Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler, Türkiye’ye yönelik Sağlık ve İklim Değişikliği Ülke Profili Raporu 2022’yi yayımladı.
Rapor, iklim değişikliğine karşı harekete geçilmemesi durumunda, yüzyılın sonunda Türkiye’deki ortalama yıllık sıcaklık artışının 4,9 dereceye ulaşabileceği ve sıcak günlerin sayısının yılın yüzde 65’ine yayılabileceği konusunda uyarıyor.
İklim değişikliğine bağlı artan sıcaklıkların ve düzensiz yağış paternlerinin Türkiye’de de görülmeye başlandığı aktarılan raporda, Türkiye’nin ormanlarının aşırı ısınma ve benzeri meteorolojik olaylardan büyük oranda etkileneceği belirtiliyor.
Aşırı hava olayları tarımı olumsuz etkileyebilir
İklim değişikliği, kuraklık ve seller dahil aşırı hava olaylarının yoğunluğunu ve sıklığını artırıyor. Rapora göre, toplam yıllık yağış, yüzyılın sonuna kadar yaklaşık yüzde 15 oranında azalabilir ve kuraklık olayları artabilir.
Rapor, iklim değişikliğinin tarım sektörünü çölleşmeye, orman yangınlarına, yüksek buharlaşmaya ve aşırı hava olaylarına maruz bırakma riskinin arttığını aktarıyor. Ayrıca, artan sıcaklıklar ve genel olarak su mevcudiyetinin azalma riski, tarım alanlarının sürdürülebilirliği için bir risk oluşturuyor. Bu durumun Türkiye’de tarımsal verimin düşmesine neden olabileceği ve gıda güvenliğine yönelik riskleri artırabileceği belirtiliyor. Ek olarak bu gelişmelerin nüfusun yer değiştirmesine yol açabileceği ve su ile sanitasyon altyapısını ve hizmetlerini olumsuz yönde etkileyebileceği vurgulanıyor.
Raporda iklim değişikliğinin, ormansızlaşma ve ekosistem tahribatı sonucunda zoonotik hasta vakalarının sayısını artırabileceği de belirtiliyor. Türkiye’de hâlihazırda kutanöz, visseral leishmaniasis ve West Nil virüsü enfeksiyonu gibi tatarcık ve sivrisinek kaynaklı hastalıklarında artış riski var. Ayrıca sıtma, Zika virüsü hastalığı, dang virüsü enfeksiyonu, chikungunya humması ve sarı humma hastalıklarının daha da yayılma riski de var. Öte yandan Kırım-Kongo kanamalı ateşi, hantavirüs enfeksiyonu, leptospirosis, Lyme hastalığı, Q humması gibi zoonotik hastalıklar, bu hastalıkların daha önce görülmediği bölgelere yayılabilir.
Türkiye’nin on şehrinde hava kirliliği yüksek seviyede
Raporda aktarılana göre, Türkiye’nin en kalabalık on şehrine ait hava kirliliği ile ilgili veriler, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kabul edilebilir değerin (5 µg/m3) üzerinde bir kirliliğe işaret ediyor.
Enerji ve ulaşım sistemlerinin birçoğu da hava kirliliğine katkıda bulunuyor. Hava kirliliği artık en büyük küresel sağlık risklerinden biri ve her yıl yaklaşık yedi milyon insanın ölümüne neden oluyor.
Hava kirliliği sağlık için doğrudan ve bazen ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Solunum yolunun derinliklerine nüfuz eden ince parçacıklar, daha sonra solunum yolu enfeksiyonlarından, akciğer kanserinden ve kardiyovasküler hastalıktan ölüm oranını artırıyor. Nitekim Türkiye’de yaşlanan nüfus ve değişen yaşam biçimleri nedeniyle kronik hastalıklar da giderek yaygınlaşıyor.
Rapor, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede uyum önceliklerinin belirlenmesinin ve gerekli bütçe gereksinimlerinin tahsis edilmesinin, ilerlemenin düzenli olarak takip edilmesinin ve gerektiğinde gözden geçirilmesinin önemine vurgu yapıyor.