artırılması, yük taşıyan ağır vasıtalarda yeşil hidrojen kullanımı, raylı sisteme geçiş ve seyahat davranış değişikliği gibi uygulamalar yer alıyor.
- Binalardan kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da 2018 seviyesine oranla yüzde 46 azalarak 28 milyon tona iniyor ve 2050’de sıfırlanıyor. Net Sıfır Senaryosunda bu azaltımı sağlayan en önemli müdahale olarak 2030 yılından itibaren konutlarda ve ticari/kurumsal binalarda ısınma amaçlı kömür ve sıvı yakıt kullanımının sonlandırılması ve kısmen doğal gaza, büyük ölçüde elektrikle ısınmaya geçilmesi gösteriliyor.
- Sanayi ve diğer üretici sektörlerde enerjiden kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da 2018 seviyesine oranla yüzde 22 azalarak 60 milyon tona, 2050’de ise yüzde 61 azalarak 30 milyon tona iniyor. Emisyonların azalmasında yeşil hidrojen, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, elektrifikasyon ve yüksek enerji yoğunluklu sanayi sektörlerinde talep azalması gibi faktörler yer alıyor.
Karbonsuzlaşmak için ekonomik yapıyı değiştirmeye gerek yok
Türkiye’nin mevcut Net Sıfır hedefine nasıl ulaşacağına ve güncellenmesi beklenen Ulusal Katkı Beyanı’nın içeriğine dair yayımlanmış ilk çalışma olan araştırma, Türkiye ekonomisinin fosil yakıtlar terk edilerek, yenilenebilir enerjiye geçilerek, enerji verimliliği ve ilgili sektörlerde elektrifikasyon yoluyla 30 yıl içinde büyük ölçüde karbonsuzlaştırılmasının ve 2050’lerin başında Net Sıfır hedefine yaklaşmasının mümkün olduğunu vurguluyor. Üstelik bu sonuçlara mevcut ekonomik yapının temel nitelikleri korunarak ve ağırlıklı olarak enerji dönüşümü ve karbonsuz teknolojilere yapılacak yatırımlara dayanan politika değişiklikleriyle ulaşılabiliyor.
Araştırma kapsamında önerilen bazı orta ve uzun vadeli politika değişiklikleri ise şöyle:
- Uluslararası dinamiklere paralel olarak uygulanabilecek bir karbon fiyatlama stratejisiyle ekonomide emisyon yoğunluğunu azaltarak, üretim yapısının yüksek katma değerli ve düşük emisyon yoğunluklu bir yönde dönüşmesi sağlanabilir.
- Ulaşım sektöründe karayolu yük taşımacılığından demiryoluna geçiş, ağır vasıtalarda daha fazla elektrifikasyon, enerji verimliliği önlemlerinin azami düzeyde uygulanması, bireysel ulaşımda tüm binek araçların 2050’ye kadar elektrikli hale getirilmesi ve petrol kullanımının sonlandırılacağı bir çıkış yılı belirlenmesinin yanı sıra toplu ulaşımda daha fazla demiryolu kullanımı, bireysel araç kullanımı yerine elektrikli toplu ulaşım, bisiklet gibi karbonsuz yöntemlere geçiş ve uçak seyahatlerini azaltmak gibi bireysel davranış değişiklikleri teşvik edilebilir.
- Sanayide enerji tüketimini ve proses emisyonlarını azaltacak yeni teknolojilerin geliştirilmesi, daha fazla yenilenebilir kaynak kullanımı ve elektrifikasyon, döngüsel ekonomi yaklaşımlarının, hammadde tüketiminde verimliliğin, geri dönüşüm ve sıfır atık yöntemlerinin kullanılması gibi uygulamalara geçilebilir.
- Yüksek enerji yoğunluklu sanayilerde karbon yakalama ve gömme teknolojileri (CCUS) kullanılabilir ve 2050’ye doğru yeni geliştirilecek negatif emisyon teknolojileri devreye sokulabilir. Ulaşımda, sanayide ve binalarda yeşil hidrojen kullanımı daha hızlı artırılabilir.
Yürütülen çalışmada, araştırmanın tüm sera gazlarını kapsamaması önemli bir kısıt olarak belirtiliyor. İklim politikalarının ancak bilimsel çalışmalar baz alınarak iyileştirilebileceğinin vurgulandığı araştırmada CO2 dışında kalan CH4 ve N2O gibi önemli kirleticilerin emisyonlarının azaltılması için politikalar geliştirilmesi ve 2050 Net Sıfır hedefi için benzer modelleme çalışmalarının yapılması gerektiği de ifade ediliyor.
Çalışmada yer alan araştırmacı ve yazarlar ise şöyle: Dr. Ümit Şahin (İPM), Doç. Dr. Osman Bülent (EPRA), Dr. Bora Kat (ODTÜ), Dr. Saeed Teimourzadeh (EPRA), Kemal Demirkol (GTE Carbon), Arif Künar (VENESCO), Prof. Dr. Ebru Voyvoda (ODTÜ) ve Prof. Dr. Erinç Yeldan (Kadir Has Üniversitesi).