Uluslararası İşçi Örgütü’nün raporuna göre, iklim değişikliği dünya genelinde işçilerin sağlığını ve ekonomiyi olumsuz yönde etkiliyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Organization, ILO) tarafından hazırlanan “Daha Sıcak Bir Gezegende Çalışmak” başlıklı rapora göre, aşırı sıcaklar özellikle açık havada çalışanlar için sıcak çarpması ve sıcak bitkinliği riskini artırıyor. Yüksek sıcaklıklarda çalışmak, işçilerin hata yapma olasılığını artırarak bazı durumlarda yaralanmalara veya ölümlere yol açabiliyor.
Yüksek sıcaklıklarda verimlilik de düşüyor. ILO’nun raporu, 24-26 derecenin üzerindeki sıcaklıkların iş üretkenliğini azalttığını gösteriyor. Rapor, 33-34 derece sıcaklıklarda yapılan fiziksel işlerde ise üretkenlik seviyelerinin yarı yarıya azaldığını ortaya koyuyor.
Bu durumdan özellikle Küresel Güney ülkeleri ve düşük gelirli ülkeler etkileniyor. Sahra Altı Afrika, Güney Asya ve Güneydoğu Asya gibi bölgeler, iklim değişikliği nedeniyle çalışma verimliliğinin azalma riski en yüksek olan bölgeler olarak öne çıkıyor.
Küresel ortalama sıcaklıktaki artışın yirmi birinci yüzyılın sonuna kadar 1,5 derecede sınırlandığı senaryoda bile oluşan etkilerle küresel çapta ekonomik kaybın 2030’da 2.400 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Rapor, yüksek sıcaklıkların yanında sel, kuraklık, orman yangınları ve kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının işletmelerin mal varlıklarına, ulaşım yollarına ve endüstriyel altyapılarına verdiği zararlara da değiniyor. Nitekim AON’un “Hava, İklim ve Felaket İçgörüsü” raporu da 2022 yılında iklim değişikliği ile ilişkili hava olaylarının küresel ekonomiye 313 milyar dolarlık bir maliyet getirdiğine dikkat çekerek ILO’nun bulgularını doğruluyor.
Yüksek sıcaklıklara karşı nasıl önlem alınması gerekiyor?
Hükümetler, işverenler ve işçiler; iklim değişikliği ile mücadele, iklim değişikliğinin oluşturduğu olumsuz etkilere uyum ve çevresel-sosyal olarak sürdürülebilir ekonomik modele adil geçişin başlıca aktörlerini oluşturuyor. Bahse konu paydaşların iletişimde kalarak; uyum politikalarının tasarlanmasında, uygulanmasında ve izlenmesinde iş birliği yapması büyük önem taşıyor.
ILO’nun raporu, sıcaklıklardan en çok etkilenecek iki sektörün tarım ve inşaat sektörleri olduğuna dikkat çekerek, bu iki sektör için özel önlemler sıralıyor. 2030 yılında dünya genelinde gerçekleşecek çalışma saatlerindeki kaybın yaklaşık yüzde 60’ının ısıl stresin bir sonucu olarak tarım sektöründe yaşanacağı öngörülüyor. 2030 yılına kadar tarım sektöründe yaşanacak verimlilik kaybının yoksulluğa ve gıda güvencesizliğine yol açabileceği belirtilerek, bunun önüne geçilmesi için mekanizasyonun teşvik edilmesi ve yeni becerilerin geliştirilmesinin önemi vurgulanıyor.
İnşaat sektöründe ise 1995 yılında ısıl stresten kaybedilen toplam çalışma saatlerinin yalnızca yüzde 6’sını oluştururken, bu payın 2030 yılında yüzde 19’a çıkması bekleniyor. Raporda, büyük şehirlerdeki inşaat alanlarında ısı stresini hafifletmede orta ve uzun vadeli olarak akıllı kentsel planlamanın önemli rol oynayacağı belirtiliyor. İşçilerin ve işverenlerin ısı stresine daha etkili bir şekilde uyum sağlamalarını sağlayan sahadaki hava koşullarını izlemeye yönelik özel önlemler, bilgi paylaşımı, iletişim ve teknolojik iyileştirmeler gibi belirli önlemlerin de alınması gerektiği vurgulanıyor.