COP27’de İSO’nun düzenlediği “Sürdürülebilirlik İçin Sanayiyi Harekete Geçirmek” panelinde iklim değişikliğiyle mücadele alanındaki çalışmalar aktarıldı.
Türkiye’nin iklim değişikliği ile ilgili konularda gerçekleştirdiği çalışmaların uluslararası düzeyde aktarılabilmesi ve tanıtılabilmesi amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından koordine edilen COP27 yan etkinlik programına İSO da düzenlediği “Sürdürülebilirlik İçin Sanayiyi Harekete Geçirmek” paneli ile katkıda bulundu.
İSO Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Şubesi Müdürü Gülberk Ertap’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele, İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir, Şişecam Strateji Genel Müdür Yardımcısı Özlem Vergon, Brisa CTO Yardımcısı Murat Hepdurluk ve Ford Otosan Çevre Mevzuatı ve Çevre Yönetim Sistemi Lideri Betül Tavacı Saygılı konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir, İklim değişikliğiyle mücadelede aksiyona geçmenin her geçen gün daha da önem kazandığı günümüzde şirketlerin uzun vadeli değer yaratmak amacıyla ekonomik, çevresel ve sosyal faktörleri karar mekanizmalarında dikkate alması ve bu faktörlerle bağlantılı riskleri etkin bir biçimde yönetmesi gerektiğini belirterek, “Bu nedenle firmaların iyi bir kurumsal vatandaş olması, yani çevreye ve insana duyarlı olması beklenmektedir. Bu kapsamda sanayicilerin iklim değişikliğini bir risk faktörü olarak dikkate alması gerekiyor. Buna göre, düşük karbon ekonomisine geçiş için iklim değişikliğinin etkilerini azaltma ve etkilere uyum sağlama stratejileri belirlenmelidir.” dedi.
İSO’nun, Türkiye sanayisinin sürdürülebilir dönüşüm yolculuğunda rehberlik edecek çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Tacir, “Toplumsal ve çevresel sorumluluklarımızın bilinciyle önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir üretim anlayışı ile çalışmalarımıza devam edecek, yol gösterici adımlar atmayı sürdüreceğiz. Sürdürülebilir dönüşüm için iş birliklerinin yaratacağı güçlü etkiyi önemsiyor ve tüm paydaşlarımızı sürdürülebilir bir gelecek için harekete geçmeye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gezegeni Koru, Toplumu Güçlendir, Yaşamı Dönüştür
Ekolojik ve sosyal değişimlerin iş dünyası üzerindeki bütünleşik etkileri, yönetim modellerinin sürdürülebilirlik yaklaşımını temel almasını kaçınılmaz kıldığını belirten Şişecam Strateji Genel Müdür Yardımcısı Özlem Vergon, “Şişecam olarak biz de dünyanın karşı karşıya olduğu iklim krizi, enerji ve ham madde ihtiyacı, toplumsal eşitsizlikler gibi sorunlar karşısında uçtan uca tüm değer zincirini kapsayan, yalnızca ekonomik değerlerin değil, çevresel ve sosyal değerlerin de karar alma mekanizmasının temel unsurları olduğu sürdürülebilir bir yönetim modelini benimsiyoruz.” dedi.
Toplumun, yaşamın ve gezegenin değişen önceliklerini esas alarak, 2050’ye kadar karbon nötr olmayı hedeflediklerini ve Care for Next Sürdürülebilirlik Stratejisi’ni hayata geçirdiklerini aktaran Vergon, “Care for Next kapsamında üç alana odaklanıyoruz. ‘Gezegeni Koru’ diyerek çevreyi korumayı, atık azaltımını sağlamayı, kaynakları etkili bir şekilde kullanmayı; ‘Toplumu Güçlendir’ diyerek topluma değer katmak için çalışanlarımız, hissedarlarımız ve iş ortaklarımızla ortak hareket etmeyi; ‘Yaşamı Dönüştür’ diyerek de yeni teknolojileri, dijitalizasyon ve inovasyonu ana hedeflerimiz olarak benimsiyoruz. Bu kapsamda, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na hizmet eden net hedeflerle, sürdürülebilir değer yaratma misyonumuza doğru tüm değer zincirimiz ile ilerlemeye devam ediyoruz.” sözleriyle Şişecam’ın kurumsal sürdürülebilirlik yol haritasının detaylarını verdi.
“2030’da karbon nötr olmayı amaçlıyoruz”
“Gelecek Şimdi” diyerek sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında Ford Otosan’ın çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında daha fazla fayda yaratmak için çalıştığını belirten Ford Otosan Çevre Mevzuatı ve Çevre Yönetim Sistemi Lideri Betül Tavacı Saygılı, “İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla Ford Otosan binek araçlarda 2030, hafif ve orta ticari araçlarda 2035, ağır ticari araçlarda ise 2040 itibarıyla sadece sıfır emisyonlu araç satışı hedefliyor. Bu hedefe paralel olarak E-Transit ve E-Transit Custom’un da Avrupa’daki tek üreticisi olan Ford Otosan, Ford’un elektrifikasyon stratejisinde kritik bir rol oynamaya da devam ediyor. Türkiye’deki üretim tesislerinde ve Ar-Ge merkezinde, 2030’da karbon nötr olmayı amaçlayan Ford Otosan, bu doğrultuda yerleşkelerinde kullanılan elektriğin tamamını yenilenebilir kaynaklardan elde ediyor. Otomotiv endüstrisinin büyük bir ekosistem olduğu bilinciyle hareket ederek tedarik zincirindeki 300’den fazla tedarikçisinin 2035’te karbon nötr olmasını amaçlayan Ford Otosan, lojistik operasyonlarını da 2035’te karbon nötr hale getirmeyi hedefliyor” ifadelerini kullandı.
“Karbon emisyonlarımızı yüzde 56 azaltacağız”
2050’de net sıfır emisyona ulaşmayı, 2030’da ise Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını yüzde 56 azaltmayı taahhüt ettiklerini hatırlatan Brisa CTO Yardımcısı Murat Hepdurluk, “2030’a yönelik karbonsuzlaştırma yol haritamızı 1,5 derece senaryosuna göre belirledik ve 2021’de Bilime Dayalı Hedefler Girişimi (SBTi)’nin onayını aldık. Brisa, Türkiye’de ve Avrupa’da bunu başaran ilk şirket oldu.” dedi.
Döngüsel ekonomiye de odaklandıklarını belirten Hepdurluk, sürdürülebilirlik yolculuğundaki bir sonraki hedeflerinin, değer zincirinin yeşil dönüşümünü sağlamak olduğunu söyledi. Hepdurluk, “Sorumlu tedarik politikamızın bir parçası olarak, ham madde tedarikinde yerelleştirme konusuna önem veriyoruz. Tedarikçi Performans Derecelendirme Programımız sayesinde satın alma süreçlerimizin daha yeşil olmasını sağlayacak iyileştirmeleri teşvik ediyoruz. Bu yıl başlattığımız Brisa Yeşil Bayi programı ile bayilerimizi de bu yeşil dönüşümün bir parçası olmaya davet ettik.” diyerek sürdürülebilirlik konusunda örnek olmaya devam edeceklerini belirtti.