Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye Yeşil İklim Fonu’ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanacağını açıkladı. Partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, “Bir süredir müzakereleri yürütülen, ülkemize Yeşil İklim Fonu’ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının geçtiğimiz günlerde imzalandığı müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum,” ifadelerini kullandı.
Bloomberg HT’nin haberine göre gelecek yılın bütçesini küresel krizlerin etkilerine rağmen kalkınma hedeflerinin çıtasını yükseltmek üzere şekillendirdiklerini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iklim değişikliğinin yol açtığı sorunları Yeşil Kalkınma Devrimi ile aşacaklarını dile getirdi. Hazine ve Maliye Bakanlığının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve Dışişleri Bakanlığının 2018’den beri takip ettiği Yeşil İklim Fonu’ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakatın imzalanmasıyla kamu ve özel sektörün iklim değişikliği ile ilgili projelerine uzun vadeli ve cazip finans desteği sağlanabileceğini belirten Erdoğan, bu kaynağın 12,5 milyon dolar ile 66,5 milyon dolar arasındaki bölümünün de hibe olarak kullanılacağını kaydetti.
“3,2 milyar dolarlık fon Türkiye için çok faydalı olacak”
İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Mehmet Emin Birpınar da BBC Türkçe’den Ayşe Sayın ve Onur Erem’e yaptığı açıklamada 3,2 milyar dolarlık fonun Türkiye’nin yeşil dönüşüm projeleri için çok faydalı olacağını söylüyor ve ekliyor: “Biz iyi niyetle şunu yaptık: Biz bu müzakereleri bitirmeden cumhurbaşkanımız bunu dünyaya deklare etti. Yani şartlı da deklare etmedi. Para verirseniz bunu yapacağız da demedi. Biz Türkiye’nin kalkınmasına ve 2053’e giden yolda, Türkiye’nin kalkınmasının yeşil kalkınma hamlesi olduğunu düşünüyoruz. Türkiye oradan yürümek zorunda, vahşi bir kalkınma modeli ile yürüyemez.” Birpınar, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamasının ardında da bu gerçeğin fark edilmesinin yattığını vurguluyor. Türkiye’nin anlaşmayı en başında imzalaması durumunda teknoloji transferi ve iklim finansmanından yararlanmasının imkansız olacağını aktaran Birpınar, Paris Anlaşması’nın tarihi olan 2015 yılından bu yana geçen zamanda yürütülen müzakerelerle bunun artık kısmen de olsa mümkün olduğunu dile getiriyor.