“Enerji Dönüşümü – Yenilenebilir Enerji 2035” tanıtım toplantısında Türkiye’nin enerji stratejileri ve hedefleri paylaşıldı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen “Enerji Dönüşümü – Yenilenebilir Enerji 2035” tanıtım toplantısında yaptığı sunumda, Türkiye’nin enerji politikalarının; arz güvenliği, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve 2053 Net Sıfır olmak üzere üç temel hedef üzerinde şekillendiğini söyledi.
Son 20 yılda Türkiye’nin doğal gaz ve elektrik talebinin yaklaşık üç kat büyüdüğüne ve 2035’te 510 teravatsaate ulaşacağını aktaran Bayraktar, “Son 20 yıl içerisinde Türkiye 1648 teravatsaat elektriği yenilenebilir kaynaklardan üretti. Biz bunu hidrolik santrallerden, güneşten, rüzgârdan değil de doğal gazdan üretseydik, 330 milyar metreküp doğal gaz ithal etmemiz gerekiyordu. Doğal gaza yaklaşık 132 milyar dolar para ödemiş olacaktık Dolayısıyla, yenilenebilir enerjiyi devreye alarak bu kadarlık doğal gaz ithalatından imtina etmiş olduk. 892 milyon ton da karbon salımı gibi bir sorunu önlemiş olduk. Son 20 yıl bu anlamda büyük bir başarı hikâyesi” dedi.
Türkiye 30 yılda enerjide ihracatçı konumda olacak
Türkiye’nin gelecek 30 yılda enerjide net ihracatçı bir konuma ulaşmasını hedeflediklerini belirten Bayraktar, Türkiye’nin enerji ithalatını düşürmek için yeni yenilenebilir enerji kaynaklarını artırarak ve petrol ile doğal gaz aramalarına hız vererek ekonomiye katkı sağlanacağını ifade etti.
Enerji verimliliğine 20 milyar dolarlık yatırım yapılacak
Bayraktar, Türkiye’nin 2024-2030’u kapsayan dönemde enerji verimliliği yatırımlarının kamu ve özel sektörde 20 milyar doları bulacağını aktardı. Bayraktar, güçlü ve modern bir enerji altyapısına sahip olmanın önemine de vurgu yaparak, özellikle elektrik iletim ve dağıtım şebekelerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Bayraktar, “Elektrik iletim ve dağıtım şebekesi güçlü değilse tüm yatırımlarda büyük problem olabilir. Bu yüzden, çok güçlü bir iletim sistemine sahip olmamız lazım. Doğal gazda LNG altyapısıyla, depolama kabiliyetiyle, boru hatlarıyla, uluslararası projelerle beraber güçlü bir altyapıya sahip olmaya başladık. Kritik madenler; bakırdan nikele, kobalta, nadir toprak elementlerine kadar unsurlar da bizim mutlaka geliştirmemiz gereken, Türkiye’ye bu alanda çağ atlatacak, bir üst sınıfa getirecek en önemli alanlar olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki süreçte bu konuyla alakalı güzel gelişmeleri sizlerle paylaşmış olacağız” dedi.
İzin süreçleri hızlandırılacak
2035’de bugün 30.000 MW’lar seviyesinde olan RES ve GES kurulu güç kapasitesinin dört katına çıkarılarak 120.000 MW’a ulaşması hedefleniyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin her yıl 7.500 – 8.000 MW’lık GES ve RES yatırımını hayata geçirmesi gerekiyor.
2035 yılı için belirlenen 120 bin megavatlık rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücüne ulaşmak amacıyla 80 milyar dolar yatırıma ihtiyaç duyulduğunu belirten Bayraktar, yenilenebilir enerjide belirlenen hedefe ulaşılabilmesi için izin süreçlerinin hızlandırılacağı çeşitli düzenlemelerin hayata geçirilmesinin planlandığını söyledi.
Bayraktar, mevcut durumda yaklaşık 48 ayı bulan izin süreçlerinin de kısaltılmasını hedeflediklerini kaydederek, “Bu 48 ayı 2 yıl ve altına indireceğiz. Bu sayede bu yatırımlar çok hızlı bir şekilde hayata geçecek” ifadesini kullandı.
Üretilen elektriğin satışında taban fiyat uygulanacak
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarına da değinen Bayraktar, “28 Ekim’de şartnamelerini açıklayacağız. 5 rüzgâr projesi var. Bunların 2’si Sivas’ta, 1’i Edirne’de, diğer 2’si de Kırklareli’de. Yaklaşık 1200 megavatlık verimleri son derece yüksek ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) izinleri mevcut. Bu sahaları ilk RES 2024 projesi olarak devreye alacağız. Güneşte 6 saha söz konusu. Bunların da ÇED izin süreçlerini işletiyoruz. Hedefimiz 2025’te de buraya geldiğimizde 2026’da takip eden yıllarda ÇED izinleri alınmış, dolayısıyla yatırımcının bir an önce yatırıma gireceği, yatırım sürecini kısalttığı bir ihale sürecini tamamlamak. Biz 2024’te 2 bin megavatla başlıyoruz.” diye konuştu.
Bayraktar, söz konusu projelerin en hızlı şekilde hayata geçirilmesinin hedeflendiğini belirterek, “Güneşte 60 ay, rüzgârda 72 ay süresince santralinizi devreye aldığınız andan itibaren elektriğinizi sisteme satabileceksiniz. Yatırımcımıza o günkü piyasa fiyatından satma hakkını veriyoruz. Serbest piyasada fiyat 4,95 sentin altına gelirse, bunu taban olarak muhafaza edeceğiz. Sonraki 20 yıllık sürede de ihalede oluşan fiyat neyse o fiyattan elektrik alım garantisi verilecek. Bu ihalelerde artık bir taban fiyat olacak” dedi.
Taban fiyatın altına teklif verenler düşmeyecek. Belirlenen taban fiyat aslında yatırım finansmanını sağlayacak değer. Kalan lisans sürecinde ise serbest piyasa fiyatı üzerinden yatırımcı elektriği satabilecek. İletim bedeli ise bu fiyatların içinde olmayacak. İletim bedeli ödenecek, daha sonra YEKDEM mekanizmasından geri alınacak.