Bugün dünyada sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerini teşvik etmeyi amaçlayan Uluslararası Sıfır Atık Günü kutlanıyor.
Yılda yaklaşık 2,24 milyar ton kentsel katı atık üretiliyor. Ancak bu miktarın 2050 yılına kadar yılda 3,88 milyar tona çıkması bekleniyor.
Atık sektörü, kentsel ortamlarda sera gazı emisyonlarına ve biyoçeşitlilik kaybına neden oluyor. Yılda yaklaşık 931 milyon ton gıda israf ediliyor ve 2040 yılına kadar 37 milyon ton plastik atığın okyanusa karışacağı öngörülüyor.
Kaynak tüketimi arttıkça atık miktarı da artıyor. Nitekim Küresel Ayak İzi Ağı 2022 raporu da insanlığın kaynak tüketimindeki hızlı artışın sürdüğünü ortaya koyuyor. Rapor, dünya genelinde yıllık ölçekte gezegenin kaynaklarını yüzde 75 daha fazla kullandığımızı gösteriyor. Bu da her yıl aslında 1,75 dünya eşdeğerinde kaynağı harcadığımız anlamına geliyor. Bu eğilim devam ederse 2030 yılında en az iki dünya, yüzyılın ortasında ise üç dünya eşdeğerinde kaynağa ihtiyaç duyacağız.
Türkiye’de de benzer bir durum söz konusu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, son 30 yılda hammadde tüketiminin 2 kat arttığını ve kişi başı maddesel ayak izinin yaklaşık yüzde 50 oranında artarak 13 ton seviyelerine çıktığını gösteriyor.
Tüm bu nedenlerle Türkiye, sürdürülebilir bir gelecek için atıkları kontrol altına almak ve gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak adına Sıfır Atık projesini hayata geçirdi. Proje, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2017 yılında başlatıldı ve hem bireysel hem kurumsal hem de belediyeler genelinde yaygınlaştı.
14 Aralık 2022’de ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Türkiye’nin girişimleriyle sıfır atık girişimlerinin önemini resmen tanıdı ve 2023’ten itibaren her yıl 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kutlanacak şekilde ilan etti.
Uluslararası Sıfır Atık Günü, sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerini teşvik etmeyi, toplumsal dönüşümü döngüsel bir yapıya doğru desteklemeyi ve sıfır atık girişimlerinin sürdürülebilir kalkınmaya katkısını artırmayı amaçlıyor.
Geri dönüşüm ile 62,2 milyar lira tasarruf sağlandı
Sıfır Atık Hareketi, Türkiye’de geri dönüşüm alanında büyük bir etki yarattı. 2017 yılında başlatılan proje kapsamında, 19 milyon kişiye eğitim verildi ve 164 binden fazla bina ve yerleşkede Sıfır Atık Yönetim Sistemine geçildi.
Sıfır Atık Hareketi ile geri dönüşüm oranları da 2022 sonu itibarıyla yüzde 27,2 seviyesine ulaştı. Projenin kapsamında, 20,4 milyon ton kağıt-karton, 5,4 milyon ton plastik, 2,3 milyon ton cam, yarım milyon ton metal, 5,2 milyon ton organik ve diğer geri dönüştürülebilir atık olmak üzere toplamda yaklaşık 33,8 milyon ton atık geri kazandırıldı. Bu sayede 62,2 milyar lira tasarruf sağlandı. Beş yıllık süre zarfında geri kazanılan atık miktarı, yıllık bazda oluşan evsel katı atık miktarından fazla oldu.
Çevre mevzuatındaki revizyonlarla geri kazanım katılım payı uygulaması da güçlü bir finansal mekanizma oluşturdu. Proje kapsamında alışverişte kullanılan plastik poşetlerin ücretlendirilmesi uygulaması sonucu poşet kullanımında yüzde 62,5’lik bir azalma yaşandı. Ayrıca, sanayide temiz üretim ve endüstriyel simbiyoz gibi uygulamaların yaygınlaşmasıyla atıkların ek yakıt ve alternatif hammadde olarak kullanımı arttı.
Sıfır Atık Hareketinin bir başka önemli kazancı ise “al-kullan-at” kültüründen döngüselliği esas alan “al-kullan-değerlendir-tamir et-yeniden kullan-dönüştür” modeline geçiş için çalışmaların başlatılması oldu. Bu sayede atıkların dönüşümü arttı ve çevreye zarar veren atıkların miktarı azaldı.
Hareket, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Nitekim geri dönüşüm oranlarının artması, doğal kaynakların daha etkin kullanımı ve ekonomik kazançlar sağlanması, bu hareketin etkisini ortaya koyuyor. Sıfır Atık Hareketi, Türkiye’de ve dünyada atık yönetimi alanında önemli bir dönüşümü başlattı.