Üretim, tüketim, yaşama ve çalışma biçimlerimizde kaynak verimliliğini ve sanayiden tarıma, ulaştırmadan enerjiye kapsamlı bir değişim sürecini işaret eden yeşil dönüşüme neden ihtiyacımız var? İstanbul Sanayi Odası Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Şubesi Uzmanı Hilal Kazan, İSO Yeşil Blog için yazdı.
Popülasyon dinamiklerini etkileyen biyolojik, demografik ya da çevresel faktörler, nüfus yoğunluğunu değiştiren önemli güçler olmasının yanı sıra insan topluluklarının hayatta kalabilmek adına üretim ve tüketim amaçlı kullandığı kaynakların da başında geliyor. Ancak bu durum, antropojenik (insan kaynaklı) parametrelerden kaynaklanan doğal kaynaklarda azalma ve çevresel kirlilik gibi problemleri de beraberinde getiriyor. Tüm bunlar ekosistemler üzerinde değiştirici etkiler yaratırken bu değişikliklerin geliştirici etkiler olmasının sağlanmasında sürdürülebilirlik kavramı anahtar kelime olarak öne çıkıyor.
Sürdürülebilir değişimin sağlanmasında önemli bir yere sahip olan yenilenebilir enerji kaynakları son yıllarda önem kazanmış olsa da özellikle sanayileşmenin yoğun olduğu ülkeler, enerji kaynağı olarak fosil yakıtları kullanmaya devam ediyor. 2019 yılında dünya genelinde kullanılan toplam enerji kaynaklarına bakıldığında enerji üretim kaynaklarının yaklaşık %84’ünü hala fosil yakıtların (doğalgaz, kömür ve yağ) oluşturduğu görülüyor. Sürdürülebilir kullanımı pek mümkün olmayan fosil yakıtların, ekosistem üzerinde yarattığı birçok olumsuz çevresel etki var ve bu çevresel etkilerin başında şüphesiz iklim değişikliği geliyor.
Yeşil büyüme ve yeşil dönüşüm ne hedefliyor?
Bu noktada “çevre odaklı sürdürülebilir ekonomik büyüme” modeli olarak adlandırılan yeşil büyüme ve yeşil dönüşüm kavramları önem kazanıyor. OECD’nin (Organisation for Economic Co-operation and Development / Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) tanımına göre, yeşil büyüme doğal varlıkların, refahımızın dayandığı kaynakları ve çevresel hizmetleri sağlamaya devam etmesi ve aynı zamanda ekonomik büyüme ile gelişmeyi de teşvik etmesi anlamını taşıyor. Yeşil dönüşüm kavramı da yenilenebilir enerji kullanımı teşviki sebebiyle daha az karbon yoğun olana geçiş fırsatı ve dekarbonize edilmiş küresel ekonomiyi teşvik eden bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.
Temelde iklim değişikliği ve kaynakların verimli kullanımı için geliştirilmiş bu kavramlar hem ekonomik hem de çevresel sürdürülebilirliği kapsıyor. Yeşil dönüşüm kavramı sorumlu üretim ve tüketim başta olmak üzere tüm ekonomik faaliyetlerin çevresel hedeflerle tasarımını gerektirirken aşağıdaki uygulamaların tamamını kapsayan geniş bir çerçeve oluşturuyor:
- Üretimde kaynak verimliliği (eko-verimlilik)
- Yenilenebilir enerji kaynağı kullanımı (fosil kaynak kullanımının bırakılması)
- Döngüsel ekonomi/üretime geçiş
- Uluslararası düzeyde oluşturulan kapsayıcı politikaların entegrasyonu ve sürdürülebilir kalkınma hedefi (yol haritası)
- Dijital dönüşümün sağlanması
- Teknolojik ve inovatif temiz üretim tekniklerinin geliştirilmesi
- Sürdürülebilir kentlerin oluşturulması
- Adil dönüşümün sağlanması
Yeşil büyümede küresel tedarik zinciri ve mevcut durum analizi için sistematik risk değerlendirmesi önemli bir yer teşkil ediyor. Fayda maliyet analizi yapılarak risk ve fırsatların değerlendirilmesi uzun dönemde sürdürülebilirlik stratejilerinin oluşturulmasına da katkı sağlıyor. Bu noktada paydaşların yeşil dönüşümde iş birliği yaparak çalışması ve bütünleşmiş çalışmalar yürütmesi dönüşüm adaptasyonunda önem taşıyor.
AB’nin yeni büyüme yol haritasında yeşil dönüşüm vurgusu
Avrupa Birliği’nin 2019 yılında açıkladığı büyüme yol haritası AB Yeşil Mutabakatı’nda yeşil dönüşümün kaçınılmaz olduğu açıkça belirtiliyor. Yeşil Mutabakat’ta daha önceki uluslararası iklim kongrelerinde belirtilen bilimsel gerçeklerin ışığında küresel ölçekte yeni bir ekonomik büyüme yolu çizmenin önemi ve bu yolda gerçekleştirilmesi hedeflenen stratejiler açıklanıyor. 2050 yılında karbon nötr olmayı hedefleyen AB, bu doğrultuda hareket ederek, kapsayıcı stratejiler ile riskleri fırsata çevirmeyi hedefliyor ve bu stratejiler kapsamında en başta sıfır karbona ulaşmada önemli rol oynayan taksonomi, kritik araçlardan biri olarak görülüyor. İklim değişikliği ile mücadelede yapılacak yeni yatırımların sınıflandırılmasında yol gösterici olması sebebiyle önemli olan taksonomi, ayrıca döngüsel ekonomi ve çevresel olumsuz etkilerin azaltılması gibi konuların AB Taksonomi Regülasyonu çerçevesinde değerlendirilerek ekonomik faaliyetlerin de sürdürülebilirlik merkezinde oluşmasına olanak sağlıyor.
AB, Yeşil Mutabakat kapsamında yeşil dönüşümü teşvik ve finanse etmek için ayırdığı en az 1 trilyon Euro’luk yatırımı sağlayacak başta “InvestEU” gibi finansal araçlar aracılığıyla, dönüşüm için ihtiyaç duyulacak finansal kaynakların yaratılmasını amaçlıyor. Fonlama için ayrılan bütçeler, iklim değişikliğinde yaşanan değişikliklerin giderilmesinde “yeşil dönüşüm”ün kritik role sahip olduğunun altını çiziyor.
Türkiye’nin yeşil dönüşüm hamleleri
Küresel ölçekte yaşanan bu değişime uyum sağlamanın önemi, AB ile ihracat payı ortalama %50 düzeyinde olan ülkemizde daha da belirgin. Bu bağlamda Ticaret Bakanlığı tarafından, başta AB olmak üzere dünya ekonomisinde meydana gelen dönüşüm politikaları ile uyumlu hale gelmek üzere geçtiğimiz temmuz ayında “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” yayımlandı.
Ayrıca, Türkiye ekonomisinin 3 yıllık stratejilerini kapsayan ve eylül ayında kamuoyuyla paylaşılan 2022-2024 Orta Vadeli Program’ın (OVP) makroekonomik hedeflerinde yeşil dönüşüm ile ilgili yedi politika ve tedbire yer verildi. Karbon nötr ekonomi modeli için finans sektörünün önemli bir aktör olduğunun altı çizilen tedbir maddelerinde, yeşil dönüşüm için gerekli teknolojik gelişimlerin desteklenmesi, yeşil Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB) teşviki ve sıfır atık uygulamalarının yaygınlaştırılması başlıkları üzerinde duruluyor.
Yeşil büyüme modeli ya da yeşil dönüşüm artık sadece iki kavram ya da eylem planı olmaktan ibaret değil, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarda sistemin dönüşümü için gereken politika ve araçların hayata geçirilmesinde birincil öneme sahipler. O halde, hedeflenen yeşil dönüşüm ve yeşil büyüme için üretim, tüketim ve paylaşım tarzımızı değiştirmek durumunda olduğumuzu fark etmeli ve dönüşüm için harekete geçmeliyiz.
Kaynaklar
- https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_20_17
- https://www.oecd.org/greengrowth/
- https://ourworldindata.org/fossil-fuels#global-fossil-fuel-consumption
- https://www.researchgate.net/publication/297745974_An_integrated_life_cycle_sustainability_assessment_of_electricity_generation_in_Turkey
- https://unctad.org/system/files/official-document/tdr2019_en.pdf
- https://unctad.org/system/files/official-document/ditcted2021d2_en.pdf
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/382459