Kayıp ve hasar fonunda şimdiye kadar toplanan miktar, ihtiyaç duyulan miktarın oldukça altında kaldı.
COP28 zirvesinin ilk gününde, kayıp ve hasar fonunda uzlaşmaya varılmasından bu yana gelişmiş ülkeler tarafından taahhüt edilen miktar yaklaşık 700 milyon dolar oldu.
Yapılan bağışlar, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği kaynaklı ekonomik ve sosyal kayıplarının yüzde 0,2’sinden azını oluşturuyor.
UUSC ve L&DC tarafından yapılan araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkeler için kayıp ve hasar fonunun yıllık 400 milyar doların üzerinde olması gerekiyor ve bu miktar yıldan yıla artmaya devam ediyor.
COP28’in ev sahibi olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Almanya 100’er milyon dolarlık taahhüt verdi. İtalya ve Fransa ise 108’er milyon dolar sözü verdi. ABD 17,5 milyon dolar taahhütte bulunurken, ABD ve Çin’in ardından üçüncü büyük ekonomi olan Japonya 10 milyon dolar teklif etti. Diğer bağışlar arasında 50 milyon dolar ile Danimarka yer alırken, İrlanda ve AB her biri 27’şer milyon dolar, Norveç 25 milyon dolar, Kanada ise 12 milyon doların altında bir miktarda taahhütte bulundu.
İklim Eylem Ağı’nın küresel siyasi strateji başkanı Harjeet Singh, “Başlangıçtaki 700 milyon dolarlık bağış, yıllık yüz milyarlarca dolara varan finansman ihtiyacına göre oldukça yetersiz kalıyor. Bu fonun kurulmasında yaşanan 30 yıllık gecikme, özellikle ABD gibi varlıklı ve çevreye en fazla zarar veren ülkelerin kayda değer katkılarda bulunmamaları, gelişmekte olan ülkelerin dünya problemlerine karşı kayıtsız kaldığını gösteriyor” dedi.
Karbon fiyatlandırma mekanizmaları iklim değişikliğiyle mücadelede etkili rol oynuyor
Uluslararası Para Fonu’nun (International Monetary Fund, IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, zirvede yaptığı bir konuşmada, karbon fiyatlandırma mekanizmalarının dünyanın iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gereken trilyonlarca dolarlık kaynağı sağlayabileceğini ifade etti.
Georgieva, “IMF’nin yaptığı hesaplamalar, , fosil yakıtlara sağlanan doğrudan ve dolaylı teşviklerin küresel ölçekte 7 trilyon doları aştığını ortaya koyuyor. Sağlanan teşviklerin yeniden düzenlenmesi ile yenilenebilir enerji ve düşük karbon teknolojilerine kaynak sağlanmasıyla temiz büyümenin önü açılabilir.
Ekonomistler, yıllardır karbon fiyatlandırmasının fosil yakıtlardan uzaklaşmak için en etkili yol olduğunu savunuyor. Ancak bu tür vergiler ve fiyatlandırmalar, pratikte hükümetlerin çekindiği ve özellikle yanlış uygulandığında daha düşük gelirli insanları olumsuz etkileyebileceği için politik açıdan riskli olabiliyor.
COP28 Başkanı’nın açıklamaları tepki çekti
COP28 Başkanı Sultan Ahmed Al Jaber’in, fosil yakıt kullanımının aşamalı olarak azaltılmasının bilimsel bir dayanağı olmadığına yönelik yaptığı açıklama geniş kesimlerce tepki gördü. Al Jaber ise yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığını belirtti ve zirve öncesinde gerçekleştirdiği röportaj esnasında, fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına yönelik somut bir yol haritasının gerektiğini ifade etti.
COP28 zirvesine rekor sayıda fosil yakıt lobicisi katıldı
COP28 zirvesine şimdiye kadar 2.456 fosil yakıt lobicisinin katıldığı belirtiliyor. Bu sayı, geçtiğimiz yıl düzenlenen COP27’ye katılan fosil yakıt lobicisi sayısının yaklaşık dört katına tekabül ediyor.
Yapılan analiz, Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen zirve üzerinde, fosil yakıt endüstrisinin etkisiyle ilgili daha fazla soru işareti doğuruyor.
Corporate Accountability’den araştırma direktörü Rachel Rose Jackson, konuya dair yaptığı açıklamasında “Eğer COP28’de fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması kararı alınmazsa, suçlunun kim olduğunu biliyor olacağız. Öfkeliyiz ve fosil yakıt endüstrisinin neden iklim eylemlerine dair söz sahibi olmaması gerektiğini tekrar tekrar açıklamak zorunda kalmamızdan bıktık” ifadelerini kullandı.