SHURA’nın “Enerji Görünümü 2024” raporu, Türkiye’nin enerji geleceğine ışık tutuyor.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, Türkiye’nin düşük karbonlu ve sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişinde atılması gereken somut adımları içeren “Enerji Dönüşümü Görünümü 2024” raporunu yayımladı. Rapor, mevcut eğilimleri analiz ederken, Türkiye’nin 2030’a kadar enerji sistemini nasıl daha çevreci, dirençli ve ekonomik hale getirilebileceğine dair öneriler sunuyor.
Fosil yakıtların enerji arzında baskın rol oynadığı Türkiye’de, yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artırılması kritik bir öncelik olarak öne çıkıyor.
Yenilenebilir enerjinin payının artırılması gerekiyor
Raporda, Türkiye’nin enerji sektörünün son on yılda önemli bir dönüşüm sürecine girdiği belirtiliyor. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı artarken, enerji verimliliği alanında da kaydedilen gelişmeler dikkat çekiyor. Ancak mevcut politikaların sürdürülmesi hâlinde, Türkiye’nin 2050’ye kadar enerji güvenliği, iklim hedefleri ve ekonomik büyüme arasında denge kurmasının giderek zorlaşabileceği uyarısı yapılıyor.
Raporda, 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin elektrik kurulu gücünün yüzde 59’u ve elektrik üretiminin yüzde 46’sı yenilenebilir kaynaklardan sağlanırken, özellikle güneş enerjisinde 4,3 GW’lık kapasite artışı ile tarihi bir büyüme kaydedildiğine dikkat çekiliyor. Bununla birlikte, güneş ve rüzgâr enerjisinin sistemdeki payının daha da artırılması gerektiği vurgulanıyor.
Öte yandan enerji dönüşümünün iki temel taşı olarak ise elektrifikasyon ve enerji verimliliği gösteriliyor. Rapora göre binalarda ısı pompaları gibi elektrikli sistemlere geçiş, ulaşımda ise elektrikli araçların yaygınlaşması, toplam emisyonların azaltılmasında kritik rol oynayacak.
Enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 50’sinden sorumlu olan sanayi sektörü ise karbon yoğun yapısıyla dönüşümün merkezinde bulunuyor. Türkiye’nin büyüme hedefleri ile enerji dönüşümü gerekliliklerinin kesiştiği bu alanda, uluslararası iklim düzenlemeleri ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi uygulamalar, sanayi üretimini ve rekabet gücünü yeniden şekillendiriyor.
Sanayi sektörünün düşük katma değerli ve karbon yoğun üretim yapısı, Türkiye’nin dış ticaret açığını derinleştirirken emisyonları da artırıyor. Bu nedenle sanayide yapısal dönüşüm artık ertelenemez bir gereklilik olarak görülüyor.
Dolayısıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası düzenlemeler doğrultusunda Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir dönüşüm süreci yürütmesi hayati önem taşıyor. Bu kapsamda yalnızca sektörel değil; enerji, sanayi, ulaştırma, finans ve ticaret politikalarını entegre eden bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor. Böylece hem sürdürülebilir kalkınma hem de sanayide rekabet gücü artışı sağlanabileceğine dikkat çekiliyor.
Fosil yakıtlardan çıkış ve adil dönüşüm kritik rol oynuyor
Türkiye’nin ithal fosil yakıtlara olan bağımlılığı, enerji güvenliğini ve cari açığı olumsuz etkiliyor. Bu doğrultuda SHURA’nın raporu, doğalgaz ve kömür santrallerinin kademeli olarak sistemden çıkarılması gerektiğini belirtiyor. Ancak bu geçişin sosyal etkilerine dikkat çekilerek, adil dönüşüm politikalarıyla istihdam kayıplarının önüne geçilmesi gerektiği de vurgulanıyor.
Enerji dönüşümünün gerektirdiği şebeke altyapısı, elektrifikasyon ve yeni teknolojilere yönelik yatırımlar, ciddi bir finansman ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Net sıfır karbon hedefi doğrultusunda, yıllık enerji yatırım tutarının geçmiş döneme kıyasla 2,5 kat artması gerekiyor.
Rapor, enerji dönüşümünün gerçekleşmesi için kamu ve özel sektör iş birliğinin önemine vurgu yapıyor. Ayrıca enerji dönüşümünün, iklim kriziyle mücadelede olduğu kadar, istihdam yaratımı ve teknoloji gelişimi açısından da fırsatlar sunduğu belirtiliyor.
Bu nedenle, uluslararası kaynaklara erişimi kolaylaştıracak ve kaynak çeşitliliğini artıracak merkezi bir yapılanmanın oluşturulması büyük önem taşıyor. Kamu öncülüğünde geliştirilecek yeşil finansman stratejilerinin, Türkiye’nin enerji dönüşümünde ihtiyaç duyduğu kaynaklara ulaşmasına katkı sağlayabileceği belirtiliyor.
Enerji dönüşümünde hangi adımların atılması gerekiyor?
SHURA raporunda dönüşüm sürecine rehberlik edecek çeşitli politika önerileri de sunuyor. Bu doğrultuda;
- Uzun vadeli bir enerji dönüşüm stratejisi oluşturulması ve takvim belirlenmesi,
- Elektrik piyasasında şeffaflık ve öngörülebilirliğin artırılması,
- Dağıtık enerji ve enerji kooperatifleri gibi yeni modellerin desteklenmesi,
- Kamu kurumları arasında koordinasyonun güçlendirilmesi,
- Enerji verimliliği için mali teşviklerin yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor.
Rapor, dönüşüm sürecinin sadece teknik değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarda da kapsamlı bir süreç gerektirdiğine işaret ediyor.